YunusEmreDeniz743 arkadaşıdaşıma aramıza hoşgeldin der ve yeni bölümü beğenmenizi umarım....
Hastaneler çoğu insan için yaşam kurtaran bir şifa merkezidir. Ama benim için değildi. Ben küçük bir kızken gözlerimi açtığım geçmişimin başlangıcıydı. Kabuslarımın başladığı yerdi, herkes iyileşirken orada benim hastalığım için başlangıçtı. Kimsesizliğimin başladığı yerdi, yalnızlığın , öksüz ve yetim olduğum yerdi hastane. Geçmişten hatırladığım ilk evimdi hastane, sonra yetimhane ve sonra kurtuluşum olan biricik teyzemin evi....
Gecenin bir yarısı olmuştu gözlerimi bir karanlıktan korkuyla odanın karanlığına açtığımda. Alışmıştı sanki bedenim bile korkuya ve kabuslara çünkü artık çığlıklarla değil sessiz uyanıyordu. Sanki yangının sıcaklığı hala yüzümü yakıyor gibi hissediyordum. Küçücük bedenimi bir kum çuvalı gibi kaldıran, kollarının arasına alıncaya kadar ki o sıcaklık ve yoğun duman, itfaiyecinin kollarındaki serinlikle biten kabusum. Ömer Çimen kurtarıcı meleğimin adı buydu.
Evet, onu aramıştım ama ben onu bulmadan ecel bulmuştu. Ben daha küçük bir kızken kurtarıcımı bile kaybetmiştim. Canım teyzem ile onun evini bulduğumuz günü hiç unutmam. Ama ölümünün üzerinden üç yıl geçmişti ve tek çocuğuda yurt dışına giden yaslı bir kadınla tanışmıştım. Resimlerini gördüm ama hayallerimdeki gibi iri yarı değildi ama kaslı ve güçlü bir adamdı. Kalp krizi demiş doktorlar , zaten ciğerleri de bitmiş hayatı boyunca duman yutmaktan. O gece eve dönünce teyzemle birlikte ağlamıştık, kurtarıcıma sabaha kadar da dua etmiştim onun için .
Teyzem demişken neden hiç haber yoktu ondan. Yarın hastaneden çıkar çıkmaz telefoncuya gitmem lazımdı tam üç gün olmuştu. Meraktan ölmüştür şimdi canım benim. O benim dert ortağım , anne yarımdı. Beraber gülüp beraber ağladığım tek varlığımdı bu hayatta. Çok arkadaşım olmamıştı benim hiç bir zaman. İnsanlardan hep uzak ve içine kapanık biri olmuştum. Teyzem bana hem anne hem baba hem arkadaş olmuştu. Yarın ne yapıp edip ona ulasmalıydım artık.
Düşünmek istemesem de birde o mezar vardı tabi. Neler oluyordu bana neden bu kabusları görüyordum ki. Yada aslında gerçek soru bu gördüklerim gerçekten kabus mu yoksa gerçekten de yaşanmış olaylar mı?
Her ne olursa olsun artık bir karar vermeliyim. Gerçek ise buradan arkama bile bakmadan kaçmam lazım, gerçek değil ise deliriyorum demektir ve yine buradan kaçmam lazım. Evet tek çözüm bu bence, ben buradan gitmezsem çevremdekiler zaten deli diye gönderecekler beni buradan. Aslında bu kaza iyi de oldu rapor alırsam hastaneden okul projeyi bırakıp geldim diye ceza veremez. Bu ayakla o zorlu geçip her gün mağaraya gidip gelemem zaten. Geldiğim ilk günden beri hatta daha yoldayken gördüğüm kabusları da düşünürsem burası bana göre bir yer değil. Aklım bana oyunlar oynuyor ,kabuslar peşimi bırakmıyor ve en kötüsü de kimseye anlatamayacağım garip düşünceler kol geziyor beynimde.
O mağaraya yarın gidip rüyamda ki kızın gösterdiği yeri kazıp gerçekten de orada bir küp olup olmadığına bakmak gibi. Gerçi ekip bölge taraması yapmış olmalı, her yer dedektör ve o teknolojik, daha adını bile telaffuz edemediğim aletlerle taranmış olmalı. Onlar bisey bulamadıysa ben nasıl bulacağım ki?.
Hem sonra mağaranın üstüne bile çıktım orada bir kaya veya o büyüklükteki bir deliği kapatacak traverten bile yoktu. Bu bile gorduklerimin sadece tuhaf ve beni deliliğe sürükleyen hayallerden başka bisey olmadığını açıklar. Gitmem lazım evet yarın ilk iş doktordan rapor alıp önce bu hastaneden sonrada bu şehirden bir daha dönmemek üzere gitmem lazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALOMA
Historical FictionSabırla karanlıklar arasında beklenen yılların intikamını alacaktı. Tüm erkek soyundan....! Tarihî kalıntılar arasında kaybolmuş bir efsane ve bu efsanevi hikayeyle yolları kesişen bir genç kızın hikayesi.. *SALOMA*