Bölüm 9 -15-

56 6 0
                                    

Gözümü kapalıyken bile yakan güneş ışığı tam odama vurmuştu güneş ışığı gözüme çarptığında istemsize sızlanıp kalktım. Güzel uykumdan uyanmama güneş ışığı yetmişti. Yataktan kalkmadan telefonumu elime aldım tarih 1 Haziran'ı gösteriyordu şaşırmıştım çünkü çok geç uyanmıştım normalda üvey annem İvory doğum günümde erkenden odama gelirdi bu beni şaşırtsa da mutlu olmuştum. Belki de birşeyleri anlamıştır. Benim doğum günü istemediğimi sadece yalnız kalınca mutlu olduğumu diye umut ettim...

Kalkıp lavaboya yöneldim elimi yüzümü yıkayacaktım odanın kapısını açar açmaz bir anda ''İyi ki doğdun!'' diyen kişileri ve üzerime konfeti atıp gülen üvey annemi gördüm. Gerçekten saatlerdir benim uyanıp çıkmamı mı bekliyorlardı? Bunu düşünüp gülmüştüm ama üvey annem mutlu olduğum için güldüğümü düşünerek ''Mutlu olacağını biliyordum tatlım. Tabii böyle bir sürprize mutlu olacaktın kim mutlu olmaz ki?'' dedi ve benim konuşmama fırsat bırakmadan elime bir kutu tutuşturup ''Hadi gidip bunu giyin ve gel tatlım.'' demişti konuşmama fırsat vermemesine öylesine sinir olmuştum ki derin bir nefes çekip imalı şekilde gülümsedim. Sinirli bir şekilde arkamı döndüm bir hışımla odanın kapısını açtım.

İçeri girdiğimde kutuyu öyle bir sıkmıştım ki bıraktığımda sıktığım bölgenin, kağıdın yandıktan sonra kömür haline geldiği gibi olmuştu şaşkınlıkla kutuya ve elime baktım elimde bir sıcaklık hissetmiyordum. Üvey annem kutuyu verdiğinde de böyle değildi. Yinede sinirden umursamadım ve giyinip içeri geçtim. 

İçeri girdiğimde yine bir sürü anlamsız hediyeler, süslü paketlerle karşılaştım benim için hiç bir anlam ifade etmiyordu ama her sene buna katlanıyordum bıkmıştım üvey annemi sevsemde bazen ona karşı içimde anlamadığım bir nefret oluşuyor ona güvenmemem gerektiğini hissediyordum. Ama şöyle bir gerçek vardı ki babam öldüğündede, ölmeden önce de benim yanımda duran bana destek veren sevgisini esirgemeyen tek kişi oydu. Ama yinede 6. hissim kuvvetliydi. Bu hissin nedensiz yere gelmediğine inanıyordum. Yinede tedbirli olmakta fayda vardı.

Sahte bir gülümseme ile bir kaç hediyeyi açtım sevinmiş gibi yaptım. Beğenmediğim, istemediğim dışardan çok açık belli oluyordu ama üvey annem bunu anlamamazlıktan geliyordu. Beni kendisine benzetmek istiyordu ama ben annemi tanımıyordum üvey annemide tanımak istemiyordum önce Joyce'u bulmalıydım ki hayatıma az da olsa anlam katabileyim diye düşünüyordum.

Birkaç saat sonra üvey annem hediyelerden sıkılmıştı bende artık bıkmıştım bir daha hediyenin H'sini duymak istemiyordum oda artık iğrendiğimi anlamış olacak ki ''Hadi pastandaki mumları üfle hediyelerden sıkılmışsındır.'' dedi sonunda diye bağırmak gelsede içimden gülümseyip ''Tamam bende sıkılmıştım hediyelerden...'' dedim imalı bir ses tonuyla ne ima ettiğimi anlamamış olacaktı ki garipseyen bir bakış attı aslında bende ne ima ettiğimi anlamamıştım. Mutfakta pastayı açtım mumlar hazırdı üvey annem yaktı ve bana bakarak gülümsedi aslında mumu söndürmek için üflememiştim oflamak için üflemiştim sıkıntımı belli etmek için ama ne kadar gereksiz bulduysam saniyesinde mumlar sönmüştü. 

Pasta ve diğer gereksiz şeylerden sonra üvey anneme ''İvory yeter artık. Doğum günüm için teşekkürler ama bugün babamın ölüm yılı hadi onun yanına gidelim oda doğum günümü kutlamak isteyecektir. Ayrıca ölüm yıldönümünde yalnız kalmamalı.'' demiştim bana döndüğünde yüzündeki tüm gülümseme ifadese gitmişti ve ''Hayır. Gitmeyeceğiz, babanın da çok seni beklediğini düşünmüyorum. Onu artık unutmalısın tatlım, öleli çok yıllar geçti. Ayrıca doğum günüde üzülmene izin vermeyeceğim.'' demişti. Bu benim üvey annem miydi? Her isteğimi onaylayan pamuk kalpli o kadına ne olmuştu garip bir bakış attım ve söylediklerini tam idrak edemeden ''İvory ne diyorsun? Seni yanlış anladım değil mi? O benim öz babam bana onu unutturamazsın. Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum ama bu sen değilsin!'' demiştim hafiften sesimi yükselterek. Tekrardan bana döndü ve sinir bozucu bir gülümsemenin ardından ''Hayır dedim Crystal! Sözümü dinlemek zorundasın gitmeyeceğiz dedim. Bana biraz daha sadık kalırsan inan ki senin için daha iyi olur!'' dedi. Son sözünü söyleyip oturduğu yerden kalktı ardına bile bakmadan çıktı gitti. 

Ben ise olduğum yerde kala kalmıştım. Resmen bana babamı unutmamı söylüyordu! Bunu nasıl yapabilirdim ki? İvory'den böyle birşeyi hiç beklemiyordum bana yıllarca destek olan o güzel kadına ne oldu bugün? Beni artık eskisi gibi görmüyor muydu? Yoksa ben mi her şeyi yeni anlayacaktım...


...


9. Bölüm Sonu

Üvey AnnemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin