Ne diyeceğimi hiç mi hiç bilmiyorum. Serkan dedikleri arkadaşlarını kaybetmelerine bende bir hayli üzülmüştüm. "Ne zaman oldu bu olay?" Konuşmayı akıl edip yalnızca bu soruyu sorabilmiştim. Birkaç saniye sonra Gamze cevap verdi. "2 yıl olacak sanırım." Sadece sustum. Bir şey söyleyip onu daha da üzmekten korkuyordum. Neyse ki Gamze yardımcı oldu "Acıktım ben ya bir film koyalım yanında da abur cubur iyi olur." diyerek ayağa kalktı. Bende gülümseyerek tamam dedim ve kalktım. Mutfağa gidip cips kola çikolata bisküvi filan aldık. Romantik komedi filmi koyup izlemeye başladık. "Bunları da hiç anlamıyorum. Ulan seni seven bir adam var. Sevmese bile sevgilin var hala trip atıyorsun manyak mıdır nedir?" Gamze'nin bu lafına ufak bir kahkaha attım. "Gamze senin sevgilin ya da ne bileyim sevdiğin filan yok mu? Hiç konusunu da açmıyorsun."
"Yok be kızım. En son bizim okuldan bir çocukla çıkıyordum. Onunla siz taşınmadan bir iki hafta önce ayrıldık."
"Oha! Hiç anlatmıyorsun. Neden ayrıldınız?"
"Ya zaten severek çıkmadık biz. Herkes yakışıyorsunuz dedi. Oda gaza gelip teklif etti. Bende kabul ettim. Sonra ayrıldık zaten. Senin yok muydu?"
"Vardı. Buraya taşınınca ayrıldık."
"Hmm. Seviyor muydun peki?"
"Doğruyu söylemek gerekirse ilk başlarda seviyordum. Ama sonra soğuduk birbirimizden. Ayrılmak koymadi o yüzden." dedim ve güldüm. Oda benim bu lafım üzerine kahkahalarla güldü.
Sohbet ede ede filmi bitirdik. Saat geç olduğu için Gamze'yi bizde kalmaya ikna ettim. Yatakta yine sohbet ederken Alperen aradı. Gamze "Hoparlöre alsana." deyince kafa sallayıp hoparlöre aldım.
"Efendim Alperencim"
"Efendin yer seni. Bak sana güzel bir haberim var."
"Neymiş o?"
"Sana daha önce anlatmıştım ya babamın iş yeri taşınacak diye?"
"Aa evet hatırladım. Belli oldu mu yeri?"
"Hem evet hem de hayır. Şuan iki yer varmış akıllarında. Birisi sizin oraya çok yakın diğeri ise oraya alakasız uzak. Ve işte güzel haber. Eğer iş yeri sizin oraya yakın olan yere taşınırsa bizde oraya geleceğiz. Babamla konuşup anlattım seni. Neden olmasın dedi. Yani dua et orayı seçsinler." Gözlerimi ve ağzımı kocaman açıp sen ciddi misin diye bağırdım. Gamze de gülerek sordu.
"Çok ciddiyim. Neresi olacağı pazartesi günü belli olacak. Neyse bebeklerim ben kapatıyorum." Gamze'yle birbirimize bakıp güldük Gamze "Kim lan bunun bebekleri?"
"Valla bilmiyorum biziz galiba." diye yanıtladım. Biraz daha telefonlarla ilgilendikten sonra uyumayı seçtik.
Sabah uyandığında niye mal gibi olur ki bir insan? Düşünceyi bi kenara bırakıp Gamze'yi uyandırdım. Büyük bir heyecanla uyanmasindan konserin bugün olduğunu anladım. Hızlıca yataktan kalkıp mutfağa gittik. Annem kahvaltı hazırlıyordu. Günaydın dedikten sonra sofraya oturup kahvaltı etmeye koyulduk. Kahvaltı sonrası hazırlık sohbet felan derken konsere 3 saat kalmıştı. Annemi öpüp vedalaşıp evden çıktık. Evet doğru 3 saat kala. Gamze o kadar ısrar etti ki en önlerden yer kapmak için erkenden yola çıktık.
Yarım saatimiz yolda geçtikten sonra konser alanına geldik sonunda. Gamze telefonunu çıkarıp binbir türlü fotoğraf çekildi ve konserde olduğunu bildirdi. Tüm sosyal medyaya. Kısa süre sonra alan dolmaya başladı. Konsere 1 saat kalmış. 1 saat bu adamları bekle. Gamze pişmiş kelle gibi sırıtırken sonunda Duman grubu çığlık, alkış ve ıslıklar eşliğinde sahneye çıktı.
Gamze birşeyler mırıldanıyordu ama şarkı seslerinden ne dediğini kestiremedim. Kafa sallamakla yetindim.
Konser bitti ve Duman grubu sahneden ayrıldı. İnsanlar dağılmaya başlamıştı. Kimileri fotoğraf çekinme işi için bekliyordu. "Bekleyecek misin Gamze?"
" Hayır gidebiliriz." Gamze ve Duman'ı beklememek? Durup Gamzeye baktım. "Emin misin? Bu şans bir daha gelmeyebilir."
"Eminim gidebiliriz geç kalınca kızarlar filan. Kaan'ı gördüm oda yeter bana." Peki deyip peşinden alandan çıktım. Kaldırım bitince siyah bir arabanın önünde durup bana baktı. "Bin hadi." Kimin bu diye soracaktım ki arabadan Poyraz indi. Gamze bana binsene der gibi bakıyordu. Sözünü anlamışcasına "Siz gidin ben başka bir şekilde gelirim." Dedim Gamzeye. "Saçmalama. Seni yiyecek değilim. Bu saatte ne otobüse binebilirsin ne de bir arabaya. Ha ama ben otostop çeker bedenimi de teşekkür amaçlı sürücüye veririm diyorsan o başka." Haksız sayılmazdı. Ama yinede ilk önce tartışıp sonrada onun arabasına binemezdim öyle değil mi? Ben bunları düşünürken yine konuştu. "Sen biniyor musun yoksa ben gideyim mi?" Gözlerimi devirip arka koltuğa oturdum. Zafer kazanmışcasına gülüp arabaya bindi. Kulaklıkları taktım ve Alperene mesaj attım. Yolu onunla konuşarak geçirebilirim. Kafamı telefonun ekranından kaldırdığımda Poyraz'ın dikiz aynasında bana bakarak konuştuğunu gördüm. Kulaklıkları çıkarıp "Bişey mi dedin?" Diye sordum. Ufak bi tebessüm edip gözlerini benden kaçırdıktan sonra tekrar bana baktı. "Ne tesadüfse hep yollarımız kesişiyor diyordum."
"Madem öyle düşünüyorsun yoluna çıkmamayı deneyebilirsin." Bu lafım üzerine kendimi tebrik etmem gerekiyordu doğrusu. Kafasını olumsuz anlamda salladı ve sanırım bu bir cevaptı.
Sonunda araba durduğunda kulaklıklarımı çıkarıp çantama koydum ve arabadan indim. Neden ilk önce Gamze? Araba bizim evin önünde değil Gamzelerin evinin önünde durmuştu. Gamze'yle vedalaştık ve Gamze eve girdi.
"Hadi bin arabaya."
"Buraya kadar getirdiğin için sağol ama burdan eve gidebilirim."
"Evin yolumun üstünde bin işte." Sözünü dinleyip arabaya bindim. Yol boyunca ikimizde tek kelime etmedik.
Evin önüne geldiğimizde ikimizde arabadan inip kapıya doğru ilerledik. "Sen nereye?""Irmak'ı göreceğim. En son sen hastayken görmüştüm." Sözleri bittikten sonra elimden anahtarı alıp kapıyı açtı ve içeri girdi. Kapı kapanmadan tutup bende içeri girdim. Irmak yine ödevlerinin başındaydı. Poyraz'ın peşinden odaya girdim. Irmak bizi görünce ayağa kalkıp Poyraza doğru yürüdü ve sarıldı. Kaç yaşıma geldim bu kız bana bile sarılmadı bugüne kadar. "Abla annemler eski mahallemize gittiler. Belki kalırız dediler ama kesin değilmiş. Arayacaklarmış."
"Tamam canım. Aç mısın sen bişeyler hazırlayım mı?"
"Evet ama Poyraz abiyede hazırla." Poyraz gülümseyip olur diye mırıldandı.
Mutfağa gidip tost yaptım yanına da meyve suyu koydum. Elimde tersiyle geri odaya girdim. "Yemek yapamayacağını bilmem gerekiyordu. Cidden sadece tost mu yaptın? Çocuk açım dedi. Bu doyurmaz."
"Öyle mi beyefendi. Alalım sizi mutfağa."
"Gerek yok Poyraz abi. Aç değilim sadece atıştırmalık bişeyler yesem yeter o." Teşekkürler Irmak. Hep böyle arkamda durmasa iyi kız aslında.
Tostumuzu yedikten sonra TV'yi açtım. Irmak'da ödevine biraz ara verdi. Poyraz ise ayaklarını uzatmış boş bir ifadeyle TV'ye bakıyordu.
Bir saatlik bir süre ardından sessizliği Irmak bozdu. "Uykum geldi uyuycam ben iyi geceler size." Poyrazla aynı anda iyi geceler dedik. Irmak odasına gittikten sonra Poyraz da ayaklandı. "Çocuklara karşı bize olduğun kadar sert değilsin. Seviyorsun galiba."
"Bu seni pek ilgilendirmez ama açıklayayım. Çocukları sevmeyen bi insanla anlasamam ben. Hem niye sevilmesin ki çocuklar. İnsanlığın en masum hali onlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinir Şey
Teen FictionGenç bir kızın yeni bir hayata attığı adımın kendisine aslında neler getireceğini bilmeden o başlangıçta tüm masumiyeti ile yürümesi bakın Derin'e neler getirecek.