-3-

61 3 2
                                    

Terasa çıktığımızda çoktan başlamışlardı.Gece ve ben de masaya oturduk. Rüya ile diğerlerini kaynaştırmak amacıyla bir konuşma yapmak istedim ve ayağa kalktım.Şarap kadehini havaya kaldırarak söze başladım.

''Evet arkadaşlar öncelikle belirtmek isterim ki uzun ve güzel konuşmalar yapamam -ki bunu zaten herkes çok iyi bilir-. Bugün aslında sadece eğlenmek, vakit geçirmek amaçlı bir yemek yiyecektik. Fakat bana yaptığı süprizle gecemizi özel kılan Rüya'ya çok teşekkür ederim. Bugün sizler, onunla tanışacaksınız ve eminim sizde en az benim kadar çok seveceksiniz onu. Hepinizi çok seviyorum. Afiyet olsun arkadaşlar...'' deyip kırmızı şarabımdan bir yudum aldım.

Gece, mutfakta olan konuşmamızı sanki unutmuş gibi Rüya'ya
''Ee Rüyacım, anlat bakalım neler yapıyorsun? Okuyor musun? Bizim Çınarımızla nasıl tanıştınız bakalım?''

Yine her zaman ki anlamlı bakışlarını atmıştı konuşurken.Ama şu an önemli olan bu değildi benim için Gece'nin ''Rüyacım..." derken Rüya'nın bana attığı o sevimli bakış beni benden almıştı. Bu sırada Koray ve Berfin'in fısıldaşmaları gözümden kaçmadı.

Rüya hazırlanmış gibi hemen cevap verdi.

''Okulumu bitirdim. Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde okudum.Bitirdim ve şu an evimde manzara resimleri resmediyorum. Eğer merak ederseniz bir kahve içmeye beklerim.Tabi Çınar kadar güzel yapmasam da bende güzel kahve yaparım. Tablolarımı internet üzerinden ulusal olarak satışa sunuyorum. Çınar'la güzel bir tanışma hikâyemiz olduğu söylenemez ama yine de enteresan bir hikâyemiz var.Eğer Çınar'da isterse anlatabilirim.''

Başımı onaylarmışçasına salladım ve Rüya devam etti.
''5 yıl önceydi. O zamanlar Çınar üniversitede okuyordu. Plajdan eve döndüm ve evimin önünde koskoca bir nakliyat şirketi tırı gördüm. Görevlilere tırlarını taşıdıkları evin önüne - Çınar'ın evi - çekmelerini söyleyip evime girdim. Yukarı kata çıkıp duş aldım ve aşağıya indiğimde hala tır kapımın önündeydi. Taşıma görevlilerine tekrar söylesemde kulak asmadılar. Çınar'ın evine bağıra bağıra söylenerek girdim ve Çınar sesimi duyup gelmiş olacak ki " Neler oluyor burada? " Deyip karşıma dikildi. Bende şu tırı çekmesini söyledim. Sonra Çınar tek bir el hareketiyle tırı kapımın önünden çektirdi.
''Oldu mu hanımefendi?"dedi. Sinirlenip''Bana bir daha hanımefendi deme! Benim bir ismim var." Diye çemkirmiştim.
"Söyle öyleyse neymiş bakalım ismin küstah hanımefendi?" Diyerek beni daha da sinirlendirdi ve sinirimden cevap vermeyip evi terkettim. Yaklaşık 1 ay sonra AVM'de Çınar'ı gördüm ve gülümsedim.Oda yanıma gelip selam verdi.Ona karşı olan kırgınlığım geçmişti.Benimle birlikte alışveriş yapmaya başladı. Konuşa konuşa alışveriş yaptık.Ne kadar da çok ortak noktamız var bizim ve hala da çıkıyor. Daha sonra Çınar üniversiteyi bitirip avukat olunca her zaman hayali olan bu evi yaptırdı ve buraya taşındı fakat görüldüğü gibi hala yakınız.'' Diyerek sözlerini tamamladı Rüya.

Her şeyi hatırlaması beni daha da mutlu etti.Bu sırada Gece söze girdi.
''Klasik ama farklı bir hikâye. Sevdim.''

Koray ve Berfin de sevdiklerini belirterek başlarını salladılar.

--

Yemekler yavaş yavaş bitmiş tatlıya geçilmişti. Herkes çok eğleniyordu. Anılar, dedikodular derken saat geç olmuştu.Berfin, Gece ve Koray'ı evde bırakıp Rüya'yı evine götürdüm. Yol boyunca gülüştük.

''Bu gece için sana çok teşekkür ederim Çınarcım''dedi yüzündeki hafif gülümsemesiyle.
"Rica ederim.Hiç bir şey yapmadım.Asıl sana çok teşekkür ederim, beni bu gece kırmayıp bana geldiğin ve arkadaşlarımla tanıştığın için de çok teşekkür ederim''

"Hep böyle devrik cümleler kurar mısın? Yoksa sadece benimleyken mi böylesin?"
"Yoo aslında ne bileyim yani olabilir bilmiyorum''

''Çınaar''deyip ellerini boynuma geçirdi ve bana sarıldı. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim. Ellerimi beline dolayıp dolamamak arasında kaldım ve içimden ''Ne olursa olsun artık'' dedim ve ellerimi beliyle buluşturdum. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi sanki.Sakince "Efendim? " demekle yetindim ve içimden bir ah çektim. Şimdi her şey çok daha farklı olabilir hatta şu an normal arkadaş gibi değilde bir sevgili olarak sarılabilirdik. O bana Çınar demek yerine belki de Aşkım diyebilirdi. Fakat şu anlık sadece arkadaşız.
"Hadi artık evine gir görünüşe göre birazdan yağmur geliyor. Üşüyüp hasta olma! Ben karşımda öksüren bir Rüya istemiyorum" dediğimde sarılmaya devam etti. Kolları boynumdayken bana baktı,gülümsedi ve sarılmaya devam ederken;
"Biraz daha yürüsek olmaz mı?"

"Peki ya yağmur? Yağmurda ıslanırsak?"

"Yağmur umrumda falan değil"

"Peki öyleyse...Kumsalın sonundaki kayalıklara gidelim mi?"

Kafasını küçük bir çocuk gibi onaylarmışçasına salladı ve gülümsedi.Fazlasıyla heyecanlı olacaktı benim için.İçimden kendi kendime bir sürü soru soruyordum.

Belki bu fırsatı değerlendirip ona açılabilirim? Yok yok. Emin değilim daha.Erken miydi? Zamanı olabilir ama erken de olabilir.Peki ya bu fırsatı bir daha yakalayabilir miyim? Evet bir çok kez olabilir ama ben farklı olmasını istiyorum çünkü bizim aramızda farklı bir şey var. Yani, hissediyorum. Var. Ama nasıl?

Sorularla kendimi yiyip bitirmiştim ki kayalıklara geldik.Yol boyunca sessiz kaldığımızı farkettim. Koskoca kayalıklarda şu an sadece ikimiz vardık.Gece 12 yi geçtiğinden dolayı her yer kapalı ve karanlıktı. Kayalıklardan evimi görebiliyorum. Gece ve Koray dışarıda oturuyor. Büyük ihtimalle bizi farketmediler.

Ilk kayaya çıkıp Rüya'ya yardım ettim ve üzerine çıktık. Burasının yüksekliği 1-2 metre olsa da Rüya iki kaya üzerindeki düz ve en büyük kayaya çıkmak istedi. Ilk ben çıktım ve sonra yardımımla oda yanıma geldi. Şu an buranın yüksekliği yaklaşık 6-7 metre. Geceyi aydınlatan bulutların arasından sızan bir ay ışığı ve sadece Rüya ve ben varız . Uzandım ve ellerimi kenetleyerek başımın altına aldım. Rüya da sağ omzumun üzerine uzandı. Gözlerimi gökyüzüne kitledim.
Rüya ilginç bir soruyla söze başladı.

"Avukat olmaya nasıl karar verdin yani seni buna iten kişi yada olay neydi?"

"Küçüklüğümden beri her zaman eşitlikten yana oldum. Çünkü daima haksızlığa uğrayan taraf bendim. Örneğin bir olay olurdu. Ben haklı olsam bile karşımdaki suç bastırırdı ve sesimi çıkartmaya korktuğum için haklıyken bile haksız gibi görünürdüm. Bu yüzden belkide avukatlığı seçtim.''

''Senin sessiz biri olduğunu düşünemiyorum. Bu gerçekten komik olurdu. Peki başarının sırrı ne yani bu şehrin en başarılı avukatlarından birisin.''

''Şu bulutları görüyorsun değil mi? Kapkara bulutları...Benim başarımda onun gibi. Davaya hazırlanırken sadece masmavi bir gökyüzü var. Davaya çıkmadan önce bulutlanmaya başlıyor hava. Korku salıyorum. Acaba yağmur yağacak mı?Dava sırasında kapatıyor gökyüzü.Davadan sonra ise bastırıyorum karşı tarafı kaçırıyorum onları tıpkı yağmurun bastırmasıyla insanların ıslanmamak için eve kaçması gibi. Daha sonra zafer benim oluyor"

"Ne kadar güzel...Bu başarının kapısı eminim iyi bir kadına çıkıyordur.Atalarımızın da dediği gibi her başarılı iş adamının arkasında bir kadın vardır''

Ne yani liseliler gibi çaktırmadan sevgilim olup olmadığını mı sormaya çalıştı şimdi?!
"Aslında evet.Yani ben o söze kesinlikle katılırım. Elbette benim arkamda da bir kadın var.Oda annem yani sevgilim falan değil. Zaten olsa da arkamda olmazdı heralde...Peki bende sana bir şey sorabilir miyim?"

"Tabi sorabilirsin''
-Sınır 10 okunma 6 vote =]-
~nurylmz35'e adandı.~

GörgüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin