-2-

88 9 1
                                    

Kumsal tarafından zor olacağını düşünerek beton zemine çıktım. Henüz erken olduğu için etraf her zamanki gibi sakindi. Kulaklığımda çalan şarkının ritmine uyarak yürümeye başladım. Sahil boyu yürüdükten sonra plajın diğer ucundaki bir restaurantta kahvaltı yaptım. Yavaş yavaş güneşin yüzünü göstermesiyle insanlar evlerinden çıkmaya başlamış olacak ki sahil birden kalabalıklaştı. Kumlar beni çağırırmışçasına rüzgarın etkisiyle adeta dans ediyordu. Bu fikir hoşuma gitti. Spor ayakkabılarımı ve çorabımı çıkarıp çıplak tenimin kumla buluşmasına izin verdim. Soğuktu. Adımlarımı hızlandırırken karşımda Rüya'yı gördüm. Eliyle beklememi işaret etti. Durup soluklandım. Bu sırada bana yaklaşırken nefesim kesiliyordu. Onu bana karşı böylesine çekici ve güzel yapan şey neydi böyle?!

"Naber Çınar?"
"Iyiyim Rüyacım sen?''
Rüyacım mı? Ben ona daha önce hiç Rüya-cım dememiştim. Oda bunu farketti ve ufak bir gülücük oluştu pürüzsüz yüzünde.

''Iyiyim Çınar-cım''
''Ne demek benim esprimi bana karşı kullanmak?!''

Sesli bir kahkaha attı. Sanırım işi şakaya vurarak kurtardım.

''Rüya, işin var mı?'' derken çok masum çıkmıştı sesim.
''Hayır yok.Sahilde yürüyüp eve gideceğim.''
''Şey...Eğer istersen yani sen bilirsin. Bana kahve içmeye gelir misin?''

Ne saçmaladım az önce ben öyle? Yüzüm kıpkırmızı oldu. Dalga geçer gibi cevap verdi.
''Iı...şey...yani...gelebilirim.'' derken kahkahası tüm sahili inletti. Bu kızı sevmeseydim kesinlikle bir bff olurdum. Onunlayken fazlasıyla eğleniyorum. Aklımda ne dava kalıyor ne de müvekkiller...
Çoktan eve vardık. Tuzlu suların aşındırdığı ağaç evimin ahşap merdivenlerinden çıktık ve balkondaki sandalyelere kendimizi attık.
''Kahveni nasıl istersin?''
"Şekersiz ve sütsüz bir Nescafe alırım.''

Oha bende o şekilde kahve içmeyi çok seviyorum. Bu bizim yeni bir ortak noktamız!! Yaşasın!

''Hemen yapıyorum'' deyip içeriye yöneldim. Su kaynarken pencereden onu gizlice izliyordum. O harika uzun saçlarının rüzgârla birlikte uçuşması beni benden almıştı.

Kahveleri hazırlayıp balkona geçtiğimde ''Avucumuzdaki kelebek" kitabımı inceliyordu. Karşısına kurulup
''Beğendiysen okuyabilirsin. Benim bitirmeme çok az kaldı.'' deyince gözlerinin içindeki sevinci görmek benim için müthişti.
"Aa çok iyi olur. Güzel ve eğitici bir kitap... Daha önce adını çok duydum ama okumaya fırsatım olmadı.Hemen okuyup getiririm.''
''Yoo, benim için bir mahsuru yok istediğin zaman getirebilirsin.''
''Pekala''deyip kahvesinden bir yudum aldı ve kahveme bayıldı.
''Mmm...harika olmuş Çınar. Bayıldım.Bu sana ilk kahve içmeye gelişimdi fakat görünüşe göre son olmayacak.''
''Sevmene çok sevindim.Teşekkür ederim.Her zaman gelebilirsin.''dediğimde yüzümde ufak bir tebessüm oldu.
Muhabbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Saat çoktan 11 olmuş. Rüya kalktı. Onu uğurlayıp fincanları yıkadım. Terastaki divana kendimi attım ve telefonumla uğraştım.Rehberde dolaşırken Berfin aradı. Akşama bana yemeğe gelmek istedi. Bende kabul edip telefonu kapattım. İçeriye girip üzerimi değiştirdim. Arabama atlayıp Alışveriş Merkezine geldim. Akşama Koray ve Gece de gelecekmiş. Onlar için güzel bir yemek hazırlamalıyım. Kasap reyonundan biraz et, manav reyonundan birkaç kilo sebze ve çeşitli soslar aldım. Eve gelip hemen yemek yapmaya başladım. Müziğin sesini sonuna kadar açıp yemekleri yapmaya başladım. Eti fırına verdim. Bir yandan dans edip bir yandan da yemekleri yapmaya devam ediyorum. Son rötuşları yapıp balkona geçtim ve masayı hazırlamaya başladım. Beyaz Masa örtüsünü serdim. Ortaya iki adet krem renkte mum koydum. Etrafını denizden topladığım taşlarla dizayn ettim. Tabakları ve zarif bardakları da koyduktan sonra masam tamamlanmış oldu. Saat 19:30 du Berfinler ise 20 de geleceklerdi. Balkonumun ahşap korkuluklarına yaslanmış hırçın denizi izliyordum . Dalmışım sanırım sırtıma dokunan el ile irkildim ve arkama döndüm. Karşımda duran Rüyadan başkası değildi.

''Rüya?''
4 yaşındaki küçük bir kız edasında;
"Çınaar"
''Hayırdır? Bu saatte burada ne işin var?''
"Aa gideyim mi yoksa?"
"Yok yok...Sadece beklemiyordum. Oturabilirsin"
"Başkalarını bekliyordun görünüşe göre?"
"Aslında evet ama senin gelmende iyi oldu açıkçası arkadaşlarımla seni tanıştırmak istiyordum"
"Peki öyleyse..."deyip atıverdi kendini divana. İçeri girip Rüya için servis hazırladım. Elimde tabakları ve bardağı görünce şaşırdı.Masada bir kişilik daha yer açtım ve tabakları dizdim.
Bu sırada aşağıdan gülüşme sesleri geliyordu.Merdivenlerden aşağıya uzanıp baktığımda Koray, Gece ve Berfin gelmişti. Beni görünce ellerindeki kutuyu sakladılar.
"Hadi ama çok beklettiniz" derken gülüşmelerimiz sahil boyu duyuldu.
Merdivenleri hızlı hızlı çıktılar. Rüyayı görünce şaşırdılar ama daha sonra tanıştılar, kaynaştılar. Bu arada hala kutuyu açmadılar.

"Haydi masaya geçelim" dediğimde Gece çoktan ayaklandı ve içeri girip bana yardım etti.

"Zarif, hoş bir kızmış sen bunu kap bence Çınar"
Sözün sahibi Geceydi. Gece yakışıklı, uzun boylu ve fazlasıyla çapkın bir insan "Yani...Bilmiyorum...Olabilir aslında"
"Olur olur..."
"Rüya gitsin anlatacaklarım var"
"Tamam kardeşim"

-Sınır 15 okunma ve +4 vote. Yorum yaparsanız sevinirim =]]

GörgüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin