۵ ⁷

313 47 62
                                    

Selaammm yarım saat sonra yeni bölüm ehe-

İyi okurmalar okurlar-

Minho nun peçetesi ağzınızı bulur umarım aşklar 😘😏

------·

Minho cebinden çakı bıçağı çıkardı ve Jeongin'e doğru tuttu. Jeongin'in bu konuda ne kadar inatçı olduğunu test etmek istedi. "Emin misin Jeongin?" Az önce dalgaya vururken şimdi Minho ciddiydi, gözleri kararmıştı oğlanın. "Ç..ÇEK O BIÇAĞI! RAHAT BIRAK BİZİ DERDİN NE SENİN HA GÖNÜL EĞLENDİRMEYE Mİ ÇALIŞIYORSUN SEN? SENİN YÜZÜNDEN TACİZ-"

Jeongin hatırladıkça ağlamak istiyordu. Gene kıpkırmızı olmuştu. Minho ona karşılık, "Kes sesini sakın sesini yükseltmeye kalkışma, aksi taktirde ses tellerini paramparça ederim senin." Cevabını verdi. Jeongin sesini çıkarmadı bu sefer. Ne yapacağını bilemedi.. Minho yeniden akli dengesini kaybetti, kahkahasını attı ve oğlanın boynuna doğru tuttuğu bıçağı çekti.

Minho gülümseyerek Jeongin'in etrafında tur atıyordu, gene aynı şeyleri tekrarlıyordu. "Beni hafife alma~"

Jeongin'in iyice psikolojisi bozulmaya başlıyordu. "Herşeyi.. herşeyi kanıtlayacağım." Dedi ve psikolojisini daha fazla yitirmemek için o yeri terk etti. Jeongin'in adımları okul bahçesine ilerliyordu ve en sonunda oraya varmıştı. "8 dakika geç kaldın Jeongin nerdesin sen."

"Uyuya kalmışım özür dilerim abi."

Abisi iç çekerek ellerini cebine koydu ve yürümeye başladı. "Bir daha olmasın Jeongin düş önüme."

Jeongin'de abisiyle yürümeye başlamıştı. Fakat genede olan olayları düşünmemek elde değildi. Minho, Jeongin'in aklını esir etmiş gibiydi. Jeongin'in aklında sürekli olarak o'nun sesi yankılanıyordu. 'Beni hafife alma~'

Jeongin'de o kadar büyük travma yaratmıştı ki gece asla uyuyamıyordu. Pazartesi günü onun yüzünü görse bayılacaktı. Ne yapacağını bilmiyordu, haklı olan kendisiydi fakat genede 'özür mü dilesem..' diye düşünüyordu.

Jisung ise hâlâ Changbin olayına sinirliydi. 15 yaşındaki bir çocuğa bunu nasıl yapardı? Hiç mi acımadı? Diye düsünüyordu..

(...)

Cuma gecesi saat 01:12 Jeongin yatakta telefonuna bakıyordu. Evet, sadece bakıyordu ekrana. Çünkü aklında sürekli Minho'yu tutuyordu. Jeongin çok stresliydi çığlık atmak, bağırmak, içini dökmek istiyordu abisine.

Jeongin paranoyak olmaktan korkuyordu heryerde Minho'yu görüyordu ve onu duyuyordu. Cidden, Minho'yu duyuyordu çünkü abisi ile Minho gecenin bu saatinde telefon ile konuşuyorlardı. "Aah yeter artık.." mırıldanarak söylemişti bunu Jeongin.

Jeongin Jisung'a dönerek, "Abi.. kapatsan mı artık?" Dedi. Jisung ise Jeongin'e bakarak "Neden?" Dediyse de Jeongin iç çekip cevap vermeden arkasına döndü. "Ah uyuyacaksa kapatabilirsin nede olsa yarın görüşeceğiz." Minho melek rolu oynuyordu. Jisung ile vedalaştılar ve telefonu kapadılar.

Jeongin ofladı "Gene mi.." Jeongin, yarın Minho Hyung'u ile karşı karşıya geleceği için fazlasıyla heyecanlıydı.. uhm, hayır heyecanlı değildi evet.

Ertesi gün cumartesi sabah saat 10:32 Minho uyandı bu günü çok eğlenceli geçirmek istedi. Yatağından kalktı ve bir sabah duşu aldı, sonrasında bir kahve içti ve kendine geldi. Bugün Jisung'un yani sevgilisinin evine gidecekti. Bu heyecanı ondandı.

Minho rahat kıyafetlerini giymek istedi. Üstüne saç rengi gibi mor renkli sweatshirt'ünü giydi ve zincirli bir kolye.. altına ise şortunu ve ayakkabısını giydi. Tabiikide bileğinde Jisung ile bulduğu arkadaş bilekliğide duruyordu, ona gözü gibi bakıyordu. Minho aynada kendine baktı kendini hazır hissediyordu.

Minho bazen çocuk gibi olabiliyordu, Bir ayağıyla yere güç verip zıplaya zıplaya Jisung'un evine doğru yol aldı. Minho, Jisung'un uyandığından emin olmak için o'nu aradı. Oğlan 1 saat önceden uyanmıştı bile. İkisi vedalaştılar ve telefonu kapattılar. Jisung'un annesi evde değildi en az 8 saate gelecekti. Hatta annesi, kardeşini görmek için şehir dışına çıkmıştı.

Minho, yarım saat sonra Jisung'un evinin önüne geldi. Kapıyı Minho için açmışlardı.. açmıştı, oğlanın düşmanı.

----------·

Buda bu kadar işte knkm-

ARTİK 1 AY YB YOK SİZE PUAHAHHAAKSBİWBSKWBS

ehe-

Jisungieee

İmpossible ✓ Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin