payback : revenge of the past lives

" bir takım işbirlikleri "

"Demek beni partner olarak saymıyorsun ha?! Geçirdiğimiz onca yılı piç ettin bir anda!" Jennie bıkkınlıkla gözlerini Hoon Gi'ye çevirdi yaşlı adam ise bu kaostan gayet zevk alır bir şekilde içkisini yudumlarken keyifli bir gülümsemeyle onları izliyordu. "Mino bazen hangimizin drama kraliçesi olduğunu tam kestiremiyor olsam da bugün kesinlikle senin olduğuna emin oldum"

"Ya biz her şeyi beraber yaptık oğlum şimdi bu herif gelip nasıl senin partnerin olabiliyor?" Jennie kahvaltı masasını toplamak adına tabakları alıp mutfağa ilerlerken cevapladı. "Geon U ile çalışmakta hevesli olan sendin Mino, boş yapma" Masada olan diğer tabakları alan Mino onun arkasından ilerledi. "Çalışalım dedim bizi ayırsın demedim" Lavabonun içine kirli tabakları koyarken göz devirerek ona döndü. "Bizim göbek bağı birdi herhalde Mino" Göğsüne bastırılan yumrukla kaşlarını yukarı kaldırırken arkadaşının yüzündeki dramatik ifade onu kahkahalara boğabilirdi. "Bizim kan bağımız var kardeşim, biz kan kardeşiyiz unuttun mu?" Elini onun omzuna yerleştirirken dudaklarını birbirine bastırdı. "Sen fazla klişe kaldın be oğlum"

Mutfaktan çıkıp az önce oturduğu sandalyesine yürüdüğü sırada içeri giren Yoon Gi ile göz göze geldi. Kaşlarını çatıp kolunda olmayan saati kontrol ettikten sonra gözlerini ona çevirdi. "Daha açmadık ama ya, 1 saat sonra gelin" Yoon Gi'nin arkasından So Yeon esneyerek girerken parmaklarını şıklattı. "Katılıyorum, 1 saat arabada uyusak bana yeter"

"Partnerimi yalnız bırakmayayım dedim, erkenden işe başlamayı seviyorum sende seversin diye düşündüm" Mino gözlerini kısarak arkadaşının sandalyesine oturan adamı izledi. Yoon Gi kabanını düzeltirken Hoon Gi'ye kısa bir bakış attı. "Sung Kyum'un selamı vardı desem yalan olur ama senin yanına geleceğimi söyleseydim kesin selam söylerdi"

Hoon Gi cevap vermek yerine kıçını ona doğru dönerek oturmaya devam ettiğinde Yoon Gi umursamayarak önüne gelen Mino'ya döndü. "Jennie ilk olarak benim partnerimdi ve hep öyle olacak sen şuan geçicisin kardeşim o yüzden fazla alışma" İşaret parmağını onun göğsüne bastırırken Yoon Gi bir parmağa bir de onun gözlerine bakıyordu. "Ve de Jennie sabahın köründe işe başlamaktan hoşlanmaz, öğleden sonra aktif olur" Yoon Gi onu uyaran adamın arkasındaki partnerine baktı. Ona söylemek için bir replik kafasında oluşurken göğsündeki parmağı itip gözlerini kıstı. "Tüh o zaman artık sabahları da aktif olması gerekecek"

Mino burnunu kıvırarak geri çekildi. Tabakları birbirlerinin üstüne koyan Jennie onu izleyen adama kısa bir bakış atıp konuştu. "Muhabir ayarladın mı?" Yoon Gi parmaklarını kıtlatmaya başlarken gözlerini etrafta gezdirmeye başladı. "Seçiciyim biraz doğru adamı bulamadım daha"

Tuğla duvarlar açık gri rengine boyanmışken asılı olan fotoğraflarda genellikle üçünün birlikte fotoğrafı vardı ya da manzara fotoğrafları. Ahşap seçilen masalara siyah sandalyeler eşlik ederken plakalar ve tabelalar ile süslenmiş mekanın neredeyse bir kapısı olmayışı nezih ve ucuzluk arasında bir çizgide gidip gelmesini sağlıyordu. "Çok uzun sürmesin takipte kal" Jennie elindekileri Mino'ya verirken sandalyeye oturan So Yeon'a baktı. "Eğer uykun varsa içeride koltuk var oraya uzan birazdan gelenler olur"

"Arabulucunun mekanı mı?" Hoon Gi gülerken gazetesinin sayfasını çevirdi. "Şom ağızın sana hep iş çıkartıyor" İhtiyara ters bir bakış attı ardından ellerini önündeki önlüğe silerken boğazını temizleyerek içeri giren orta yaşlardaki adama doğru yürüdü. "Hoş geldiniz efendim ve doğru yerdesiniz..." Uzatılan ele karşı kısa süreli şaşkınlık yaşayan adam eğilerek eli tutup salladı. "Bendeniz Jennie Kim, arabulucuyum...size nasıl yardımcı olabilirim?" Jennie elini çekip bir adım geriye attığında onu baştan aşağı süzdü. Yoğun içki kokusu yüzünden yüzünü buruşturmamaya çalışırken göz altlarındaki morluklar ve şişlikler dağılmış saçı ve patlamış dudağıyla aksayarak yürüdüğü bacağıyla hareketli bir sabaha uyanmış gibi duruyordu.