Jisung uyandığında yanda olmayan genci aramak için hizla ayağa kalkınca dönen başıyla sendeleyerek yatak odasından çıktı.
Hızla salonun kapısına koştu ve genç orada mı diye kontrol etti. Aradigi genç oradaydı ve kucağındaki kediyi sevimli sesler çıkartarak seviyordu.
Jisung manzaraya gülümseyip derin nefes alarak gencin yanına gidip oturdu.
"Çok sirinsiniz!" Minho kikirdadi ve başını eğdi.
"Neden benden bu kadar şüphe ediyorsun ki? Sana söz verdim sevgilim. Gitmeyeceğim dedim, neden güvenmiyorsun bana?" Jisung karşısındaki gencin kafasını kaldırıp dudaklarına küçük bir buse kondurdu.
"Özür dilerim minho, sen yok olunca korktum sadece. Bir daha yapmayacağım" minho jisungun dudaklarinda takılı kalmıştı.
"Bana öyle bakma minho" minho gülümsedi.
"Nasıl bakmayayım?" Jisung kafasını eğdi.
"Güzel" minho çocuğun çenesinden tutup kafasını kaldırdı.
"Neden?" Jisung yerinde kıpırdandı.
"Eğer öyle güzel bakarsan, seni öperim" minho gence yaklaştı ve dudağına üfledi.
"E öp o zaman" jisung minhonun gözlerine kitlenmiş bakıyorken minho kıkırdayıp geri çekildi.
"Çok utangaçsın!" Jisung minhoya göz devirip kollarını birleştirdi.
"Değilim sus!"
"Öylesin sen sus!"
"Değilim sen sus!"
"E öp o zaman" jisung gözlerini büyütmüş ve minhonun dudağına küçük öpücük kondurarak dorayı kucağına almıştı.
"Böyle susarsın" minho kahkaha atıp jisungu izlemeye başlamıştı.
"Hadi kalk yemek yapalım!" Jisung ayağa kalktı ve üstünü düzeltti.
"Sen yemeği hazırla ben marketten doraya mama alayım" minho gülümseyip başını sallamış ve mutfağa yönelmişti.
Jisung ise cekedini giyip markete gitmişti.
2 gündür sürekli uyudugum için bölüm atmamışım mal olduğum icin😔
O zaman 4 bölün salıyorum