"yarayı açan sensin. kapatmasını da sen bilmelisin."
bir ağrıya, ağrı kesici.
bir yanığa, yanık kremi.
bir kalp yarasına, açan kişi merhem olabilirmiş.
senin, açtığın yaradan bile haberin yok.
merhemim sensin, dediğime bakma.
senle geçecek dediğime bakma.
sen, açtığın yarayı bilmiyorsun.
çünkü öyle yaralar açtın ki bende,
kaç yerimde var bilmiyorsun.
kalbimdeki o yara, o dört odacığa virüs gibi yayılan yara,
bunlardan sadece bir tanesi.
ve en görülmeyeni.
en görmediğin.
en umurunda olmadığı.
diyorum,
bir insan bu kadar acımasız, bu kadar umursamaz olamaz.
sonra, yaşattıkların geliyor aklıma.
açtığın yaralar ve açtığın yarayı sarmaya gocunduğun.
o açıp, sarmadığın yaraların hepsini, bir iz olarak taşıyorum vücudumda.
pansuman yapılsa, izi kalmayacak o yara,
sen görmediğin için, ben sen görmedin diye yapmadığım için,
iz olarak duruyor bedenimde.
değer miymiş sana?
asla değmezmiş.
hatta öyle değmezmiş ki,
kendim kesip, kanatsaydım kolumu,
kendim yaptığım için kalsaydı o iz,
yine iyi gelirdi bana.
söylesene,
bir çaresizliğin sonucu açılan yara mı daha çok acıtır, bilinçli açılan yara mı?
bir çaresizliğin sonucu açtım o yarayı,
derin, çok derin bir kesik.
bakıştım o kesikle.
bir gece, bir banyo zemininde,
sana ağlarken, senin açtığın yarayla bakıştım.
ve yine, seni istedim yanımda.
bak bu da çaresizliktir.
senin için kesilmiş bileğimle, senin için döktüğüm göz yaşlarımla,
o gece, sırdaş olup
yok ettik seni.
ama izin kaldı.
ve hep orada duracak.
çok belirgin olmasa da,
baktığım her an,
orada.
ama
sen
yoksun.
asla da olmadın.
beynimin oyunuydun.
YOU ARE READING
sen uçurumsun.
Actionhiçbir zaman bilmedin, ne kadar sevdiğimi seni. ve hiçbir zaman bilmeyeceksin, seni severken ne kadar öldüğümü.