" tae jun dosyası kapatılır "

51 7 0
                                    

Kanayan burnunu hırkasının koluna silerken boş gözleriyle etrafına bakındı. Tuğlalara dağılmış her bir damlası birine ait kanlar, yerde yatan bedenlerin sıcaklığı bu kış gününde eğer altına girerseniz sizi ısıtacak kadardı. İnşaat alanında olan her malzeme dövüşte kullanıldığından etrafta küreklerin üstüne bulaşmış et parçaları dahi vardı. Demirlere geçirilmiş birkaç bedeni de unutmamak lazım. Titreyen elleriyle ayağa kalkarken yerine gelen hafızası gözlerinde ki boşluk yerini endişeye bıraktı. Topallayarak yerdekilere bakıyordu, kötü bir tongaya düşmüştü ilk defa hesaplayarak yaptığı bir planda başarısız olmuştu ve kayıpları vardı.

"Mino...Ji Won...ses verin" Sol bacağını tutarak bedenlerin arasından geçerken hala ona tutunmaya çalışan adamlar vardı, tekme savurarak onları geçiştirirken tökezleyerek yere düştü. Titreyen dudağıyla burnunu çekerken adım seslerini duydu.

"Demek ki senin bile kaybettiğin kavgalar oluyormuş ha?" Kaşlarını çatılırken gözleri öfkeyle doldu, omzunun ardından arkasında ki yabancıya baktığında ona uzatılan peçeteyi gördü. Öfke hızlıca yerini şaşkınlığa bırakırken ayakta dikilen kişiye baktı. Sarıya boyadığı saçlarının dipleri gelmiş, gözünün hemen altında küçük yara izi vardı. Gülümsemesi tuhaf bir şekilde ona güven verdi ve tedirginlikle peçeteye uzandığında yabancı yere çöktü ve şimdi aynı boydalardı.

"Partnerim Seo Jin bana her zaman çocuklarla konuşurken onların eğilmem gerektiğini bu sayede aynı boyda olunca korkmadıkları hakkında bir tavsiye vermişti" Çocuk kelimesiyle tetiklendi ve somurturken kısık sesiyle cevapladı. "Dibin gelmiş amca" Amca kelimesiyle adeta okla vurulan yabancı sinirle onun yanağını sıkarken kendine doğru çekti. "Seni kurtarmaya gelen ABİNE, neden bu kadar kaba davranıyorsun ha!" Onun elini itmeye çalışırken arkadaşının sesiyle durdu.

"Jen Jen" Yerinden hızla kalkıp arkasını döndüğünde Minho'yu taşıyan Ji Won'u gördü. Gözlerinden yaşlar süzülürken bir eli ile karnını tutmuş beyaz tişörtüne yayılan kanı gizlemeye çalışıyordu.

Yabancı yerinden kalkarken iç geçirdi. "İşe bak sizi gökte ararken yerde buldum..." Yüzünde bir sırıtma oluşurken ona boş bakan üç arkadaşa gereken açıklamayı yaptı. "Ben Tae Jun, Yeon grubun çaylağıyım ve siz üçünüz yani sokak köpekleri ile kısa bir işim var tabii önce yaralarınızla ilgilenelim..." Jennie'ye doğru yaklaştı ve elinde olan peçeteyi alıp burnuna götürdü, nazikçe bastırırken gülerek devam etti.

"Daha sonra ise bir ramen yiyelim, 2 sokak ötede bildiğim harika bir restoran var"

Uykusundan uyanan Jennie rahatsızlıkla yerinde kıpırdandı. "Yine dışarıda ve sandalye de uyuya kalmışsın, hastalanmaya niyetlisin herhalde" Getirdiği battaniyeyi onun etrafına saran Mino tabureye oturdu. "Uzun bir gece olacak gibi" Mırıltısıyla onu onaylarken yanlarına kızarttığı kalamar ve içkisiyle Hoon Gi geldi. Yaşlı adam elindekileri masaya bıraktıktan sonra sandalye çekti. "Shin ve Yeon grubun buraya gelmesi yüzünden birkaç gün dükkanı kapalı tutuyorum ama hala merakla gelmeye çalışan serseriler var"

"İyi işte sana da prim oldu, uzun zamandır büyüklerden gelen yoktu" Ters bakışlarını görmezden gelen Jennie eliyle ağzını kapatırken gülüşünü sakladı. Mino boğazını temizlerken kalamara doğru uzandığında yaşlı adam çubuklarla eline vurdu. "Ah, acıdı be!" Hoon Gi bir tanesini ağzına atarken tabağı kendine çekti. "Çok istiyorsan git kızart kendine!" Mino iç geçirirken ayağa kalktı. "İster misin?" Jennie başını iki yana sallarken dükkana söylenerek girdi. "İhtiyara bak, biz ona iyi bakalım diye kendi öz saygımızı bir kenara atıyoruz yemeğini dahi payla-" Cümlesi Tezgahın üstünde 1 tabak kızartılmış kalamar gördüğünde yarıda kesildi. Omzunun ardından arkasına baktı ardından gülerek önüne döndü. "Cidden..." Kalçasını tezgaha yaslarken kollarını göğsünde birleştirdi. Duygularını göstermekten hoşlanmayan bu adama saygısını göstererek sanki kendi kızartıyormuş gibi bekleyecekti.

payback : revenge of the past livesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin