۵ ²

505 62 101
                                    

Yeni bölüm ile karşınızdayımm
Umarım tutar.. :')

İyi okumalar, okurlarr..

"Ah bekle, telefonum çalıyor."

...

Arayan kardeşi Jeongin'di. Jisung gecenin 2sinde telefonun üzerinde 'kurnaz tilki' yazınca bir iç çekerek telefonu açtı ve hoparlöre aldı.

"Alo? Gece gece niye arıyorsun Jeongin."

Jeongin'in sesi titrek çıkıyordu "Abi nasılsın? Annem arkadaşını gördü mü." Jisung kardeşine tüm olanları anlattı. "Ben gece tavşan odasında kalıcam anneme AVMde kaldım mı diyeceğim off abi." Minho Jisung'a yandan bakış attı.. sanırım 'tavşan odası'na sinirlenmişti.. "Jeongin, hoparlördesin." Jeongin o an susmuştu yüzü kızarmıştı, rezil olmuştu binevi evet. "Merak etme senin yatağında Minho yatacak annem senin geldiğini düşünür kapat hadi." Jeongin rahatlıkla nefes vermişti o an. İki kardeş vedalaştılar ve telefonu kapadılar.

"Özür dilerim hocaya söyleyeyim partnerimizi değiştirsin yük oluyorum."

"Saçmalama Minho, geçti bile. Seni davet eden benim kendinde suç bulma. Hadi yat sen, iyi geceler."

"İyi geceler..." Minho gözlerini kapatıp uykuya dalar. Jisung ise yarın olacaklarının derdinde.. acaba annesi fark edecek mi?..

...

Sabah herkesi huzurundan uyandıran alarm çaldı. Fakat Jisung alarmı çaldığı gibi kapattı. Ne olurdu 5 dakika daha uyusak? Çok geçmedi zaten, bir süre sonra annesi odaya girmişti "Han Jisung ve Jeongin çabuk kalkın o alarm kapanmayacak demedim mi?!" Gene o sikik ses tellerinden yüksek ses çıkmıştı o aptal kadının. Jisung gözlerini açtı ve yatağa oturur şekilde pozisyon aldı. "Tamam anne."

"Jeongin uyan!"

Hassiktir şimdi ne olacaktı? Ya battaniyeyi üzerinden alırsa? Jisung strese girdi bir annesine bir Jeonginmiş gibi bilinen Minho'ya baktı. Annesine gitmesini, kardeşini kendisinin uyandıracağını söyledi ama yine de annesi inat ediyordu. En sonunda annesi sinirlendi. Zaten sinirliydi, oğlanın yatağının başına yürüdü. Jisung hemen yatağından kalktı ve annesinin önünde durdu.

"Anne! Israr etme işte ben uyandırırım üşütmüş olabilir."

"2 dakikanız var sonra ikinizde salona gelin. 2 dakikayı 1 saniye bile geçmesin." Annesi odadan çıktı. Minho yorganı üzerinden attı ve yataktan kalktı. Yorganın altında terlemişti oğlan hem stresten, hem sıcaktan. Ee peki şimdi ne olacak? Minho nasıl o sikik kadının karşısına çıkacak? Minho mantıklı bir çözüm yolu aramaya odaklıydı. "Jisung belki de annenin karşısına çıkabiliriz?"

"Ben.. bak ne diyeceğim." Jisung dolabından siyah bir kapüşonlu sweatshirt çıkardı ve onu Minho'ya uzattı. Minho ne demeye çalıştığını anlamıştı zaten. "Bunu giy ve kapüşonunu tak. Yüzün görünmeyecek şekilde." Minho Jisung'a başka çaresi yokmuşcasına baktı, baktı.. 'Bunu yapmak iyi bir fikir mi.' içinden kendini sorgulasada başka çaresinin olmadığını anladı. Minho kapüşonluyu aldı ve üzerine geçirdi. Jisung salona gitti ardından da Minho gelmişti annesi konuşmaya başladı:

"Jeongin ne bu hâlin senin."

Minho konuşmadı, konuşnak istemedi, yapamamıştı içindeki stres ses tellerini deliyordu resmen içi içine sığmıyordu. Annesi lafını ikiletti "Kime diyorum Jeongin bana bak!"

Jisung, Minho'nun elini tuttu ve Minho rahatladı. Sanki içindeki tüm stres, toz duman olup uçmuştu.

"H-hastayım biraz.."

İmpossible ✓ Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin