Jisung gözlerini araladığında gencin hala gelmemiş olduğunu fark ederek ayağa kalktı ve saate baktı.
Saat çoktan 21.00'i bulmuştu fakat hala genç yoktu, gencin numarasını tuşlayıp kulağına götürünce açılan kapıyla geri kapatmış ve kapıya bakmaya gitmişti.
Minho kör kütük sarhoştu ve düzgün yürüyemiyordu bile, gence sinirli bakışlarını atarken destek olmak için gencin kolunun altına girdi. Midesini bulandıran alkol kokusunu ciğerlerine soludu ve yüzünü eksiterek genci koltuğa oturttu.
"Sungiee" gencin tatlı sesine kıkırdayıp uzaklaştı.
"Efendim minho?" Minhonun yüzü düşmüş ayağa kalkarak gencin yanına gelmiş ve sarılmıştı.
"Sungie sevgilin işi kaptı, yok mu bir aferin öpücüğü?" Jisung gençten ayrılarak genci tekrar koltuğa oturttu ve tekrar uzaklaştı.
"Yok minho, leş gibi alkol kokuyorsun" minho gülümsemiş ve gözlerini kapatarak kafasına koltuğa yaslamıştı.
"Minho?" Genç bir adım yaklaştı.
"Minho uyudun mu?" Gencin yanına gidip nefesini kontrol etti, nefesi düzenliydi. Belli ki uyumuştu.
"Aptal"
Gencin boynundaki gevşemiş kravatı çıkartıp kenarı koydu ve genci yerinden kaldırıp can çekişerek yatak odasına götürüp yatağa yatırdı. Üstündeki cekedi yavaş bir şekilde çıkartarak onu da kenarı attı, dolaptan bir şort bir de sweat alarak dikkatlice onları da gence giydirdi ve gencin üstünü örterek oturma odasındaki koltuğa gitti ve uzandı.
"Dora" mutfaktan çıkan kedi adını duymasıyla koltuğa çıkıp jisungun kucağına kırılırken jisung gülümsedi ve kedinin tüylerini okşamaya başladı.
"Seni çok seviyorum dora" kumandayı alıp televizyonu açtı ve izlemeye başladı.
Bir süre sonra kendisinden bağımsız şekilde kapanan gözlerine izin verip derin bir uykuya daldı.
_
Of
