۵²¹

142 27 75
                                    

"Çok iyi birine benziyor!İyi anlaşabiliriz.."

Ah,şaka mısın...

"Selam!Jisung sensin..Değil mi?"

"Ah evet.Memnun oldum."

"Bende!"

Bana bakarak sırıtıyor...Hadsiz piç.
——————————————————————————
Minho'dan

Ders bittiği gibi Chris ile Jisung konuşmaya,tanışmaya başladılar.Ah Jisungie çok safsın.

"Abii!"

Kapıda Jeongin Jisung'u çağırıyor ama Jisung onu duymuyor bile.Ben gideyim en azından.

"Noldu Jeongin?"

"O geri zekalıya söyle Fen kitabını getirdim.Ayrıca önündeki kim?Kimle görüşüyor yine.Hiç sorup soruşturmadan.Ama bir soluk al artık ya."

Sonunda en azından kardeşi aklını kullanıyor.

"Lanet olası kuzenim.Okula daha bugün geldi piç."

"Ha...Anlamadım sen niye küfür ediyorsun çocuğa?"

"Aramız pek iyi sayılmaz.Geçmişte az şey yaşatmadılar."

"Hm,tam olarak ne oldu bilmiyorum ama...O salak bir gün kazığı yiyecek,sonra akıllanıp gelecek.Neyse kitabı verip gideyim ben.Görüşürüz Minho Hyung."

"Görüşürüz."

En azından Jeongin ona göre daha uyanık.

"Hey Lee Min!" Chris'in seslenmesiyle o'na doğru döndüm. Sırıtıyordu usanmaz. "Buraya gelsene." Göz devirmek istedim fakat Jisung'un kafası karışmasın diye yapamadım.

Chris ve Jisung'un yanına doğru gittim. İçimde yanardağ yanıyor gibiydi. "Gittikçe yakışıklanıyorsun. Şu yüz hatlarınada bak."

Sahte bir gülümseme ile karşılık verdim. Karşılık olarak benimde o'nu övmemi bekliyorsa yanılıyor.

"Tch.." kafamı yere eğdim. Jisung ikimizede masum masum bakıyordu. Chris'in kolunu tuttum. "Gel, sana okulu gezdireyim Chris."

Chris'in bakışları kolunu tuttuğum elime kaydı. Yüzünde ki tebessüm büyüdü fakat korkunç duruyordu genede. Fakat ben Lee Minho hiç birşeyden korkmam.

Chris o'nunla özel konuşmak istediğimi anlamış olacak ki başını onaylar anlamda salladı. "İyi olur Min."

Jisung'a dönüp saçlarından öptüm. "5 dakikaya gelirim tamam mı miniğim?"

"5 dakika sonra teneffüs bitiyor zaten Lino.. iyi tamam gidin ben Jeongin'in yanına giderim."

Onaylar mırıltılar çıkartıp ne zaman sıktığımı bilmediğim Chris'in kolunu hızlıca bıraktım. Yüzüne bakmadan önden yürümeye başladım. Chris'te peşimden geliyordu.

-2. Kata geldiğimizde durdum ve arkamı hızla döndüm. Ben durunca Chris'te durdu ve kollarını göğsünde birleştirip gülerek bana bakıyordu.

"Ne işin var burada Chris!?"

İmpossible ✓ Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin