sen uçurumsun.

oyun.

ben kafamda çok büyütmüşüm seni. öyle bir büyütmüşüm ki, en iyisinin sen olduğuna, en çok seni inandırmışım. bu yüzden yoksun ya şu an. inandırmasaydım seni bu oyuna, gözümde büyütmeseydim harika biriymişsin gibi, sıradan davransaydım sana şu an burada olurdun. çünkü seni pohpohlanmaya alıştırmışım. herkesin gözdesi değilken, kimsenin bakış açısında yokken, benden aldığın sevgi ve değerle güzelleşip (güya) kendini bir şey sandın. herkesin gözdesi oldun, bakış açılarına girdin, çünkü benim sana verdiğim değer ve sevgiyle bir şeye benzedin. sonra iki üç kız beğenince seni, kendini bir şeyden saydın. eğer ben oyunu, bu şekilde oynamasaydım, sen diye bir şey kalmazdı. pohpohlamasaydım seni, inandırmasaydım mükemmel olduğuna, şu an burada, bana muhtaçtın. seni seveyim diye.

seni sevdim.

sonra sen gittin.

başkalarına.

kendimden özür diliyorum.