Şanssızlık Diz Boyu

68 3 0
                                    

Yok artık bu kadar da olamaz. Bu çocuk salak.

Kimden: Alpereeennn

Ooo bak sana söylüyorum kesin bu çocukla bir şeyler olacak. Lann sakın. Derin fena olur. :D

Hiç bekletmeden cevap yazdım.

Kime: Alpereeennn

Iykk kuscam galiba. Onunla olan tek şey onun saçma tartismalarina benim cevap vermem olur. -_-

Alperen saçmalamıştı. Tam bu sırada zil çalmıştı. Bu sırada Poyraz bize doğru geliyordu. Al işte yine bir tartışma peşinde, kaşınıyor bu çocuk. "Gamze senden ufak bir şey isteyeceğim." Ne? Bu çocuk bir tek bana mı kabalık yapıyor? Gamze bana bakıp sinsice gülümsedikten sonra cevap verdi. "Tabii. Dinliyorum."
"Bu akşam sizin mahallede bir park var oraya gitcem. Saat 7-8 gibi bunu oraya getirebilir misin? Ama içindekilere bakma." Bunları söylerken ufak bir kutu uzattı. "Tabii getiririm." Sırıtarak "Güveniyorum sana bakma içine tamam mı?" Onlar bu konuşmayı yaparken birden araya girip Poyraz'a bakarak "Kusura bakmayın sohbetinizi bölüyorum ama Gamzecim lavaboya gitmemiz lazım." Gamzeyi kolundan tutup sürükleyerek sınıftan çıkardım. Çıktığımızda Gamze kahkahalarla gülüyordu. "Ah canım kıskandın mı sen?" Hala gulmeye devam ediyordu "Ay saçmalama Gamze. Bok yesin o. Ne kıskancam."

Saatler geçmiş okuldan çıkmıştık. Eve gelince ilk işim duşa girmek olmuştu. Duştan çıkınca yatağıma bıraktım kendimi. Telefonumun sesiyle doğruldum arayan Gamzeydi.
"Efendim"
"Derincim canım bitanem. Seni ne kadar seviyorum bir bilsen."
"Yağcılarda inecek var Gamze. Ne oldu?"
"Şey ya senden ufacıcık minnacık bir şey isteyeceğim. Kırmazsın demi beni?"
"Valla ne isteyeceğine bağlı."
"Hani Poyraz bana bir kutu vermişti ya. Parka getir demişti. Annem iş kilitledi bana ben çıkamıyorum sen götürür müsün?"
"Ne? Hayatta olmaz. Hele ki o çocuk için. Asla. Bitir işini git daha bir saat var."
"Ya of Derin kaldır götünü git işte. Verir dönersin hemen lütfen lütfen lütfen lütfeeen"
"Of Gamze tamam. Ama bak başka bir zaman ödetirim bunu."
Lafımı söyleyip telefonu kapattım. Bıkkın bi şekilde yataktan kalkıp dolabıma doğru ilerledim. Üstüme farklı bir şeyler giyindikten sonra telefonumu alıp evden çıktım.

