Aklımda beliren şeyler yerimde durmama neden oldu. Ferhat elimi bırakmadan bana döndü. Bu onu korkutmuştu. Geri dönmemeden korkuyor olmalıydı.
"Gül ?" Elini bıraktım. Saçlarımı geriye atarak bir süre ıslanan kirpiklerini izledim. "- Yapamam, şuan seninle burdan gitmek istiyorum tüm kalbimle. Ayların acısını gömmek istiyorum. Ama olmaz aklım buna izin vermiyor. Biz o gün düğünde birçok can kaybettik Ferhat. "
Bundan sonrası benim için çok kolay olmayacaktı. Söylemek o kadarda kolay değildi. Yaşanan onca acı iğne oluo yüreğime batıyordu sanki. Gözlerimi gökyüzüne çevirdim.
"- Efsun, Azize , Tolga , Handan bunların acısını dindirmeden hiçbir yere gidemeyiz. " Kısa süre önce bıraktığım elini sıkıca tuttum. "- Elini ölene kadar tutabilmek için , huzur ve mutlu bir şekilde yaşayabilmemiz için bunları yaşatan o kişiden hesap sormalıyız. Öylece arkamı dönüp gidersek yangın bizi de yakar Ferhat."
Sertçe yutkundum. Doğmamış bebeğimin intikamını almazsam yastığa başımı rahat koyamazdım ben. Bir süredir yerinde olmayan gücüm şimdi yerindeydi. Ferhat ile beraber gücüm yeniden benimleydi. Bu kararımda Ferhat'ta yanımda olacaktı. Ben ne hissediyorsam oda bunu hissediyordu.
Boyuna yetişmeye çalışarak ayaklarımın üzerine kalkıp dudağına bir öpücük kondurdum. "- Benden haber bekle..." Arkama bakmadan hızla arabaya ilerledim. Mert telefonu bırakmış beni seyrediyordu.
Eve geldiğimde birçok dosyayı inceleme fırsatım olmuştu. Sanki yeniden doğmuş gibiydim. Güneşim yeniden doğmuş ,solan çiçeğim yeniden yeşermişti.
"- Gül ?" Adımı en güzel Ferhat söylüyordu. Ömür boyu onun sesini dinleyebilirdim. Adım adım bana yaklaştı. Masa ile arasında sıkıştırıp ellerini iki yana açtı. Üzerime doğru eğilince geriye çekildim.
"- Beni kızdırıcak şeyler yapmıyorsun değil mi ?"Yüzeme alaycı bir ifade takındım. "- Bilmem nefes almama bile kızdığına göre odana girip dosyalarımı almam da kızarsın galiba ?"
Geriye çekildi. "- Yarın Karahanlılarla toplantımız var unutmadın değil mi ?"
Ona cevap vermeden odama çekilip kapıyı kilitledim. Çektiğim dosyaların fotoğraflarını Ferhat'a yolladım. Ardından da mesajlaşmaya başlamıştık.-Fark etti mi ?
- Etmedi
- En ufak bir hatasında beş dakikada orda olurum biliyorsun değil mi ?
- Aylardır olduğu gibi şimdi de onunla başa çıkabilirim. Dosyaları gönderdim gerisi sende.
Yarın karahanlılarla toplantımız var. Ona göre bir hazırlık yaparsın diye düşündüm ;)- Şimdilik hoşçakal, Sürprizim çok hoşuna gidicek ;)
"- Gül sana kaç kere söyledim kapıyı kilitleme diye ?"
Telefondan mesajları hızla silidim. "-Çalışıyorum ,meşgül etme lütfen ." Kapıyı birkaç kez çaldı. "- Hadi yemek yiyelim.Masayı kurmama yardım eder misin hayatım ?"İçimden hayatını bitireceğim desemde sessizce kalkıp masasını hazırladım. Onun çorbasına bol bol acı katmıştım. İlk yudumda öksürmeye başlamıştı. "- Acı çekemek,acı çektirmekten daha zor değil mi ?"
Bana hissiz bir gülümseme yollayıp çorbasından içmeye devam etti. "- Ben birkaç saat çalışacağım odamda. Sende evde takıl istediğin gibi ."
Bir şey dememi beklemeden mutfaktan çıkıp gitti.Masadaki her şeyi toplayıp bende biraz çalışıştım. Yine masada uyuyakalmıştım ve Mert beni almamıştı. O kadar huzurlu uyumuştum ki.
Fakat çalan kapı huzurumu bozmuştu. "- Toplantı günü bu gün uyanman gerek geç kalıcaz ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Merhemi
General FictionYaşadığı onlarca şeye rağmen yüreğinde ki çiçeğin solmasına izin vermedi. Koruyup kolladı onu. Ama etrafında ki herkes yapraklarını acımadan yoldu. Oda kendini nasıl koruyacaktı ? Bu hikaye bir mücadele hikayesidir.