si

115 11 5
                                    

TETİKLEYİCİ İÇERİK UYARISI: int!har sahnesi, anlatılan diyalog içerir!!! 

 bu konuda hassassanız okumayın!



Park Jimin'in anlatımından:

Karşımda kelimenin tam anlamıyla öfkeden köpüren Min Yoongi otururken ve tek kelime dahi etmezken ne yapacağımı bilmiyordum. Evet onun buraya gelmesini planlamış olabilirdim ama planlamalarım yalnızca Jungkook'un Yoongi'yi buraya getirmesi ve yemek yememize kadardı.

"Gel seninle anlaşalım." dedi Yoongi. "Yemek de yedim, durdum da burada. Açtır şu kapıyı artık." dedi ve ben de başımı iki yana salladım.

"Sen kendini cidden mafya sanıyorsun herhalde? Beni alıkoymuş oluyorsun farkında mısın?"

"Evet farkındayım ama sen bana olan kinini yeninceye kadar buradayız."

Derin bir nefes aldı. "Ben sana kinli değilim. Ama kinli olsaydım bu yaptığınla amacının ters tepmiş olacağı konusunda garanti verebilirim."

Bacak bacak üstüne attım. "O zaman müziğe kinlisin. Neden?" dememle gözlerini kısıp bir süre sessiz kaldı ve sonrasında "Kinli değilim ve yine söylüyorum. Öyle bir şey olmuş olsaydı bile seni ilgilendirmezdi."

"İlgilendirirdi. Müziği bu kadar çok seven biriyken senin de biraz olsun sevmeni ve ruhunu dinlendirmeni isterim."

"Yapma." diye bir anda çıkışmasıyla ve sesinin titremesiyle göz göze gelince ikimizin de kaşları çatılmıştı. Ben "Ne?" derken o da beni şaşırtarak "Müziği bu kadar çok sevme." demişti.

"Neden böyle dedin?" demiştim içimde beliren merakla çünkü bunu bir anda söyleyişi bana bunun arkasında bir şey var gibi hissettirmişti.

"Benim dünyada en çok sevdiğim iki şeyden biri müzikti."

"Neden artık değil?" dedim sitemle. Parça parça söylemesine sinirlenmiştim ve müziği bu kadar çok sevmiş olmasına şaşırmıştım.

Başını cama çevirdi ve dışarı bakarken "Çünkü benim felaketim oldu." dedi. Yüzündeki ifadeyi kestiremezken "Müzik mi?" diye fısıldamıştım cevabı bilmeme rağmen. Cevabını duyduktan sonraki şaşkınlık ve üzüntümle verebildiğim tek tepki buydu.

"Hayır, aslında sadece o." demesiyle baktığı yere dikkat ettiğimde aslında camdan dışarı değil de, pencerenin önündeki piyanoya bakıyor olduğunu gördüm.

"Her bir tuşu benim için bir kurşun oldu ama ben yaşamaya devam ettim." dedi ve dönüp bana baktı. Gözleri dolmuştu. 

"Ne yaşadığımı bilmeden," dedi ve duraksayıp yutkundu, sesi onu konuşturmayacak kadar çok titremişti ve ben de gözlerimin dolduğunu fark etmiştim. İçindeki hüzün bana bulaşmıştı sanki bana bakınca.

"Beni tanımadan neden bir şeyler için bu kadar çabalıyorsun?" dedi ve ben de titreyen sesimi umursamadan konuştum. "Sen anlatmadan ben nasıl bilip sana yardım edebilirim gerçekten?" dedim ve biraz duraksayarak devam ettim. "Sende bir şeyler var ve korkuyor gibisin Yoongi. Bıkmadın mı kendini bu kadar soyutlamaktan? Uzaklaşmak istediğin şey ne bilmiyorum. Sadece müzik mi yoksa insanlar mı? Kendini yıpratmaktan başka hiçbir yere gitmiyor bu yaptığın?" dedim ve ayaklandı. "Bana ne yapmam gerektiğini söylemeye kalkma!" demişti ve kalkmasıyla oturduğu sandalye arkaya devrilirken ben de ayaklandım.

dormitory • yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin