-Bölüm 6-

39 1 0
                                    

Yaklaşık yarım saat sonra Rüya geldi olan biteni ona anlattım ve Rüya da Berk'e yardım eli uzatmak istedi.

Berk'i evlat edinmek isterdim ama hem yasalar buna izin vermez hem de ben onunla çok fazla vakit geçiremem, ilgilenemem bu sefer de durumu daha kötü olabilir. Yuvaya gitmek istemese de onun için en sağlıklı şey bu şu an. Yarın onunla konuşup koruyucu ailesi olabilirsem koruyucu ailesi olucam ve en azından haftasonları birlikte vakit geçirebiliriz. Tabii öyle bir şey mümkünse.

İçeri girip Berk'i kontrol ettim ve Rüya'yla birlikte hemen evimin aşağısındaki kumsala indik.Biraz sohbet ettikten sonra Rüyayı evine bırakıp eve gittim.
Pazar sabahına uyandığımda saat henüz çok erkendi. Berfin'in hediye etmiş olduğu köpeği sahilde dolaştırmaya çıkardım. Köpek ihtiyaçlarını gördükten sonra terasımın ahşap korkuluklarına bağlayıp Berk'in uyuyup uyumadığını kontrol ettim. Uyuyordu. Spor ayakkabılarımı giyip yaklaşık 45 dakika koştum.

Eve dönerken Melahat Teyze'den kahvaltı için bir şeyler alıp evin yolunu tuttum. Terasta üşüyeceğini düşündüğüm için kahvaltıyı içeri hazırladım ve sobayı biraz daha tutuşturup evin içini bir nebze olsa da ısıttım.

"Haydi bakalım Berk uyanma zamanı!"
"Günaydın! "
Gülümseyerek kalktı
Sadece bunu görmek bile bana yetiyordu ama ne yazık ki ona ayırabileceğim vaktim yoktu.
"Günaydın Berkcim...Haydi bakalım uyanma vakti. Kalk ve elini yüzünü yıka sonra kahvaltıya gel"

"Tamam"

Sıcak bir kahvaltının ardından birlikte televizyon izleyip oyunlar oynadık. Onunla bir şekilde konuşmam gerekiyordu ama nasıl konuşacağımı bir türlü bilmiyordum. Rüyayı arayıp yardım istedim. Geldi ve o sanatçı ruhuyla Berk'i ikna etti. Benim odun ruhum ise sadece izledi. Bundan böyle Berk yuvanın da izniyle haftasonlarını bizimle hafta içi okulda ve yuvada geçirecek. Düzenli olarak sağlık kontrolleri de yapılmış olacak.

Böylece bunu da hallettik.

Ertesi sabah Berk'i yeni yuvasına verdik ve anlattığımız gibi haftasonları bizimle olmasına izin verildi. Dönüşte Rüyayı eve bıraktım. Evime gidip köpeğimle uzanıp denizi seyrettik. Bugün oldukça dalgalı ve her an yağmur yağacak gibi.

Koray arayıp gelmek istedi. Kabul ettim. Yaklaşık 1 saat sonra geldi ve gerçekten üzgün görünüyordu. Terastaki divana oturduk ve denizi seyrederek konuşmaya başladık.
"Hayırdır kanka n'oldu?"

"Kanka Buketle ayrıldık. "

"Ciddi misin Koray?! Neden? Nasıl? "

"Kanka sürekli bana arkadaşı gibi davranıyordu, takmıyordu seninle benim arkadaşlık ilişkimiz nasıl aynı öyleydi aramızdaki ilişki. Bende en sonunda iyice canımı sıktı bende ayrılalım dedim oda dünden razıymış ayrıldı."
"Aman be kanka boşver. Zaten manyağın tekiydi. Boşuna söylemiş o kadar zaman sana 'seni seviyorum' diye. Sende bundan sonra onu yolda görsen göz göze dahi gelmeyeceksin. Şimdi toparlan ben karşımda eski güçlü Koray'ı istiyorum. O kız da ne yaparsa yapsın umrunda olmasın."

"Tamam da seviyorum ya"

"Geçer kanka bende zamanında kimleri sevdim de geçti bu da geçer"

Dedim ve Demi Lovato'nun Really Don't Care adlı parçasını açtım onu biraz olsun havaya sokabilmek için.

Gerçekten üzgün görünüyordu ama konuşmak ona iyi geldi sanırım artık o kadar da üzgün görünmüyor. Ona söylerken aklıma geldi de cidden bir kızı çok sevmiştim ben be. Her neyse her şey gelip geçicidir. Gerçek olan tek şey kendimizdir.

"Ben sana bol köpüklü bir Türk kahvesi yapayım iyi gelir acı acı"

"Törkiş kafi diyosun yani" dedi ve kahkahayı bastı.

Bu bizim aramızda bir espriydi. Birlikte gittiğimiz Ingiliz Restaurantında çalışan bir garsonun tabiriydi bu. Her zaman yaparız böyle şeyler.

"Yes, 'Törkiş kafi' " dedim ve onu mutlu görünce bende mutlu oldum. Mutfağa girip kahvelerimizi yaptım. İçtikten sonra Koray gitti ve bende 2 gün sonra gerçekleşecek olan davama göz atmak için odama girdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 21, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GörgüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin