ボケッと

137 18 52
                                    

"Dazai çocuğu rahat bırak, onu ürkütüyorsun."

"Sadece arkadaş olmaya çalışıyorum!"

"Seninle kuracağı arkadaşlıktan bir hayır görebileceğini sanmıyorum."

"Ranpo-san.."

Dazai-san'ın mahcup kıkırtısı beni de güldürürken ona karşı bu kadar acımasız olmaları içimi bir ufak burkmuyor değildi.

Sanırım bana karşı olan tavrının daha nazik ve özenli olmasından kaynaklı olarak Kunikida-san'ın sinirine empati yapmakta güçlük çekiyorum; Dazai-san bana karşı her zaman bir abi gibiydi.

Ama açıkça görebilirdiniz ki Johanna, o an kesinlikle ondan çok korkmuştu. Kunikida-san'ın elini kavramış, bir türlü bırakmıyordu.

"Yosano-sensei'yi mi çağırsam? Bir kadına kendini daha yakın hisseder belki." Atsushi önerince istemsizce gözlerim ajansta olmadığını bile bile Naomi'yi aradı. Onun da çocuklarla arası hep iyiydi.

"Şimdi çıktı," diyerek ofladı Kunikida-san. Yılmış duruyordu. Bu adama biri yardım etsin lütfen-

"Dazai- dokunma. Ne yapıyorsu- Dazai!Tanrı aşkına, sadece uzak dur.. Atsushi. Bana defterimi ver."

Atsushi hemen, masanın üstünde duran yeşil defteri alıp uzattı ve Kunikida-san küçük kızın yanına çömeldi. Çocukların kalbini kazanmak istediği zaman yaptığı ufak bir numarası vardı.

  "Pekala Johanna," yüzüne ufak bir gülümseme yerleştirdiğinde Kunikida-san gerçekten hoş biri oluyordu. "Sihirbazları sever misin?"

   Kızın ufakça başını salladığını görünce ben de gülümsemeden edemedim.

   "Sana ufak bir sihir yapmamı ister misin?" Kunikida-san defterini açıp boş bir sayfa buldu. Bir şeyler karaladı ve yeteneğini kullandığında parmakları arasında, ucunda küçük bir inci olan bir kolye belirdi.

  Johanna'nın gözlerindeki hayranlık parıltıları, çoktan kalbini kazandığını gösteriyordu. Nedense, çocukların Kunikida-san'a karşı hep bir zaafı olurdu.

   "Nasıl?" Kunikida-san kolyeyi kızın boynuna geçirdi ve Johanna'yı konuşmaya teşvik etmeye çalıştı. Johanna mutlu mutlu kolyenin ucunu avcuna aldı.

  "Çok güzel.."

   Sonunda kızdan bir tepki almış olmanın rahatlığıyla herkesin tuttuğu nefesi bıraktığına yemin edebilirdim.

   "Peki eğer.. Sana sihirle istediğin bir şeyi verebileceğimi söyleseydim, benden ne isterdin?"

  Ve evet.

Bu da Kunikida-san'ın geliştirdiği numaranın ikinci kısmıydı.

   Çocuklar genelde bu durumda farkında bile olmadan bize bazı itiraflarda ya da onları daha iyi anlamamızı sağlayacak paylaşımlarda bulunurlardı.

   "Sanırım," Johanna gözlerini yeşil defterde gezdirirken Kunikida-san sabırla onu bekliyordu. "Ailemi."

   Pekala, o defter bunu yapamazdı.

  "O zaman izin ver bu dileğini gerçekleştirelim.." Kunikida-san mırıldanarak saatini kontrol etti. "Dört.. Üç.. İki.. Bir.."

    Ama biz yapabilirdik.

   "Johanna!"

   İçeri giren yaşlı adama, minik meslektaşımız eşlik etmişti.

𝘊𝘩𝘪𝘨𝘢𝘶/𝘛𝘢𝘯𝘪𝘈𝘵𝘴𝘶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin