Bölüm 5 -11-

115 12 0
                                    

Herkes iyi ki doğdum ben, derken ben ise keşke doğmasaydım diyordum yeni bir doğum günüydü eskiden doğum günlerimi çok severdim taa ki babam doğduğum gün öldüğü ana dek benim doğum günüm için ölmüştü babam azıcık mutlu olayım diye kendini feda etmişti yeni bir doğum günüydü hediye alan kişilerin hediyesini almadım babamın ilk ölüm yıl dönümünde onu unutup doğum günü neşesine ve hediyelerine boğulacak değildim normalde 11 yaşındaki bir çocuk bunları düşünmemeliydi ama ben düşünmüştüm kaderim sağolsun.

Babamı çok seviyordum ama o beni bırakmıştı. Mumlardan nefret ederdim. Pastalardan da öyle. İyi ki doğdun yazılarından da. Eskiden çok severdim iyi ki doğdun denmesini ve hediye alınmasını o hediyeleri doğum günü heyecanı ile açmayı ama bana bunu kaderim layık görmedi. Demek ki iyi olan buymuş ben mutsuz olursam diğerleri mutlu olabilir belki...

Üvey annem yinede vazgeçmedi belki mutlu olurum diye üzerinde babamın ve benim adımın yazdığı kenarındada ''Doğum günlerini sevmesende babanı sevdiğini biliyorum.'' yazılı bir pasta vardı pastayı gördüğümde yeniden ağlamaya başladım ve İvory'e, beni babama götür ona ihtiyacım var lütfen İvory lütfen... Babamı özledim... İvory ağladığımı gördüğünde birkaç saniye saçımı okşadı ve gözümden akan yaşları sildi. Ağlamalarım devam edince dayanamadı oda ağladı. ''Tamam... tamam Crystal götüreceğim yeter ki sen ağlama göz yaşının bir daha yere damladığını görürsem işte o zaman ben ve baban çok üzülecektir lütfen babanı üzme ve onu saygı ve özlemle analım... Lütfen!''

Babamın mezarına gitmiştik üvey annemin dediklerini o an unutmadım kendimi tutmaya çalıştım ağlamayacaktım üvey annemin dediği gibi babam ağladığımı görürse çok üzülürdü o beni izliyordu. Mezarının başına kaçıncı gidişimdi ama bu aynı duyguyu asla aşamıyordum içimde bir boşluk hissi gittikçe artıyordu nefesim daralıyordu o mezara gittiğimde gözümden bir damla göz yaşı aktı elime silip babamın toptağını sıktım hızlanmış nefes alışımla ürkek şekilde bakıyordum mezara 11 yaşındaydım. Baba çok özledim seni n'olur geri gel. Sensiz olmuyor seni üzmemek için ağlamıyorum ama içimde ne fırtınalar kopuyor bir bilsen. Bu benim 11. doğum günüm senin öldüğün hayatımın kararıdğı gün 1 Haziran... Sana son bir kez sarılmak isterdim ama ancak toprağına sarılabilirim umarım benim sana olan sevgimi unutmamışsındır baba... Beni hep o sevgim ile gör o sevgim ile hatırla cennette görüşeceğiz babacığım, demiştim. İçimden geçenlerin yarısı bile değildi babamı tekrardan görebilsem ona söyleyeceğim o kadar şey vardır ki... Sadece bunlarla yetinmek zorundaydım.

İvory yanıma geldi bana sarıldı ''Crystal hava soğudu gidelim hadi.'' gerçekten de soğuktu gidelim diyecekken babamı burda bıraktığımız aklıma geldi babam bu soğuklara nasıl dayanırdı ki... Tir tir titreyen sesim ile devam etmeye çalıştım, ama babam burada babam burada üşür biz nasıl babamı bırakıp gideceğiz biz üşüyorsak oda üşür gidemeyiz babam ben olmazsam burada yalnız başına üşür lütfen kalalım, demiştim. Gözümden yaşlar akmaya devam ederken aklıma üvey annemim dedikleri gelir ve hemen göz yaşlarım yere değmeden elimle silerim. ''Merak etme o burada üşümez sen ısınırsan oda ısınır onun toprağı onu sıcak tutar ancak sen ağlarsan o üşüyecektir bu nedenle sen sakın ağlama gel babanın ısınması için sen mutlu ol ve ısın ki baban da mutlu olup ısınsın güven bana.'' demişti. Son kez mezarına baktım üvey anneme sarıldım tek elimle de ağlamayayım diye ağzımı kapatıyordum.

Eve döndüğümüzde üzerimi değişip uyumuştum üvey annemin pasta ye ısrarlarını umursamamıştım. Rüyamda babamı görmüştüm bana ''Crystal, benim mutlu olabilmem için o pasta her sene yenecek! Ve üvey annen doğru söylüyordu ben ancak sen ağlarsan üşürüm beni düşünme kendine iyi bak ki bende iyi olayım seni seviyorum bensiz üzülme.'' tam ona sarılacakken uyanmıştım bunun bir mesaj olduğunu düşündüm ve bir dilim pasta koyarak istemsizce yedim sadece babam için...


...


5. Bölüm Sonu

Üvey AnnemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin