9

63 7 3
                                    

İki sevgili el ele beraber evden çıkmış bir kafeye doğru ilerliyorlardi. Jisung hala bu olanların gerçekliğini sorguluyor, her seferinde mutluluktan ağlamamak için zor duruyordu.

Minho ise aylardır alamadığı sevgilisinin melek kokusunu her rüzgar vuruşunda içine çekiyordu.

beraber aylar sonra keyifli bir yemek geçirmiş ve herşeyin gerçekliğini kabullenmislerdi.

Lee minho buradaydı, onlar tekrar sevgiliydi. Hersey eskide kalmıştı.

"Hersey eskide kaldı değil mi minho" minho elini tuttuğu çocuğa gülümsedi.

"Hersey eskide kaldı meleğim" jisung kendisine gülümseyen bedene bir sarılma verip derince koklamıştı.

"Hala inanamıyorum minhom" minho çocuğun saçlarını okşadı.

"Artık buradayım bebeğim" jisung çocuktan ayrılıp karşılarındaki salıncağa gidince genç jisungu takip etmiş ve her zamanki yerini bulmuştu.

"Beni yıldızlara uçur minho!" minho çocuğu sallama başlamıştı.

"Yıldızlara uçmak için uzağa gitmene gerek yok, dudağına yerleştirdiğin minik tebessüm yıldızları düşürüyor zaten meleğim" jisung aldığı iltifatla utanarak başını eğmiş ve kıkırdamıştı.

"Yıldızların yorulmasına gerek yok ki minhom, gözlerine bakmam yeterli" minho çocuğu daha hızlı sallarken çocuğun kahkahaları parktaki çocukların kahkahalarına karışmıştı.

Gençler bir süre sonra oradan da sıkılmış han nehrine inmeye karar vermişlerdi, ikili yolda yürürken gördükleri pamuk şeker satan satıcıdan bir pamuk şeker almış ardından nehre varıp oturmuşlardı.

Güneş yavaş yavaş binaların arkasında kaybolurken jisung minhonun dizine uzanmış ve minhonun ellerini kendi saçına atmıştı.

Genç bu harekete kahkaha atmış ve kendisine verilen talimatı yerine getirip çocuğun bulut gibi olan saçlarını okşamaya başlamıştı.

Güneş yerini tamamen aya bıraktığında minho karşısındaki manzaradan gözünü alamaz olmuştu, uyurken yüzüne ayın beyaz ışığı yansıyan jisung çok mükemmeldi.

Han jisung her haliyle çok mükemmeldi.

Küçük genç sonunda gözlerini aralayıp karşısındaki bedene bakmisti, uzun süre sadece bakıştılar hiç bir kelime yoktu, hiç bir ses yoktu.

"Gökyüzündeki yıldızlar gözlerine inmiş sevgilim, bu yıldızları götürme bir daha"

"Goturmeyecegim bebeğim, söz veriyorum" jisung sevgilisine gülümseyip diklenmiş ve çocuğun dudağına küçük bir kelebek öpücük kondurmuştu.

"Hadi, artık gidelim. Soğuk olmaya başladı" minho çocuğa uyarak ayağa kalkmış ve ellerini birleştirip eve yürümeye başlamışlardı.

Tabii ikisi de saf mutluluğu bulamamıştı, iki kişilik aile olmayacağını ikisi de biliyordu.

İkili evlerinin önünde geldiklerinde gördükleri sarı-beyaz kediyle birbirine bakmışlardı.

"Yapabilir miyiz minho?" Genç gülümseyip daha sıkı tuttu sevgilisinin elini.

"Yapmak zorundayız sevgilim" jisung küçük kedinin yanına gidip başını sevmişti.

"Merhaba dora, ailemize hoş geldin küçük bebek" minho duyduğu isimle el çırpmıştı.

"Dora çok güzel bir isim sung!" Jisung çocuğa gülümseyip önündeki kediyi kucağına almıştı.

"Şimdi gidelim ve banyo yapalım, ne dersin dora?"

Jisung yanındaki çocuğun varlığını unutup yeni bebeğine odaklanmış bir şekilde yürüyordu. Küçük yavruyu kibar bir şekilde yıkayıp tekrar onu kuruttu ve güzelce temizleyip besledi.

"Sana birşey olmayacak dora, söz veriyorum" kedi jisunga sürtünüp gözlerini kapatınca jisung gülümsedi.

"Minho, hadi biz de uyuyalım artık" jisung salonda oturan bedene seslenip odaya ilerlemeye başladı.

İkili eskisi yerlerine uzanmış uzun zaman sonra yanlarinin sıcak olduğunu hissetmislerdi.

"Geceler artık iyi olacak sungum" jisung gülümsedi.

"Dora bizi kurtaracak değil mi?" Minho başta çocuğun saçlarını sonra ortalarında yatan kedin tüylerini okşadı.

"Dora bizi, biz dorayı kurtaracağız güzelim" jisung gence son kez gülümseyip kapanmak için can atak göz kapaklariyla olan savaşında yenik düşmüş ve kısa sürede uykuya dalmışıtı.

good night?〕minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin