"-Bak kızım ben çok günahlar işledim. Kendimi temizlemeye çalışıyorum ama bununda imkansız olduğunun farkındayım. Benim kirim sizede bulaşmadan bu işten vazgeçin. Kimse benim günahlarımı ödesin istemiyorum."
Kaşlarımı çatarak ona baktım. Neyden bahsettiğini anlamamıştım. "- Anlayamadım." Gülümseyip nazikçe omuzuma dokundu.
"-Bilmek daha iyi olabilir bazen. Sana bir şey söyleyeceğum. Eğer bir yerde bir suç işlenmişse bir şekilde herkes suçludur bundan unutma ..." Gülümseyip ,kafamı salladım."- Ben bu iş için birileriyle görüşüp sana olan her şeyi anlatacağım. Sadece dediğimi yap olur mu ? Ferhat bu işe bulaşsın istemiyorum ..."
Kafamı öne ve geriye salladım. Bu benim için ne kadar zor olsada sevdiklerim için her şeyi yapabilirdim. Birkaç dakika daha sohbet ettik. Ve ben Ferhat'ın yanına geriye döndüm. Yüzü düşüktü. "- Biz eve döneceğiz ..."
Gözlerine bakmaya ,ne cesaretim nede yüzüm vardı. Belkide benden nefret edecekti. Belki bu iş bittiğinde bir daha beni yanında görmek istemeyecekti.
"- Babaanneyle özellikle konuşup ona teşekkür edeceğim sonra da gideriz ..."
Konuşmuyor sadece beni izliyordu. "- Sen nasıl istersen." Hayır istemiyorum. Ömür boyu koynunda olmak istiyorum, ama mecburum. Bizim için."- Tamam." Bu eve bir daha ki gelişinde gelinlikle gireceğimi söylemişti. Bunu anımsamak bile içimde kelebeklerin uçuşmasını sağlıyordu.
Ayağa kalkıp babaannenin odasına gittim. Her zaman ki ciddi duruşunu hala koruyordu. Dizinin önüne oturdum. "- Bana kızımı bağışladınız , dünyaları bana bağışladınız. Bilirsiniz evlat gibisi yoktur. Onu öyle zor büyüttüm ki. Tek başıma pazarda sandık taşıdım. Bulaşık yıkadım. Bundan da hiç gocunmadım. Benim tek hatam yalnış bir kişiye aşık olmaktı..." Sözümü kesti.
"- Bir hatan daha var. Ama daha çok geç değil. Ben her şeyin farkındayım. Hataların için sevdilerinin zarar görüp görmemesi senin elinde."
Ellerimden tuttu. Bana bir anne şevkatiyle ,ilk kez ve son kez belkide böyle konuşuyordu. "- Çok seviyor olabilirsin, emin ol oda seni çok seviyor. Ama ona zarar gelirse ömür boyu acın dinmez. Kor gibi yanar yüreğin. Benim hakkım size sonuna kadar helal. Şimdiye kadar nasıl kendi ayaklarının üzerinde tekbaşına durduysan şimdide öyle yap , tamam mı kızım ?"
Geriye söylenecek pek fazla şey kalmamıştı. Başımı öne ve geriye sallayıp elinden öptüm.
"- Benimde size hakkım sonuna kadar helal."Ellerimiz ayrıldı ayağa kalktım. "-Hala seni çok sevdiğim söylemez." Gülümsedim. "-Olsun ,siz bana dünyaları bağışladınız."
Odadan çıktım. Evdeki herkesle tek tek vedalaştık.****************************
Efsun artık daha iyiydi. Yarası iyileşiyordu. Günlerdir Ferhat beni ne aramış ,ne sormuştu.
Telefonumu yanımdan ayıramaz hale gelmiştim çok garipti. "-Anne..." Efsun koştur koştur yanıma geldi.Yanıma iyice sokuldu. "- Ben masal dinlemek istiyorum..."
Ayağa kalkıp odasına gidicekken o sadece duruyordu. "-Ne oldu ?"
Gülümsedi. "-Sen değil Ferhat abim anlatsın istiyorum. Buraya gelsin lütfen."Benden ne istese yapabilirdim ama bu imkansızdı. Ve bende Ferhat'ın buraya gelmesini isterdim ama olmazdı. "- Anne ,arasana ..."
Tam önünde diz çöküp onun hizasında durdum. "- Annecim, Ferhat abini şimdi rahatsız etmeyelim. İşleri vardır ben anlatsam olmaz mı ?" Ellerini iki yana bağladı. Bu demek oluyordu ki:Ferhat gelene kadar seninle konuşmuyorum.
Tam açacağım sırada kapı çaldı. Telefonu bırakıp kapıya yöneldim. Kapı deliğinden baktığımda gelen Asiye abla ve Elif'ti ve tabi birde bebek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Merhemi
General FictionYaşadığı onlarca şeye rağmen yüreğinde ki çiçeğin solmasına izin vermedi. Koruyup kolladı onu. Ama etrafında ki herkes yapraklarını acımadan yoldu. Oda kendini nasıl koruyacaktı ? Bu hikaye bir mücadele hikayesidir.