   Zile basmış kapinin önünde Gamzeyi , kutuyu getirmesini bekliyordum. Getirdiğinde "Bu iyiliğini unutmam güzellik." diyerek yanağımdan makas aldı. Gözlerimi devirerek "Başkası olsa neyse ama o çocuğa götürmemi istiyorsun. Ya hem biz niye götürüyoruz ki gelsin kendisi alsın. Ara şunu."
"Saçmalama kızım ya annen hemen sevgilim sanar konuşur durur."
"Tamam bizim evden alsın. Ben niye onun ayağına gidiyorum."
"Ya çocuk demiycek mı maden getiremiyorsun ne diye kabul ettin diye?"
"Off Gamze off."
İstemeye istemeye yola çıktım. Saat 19:15'ti. Muhtemelen orda olmalıydı. Ama parka gittiğimde çocuklardan başka kimse yoktu. Bende telefonumu alıp Alpereni aradim. Tam yarım saat konuşmuştuk ve hala kimse yoktu. Bende telefonu koyup banktan kalktım ve ilerlemeye başladım. Yürürken tam parkın girişinde Poyraz'ı gördüm. Yavaşça ilerlemeye devam ettim, elimdeki kutuyu sallayarak. "Gamze nerede ben ona vermistim."
"İşi çıktı gelemedi, benden getirmemi istedi." dedim tüm soğukluğumla ve kutuyu uzattım. "Bakmadın demi içine?"
"Ne bakıcam senin kutuna allah allah."
"Anlamıyorum dıştan bakıldığında güzel seksi bir kıza benziyorsun. Ama sonra o çenen açılıyor ortada ne güzellik kalıyor ne de seksilik." dedi ve galibiyet kazanmış gibi sırıttı. "Kusura bakma canım ya herkes göründüğü gibi olmuyor işte. Bak mesela sende insanı andırıyorsun ama zerre kadar alakan yok." dediğimde o sırıtıma yüzünden kayboldu. "Neyse sen kutunla takıl ben kaçtım." Saçımı tek elimle arkaya doğru atarak yanından geçiyordum ki kolumdan tutup geri çekti. "Gamze lazımdı bana o gelemediyse sen yardım et."
"Banane ya Gamze gelmediyse ben niye yapıyorum. Git kendin yap."
"Kızım uzatmasana yürü işte ufak birşey. Merak etme süsün bozulmaz."
"O kadar laf sokma çabasına girerken düşünseydin bunları. Hem süsüm müsüm yok benim."
"Yapman gereken tek şey şu banka oturup ben gelene kadar beklemek."
"Anlatamadım galiba is-te-mi-yo-rum."  dedim ve yürüdüm. Ne laf anlamaz şeydi bu. Dogruca eve gittim. Kardeşim çoktan gelmiş olmalıydı. Anne ve babam gece geç saatte geldikleri için kardesimle tek kalıyorduk.

Sabah sırtımda bir ağrıyla uyandım. Gece film izlerken koltukta uyuya kalmışım. Dersin başlamasına iki saat vardı. Banyoya gidip güzel bir dus aldım. Saçımı tarayıp kendi haline bıraktım ve formamı giydim. Gamzeye de evden çıkması için mesaj attıktan sonra bende evden çıktım. Okul açıldığından beri Alperenle öncelere nazaran az konuştuğumuzu hissedip sabahın körü mörü demeden onu aradım.
"Alpereenn"
"Off Derin sabah sabah ne bağırıyosun. Uykumdan ettin."
"Ne uykusu be okula gitmiyor musun?"
"Hastayım biraz gitmem bugün."
"Ya neden kendine dikkat etmiyorsun. Neyse geçmiş olsun." Buna gerçekten üzülmüştüm çünkü Alperenin annesi bir haftalığına şehir dışına çıkmıştı ve doğal olarak ona bakacak kimse yoktu. Aklıma dahiyane bir fikir geldi. Bunun için kendimi tebrik etme işini sonraya bırakarak Gamzenin yanına gittim.
Kocaman gülümsemeyle "Bil bakalım nereye gidiyoruz."
"Ay Derin şu beynini kullanmaz mısın? Nereye olcak okula."
"Hayir okulu ekiyoruz."
"İşte şimdi ilgimi çekti. Nereye kaçıyoruz?" Ne yani itiraz etmek yok mu? Bunu eski okulunda birine söylesem saçmalama Derin otur oturduğun yerde diye çıkış yapacakken Gamze nedenini bile sormadı. "Hani sana bi arkadaşımı anlatmıştım, Alperen. O hastaymış. Annesi şehir dışına çıkmış. Gidip ona bakmalıyız."
"Ne? Saçmalama kızım tanımadığım birinin evine gidemem ben."
"Gayette gidersin. O kutuyu benimle gönderdiğin için bana borclusun unutma." Gözlerini kısarak bana baktı ve kabul etti.

Multimediada Gamze var. Hepinize iyi okumalar.

Sinir ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin