Gecenin Soğuk İntikamı

Balo

 Ben Elizabeth, küçüklüğümden beri sıkı bir şekilde eğitilen, Buzlar Kraliçesiyim. Kardeşim İza ise tam tersimdir, küçüklüğünden beri eğitimi en hafif düzeyde alan, herkesin bakmaya doyamadığı, farklı krallıklardan gelenlerin göz bebeği olan prensestir. Güzelliği onun en büyük silahıdır, her yerde saf güzelliğiyle tanınır. Onun aksine ben ise soğuk, acımasız ve güçlü  olmakla tanınırım, tam da bir kraliçe adayının olması gerektiği gibi.

Boks torbasına attığım  yumrukları durduran İza'nın sesi oldu

"Anlamıyorum, neden doğa üstü güçlere sahipken hala bunlarla uğraşıyorsun? istesen sadece gücünle insanları öldürebilirsin"

At kuyruğu yaptığım siyah saçlarımı biraz daha sıktım, alnımdan çeneme doğru akan terler saçlarımın yüzüme yapışmasına sebep olmuştu. "Anlamıyorsun İza, sadece güçlerine güvenemezsin" Gülerek tırnaklarına baktı, her zamanki gibi boşvermişliği üstündeydi. 

 "Ben bir prensesim, sende öyle. Bir prenses böyle olmamalı" Dediğinde gözlerim kısıldı, herkeste oluşan 'prenses' algısı benim için önemsizdi, ben narinliğimle değil, gücümle tanınmak istiyordum  

" Eğitimden geçmiş olmamız bizim için yeterli değil, sadece güçlerine odaklanmamalısın iza, fiziksel ve en önemlisi ruhsal olarak güçlü olmalısın."

İza çenesini havaya kaldırdı "Senin gibi bende eğitildim, yeterince güce sahibim, eğitim alırken de oldukça başarılıydım" başımı iki yana salladım "Önemli olan geldiğin yer değil, orada ne kadar kalabildiğindir İza" 

İza alay eder gibi güldü " Her neyse, buraya seni aşağıya çağırmak için geldim. Sana bir hafta önce de söylemiştim, ama hatırladığını sanmıyorum. Bir balo düzenlemiştik, herkes birazdan burada olacak."

Arkasını dönerek gittiğine onun arkasından çıkıp hızlıca odama doğru ilerledim, İza merdivenlerden inerken Elbisesi güzel bir şekilde dalgalanıyor, göz kamaştırıyordu. Odama girip kapıyı kilitledikten sonra hızlıca çok kısa bir duş alıp saçlarımı topladım.

Yatağa benim için bırakılan lacivert hatta siyaha çok yakın olan elbiseyi üstüme geçirdiğimde artık hazırdım.  Herkesin bir yardımcısı olurdu, Mesela İzanın yardımcısı bir elfti. Benim yardımcım ise tıpkı benim gibi tüm perilerin bakmaya çekindiği bir periydi.

Adını seslendiğimde  aynamın karşısında belirdi, biraz bana bakıp gülümsedi

"Güzel görünüyorsunuz Eliza hanım" Başımı salladım "Bana yakışır bir makyaj yap lily" Aynanın karşısına oturduğumda Lily gülümsedi . "Her zamankinin aynısını yapıyorum kraliçem" Annem çok hastaydı ve ilk kraliçe adayı bendim, Babam İzanın tahta çıkmak için yeteri kadar iyi olduğunu düşünmüyordu. Bu sebepten ötürü bazıları için Kraliçe olarak da sayılıyordum.

Elbiseme uygun bir makyaj yapmaya başladığında  onun simsiyah elbisesine takıldı gözlerim, avcumun içine sığabilecek kadar küçüktü, ama gücü.. Onu seçmemin sebebi buydu, benim gibiydi, günden güne güçleniyor, kendisini ne olursa olsun geliştiriyordu.

"Elbisen" Dediğimde ruju yerine bırakıyordu "Harika seçim" başını nazikçe eğdi "Teşekkür ederim bayan Eliza"

Onunla oldukça samimiydik, sınırları aşmayacak şekilde, ikimizde nerde durmamız gerektiğini biliyorduk.

"Bana eşlik etmeni istiyorum" yüzünde oluşan şaşkınlık beni mutlu etti, daha önce birinin ona böyle bir teklifle geldiğini sanmıyordum. "İlk defa biri bana böyle bir şey teklif ediyor" Elbisesinin ucunu tutarak eğildi "Bu benim için çok büyük bir onur " İşaret parmağımla yanağını okşadığımda gıdıklanarak geri çekildi " İnelim o halde" Ayağa kalktığımda oda yanımda durdu, odadan çıkarken göz ucuyla ona baktım, o sevdiğim nadir kişilerden biriydi.

Müzik kulağıma ulaştığında merdivenlerin önünde durdum, İza beni fark ettiğinde başını bana çevirip merdivenin önüne geldi, ardından ise bana gülümsedi. Diğer herkes İzanın nereye baktığına bakmak için bana döndüğünde konuşan herkes sustu, müzik de durunca Lili çenesini hafifçe yukarı kaldırdı.

Merdivenlerden aşağıya inmeye başladığımda elbisem tıpkı İzanınki gibi dalgalandı, sırtım dik, bakışlarım oldukça keskindi. Bastığım merdivenler buzla kaplanıyor, odanın sıcaklık seviyesi her adımımla düşüyordu. 

Son basamağa geldiğimde etrafta gözlerimi gezdirdim ve tanıdık yüzlerle karşılaştım. Togay, Armin ve Jay. Gözlerini kısmış bana bakan Togay'a hafifçe baş selamı verdim, o da aynısını yaptı. O Ateşin Lorduydu, herkesin saygı duyduğu ve ben dışında herkesin önünde düğmelerini iliklediği biriydi.

Jay havanın, armin suyun Lorduydu, üçü de kardeşti. İza girmem için Kolunu açtığında nazikçe koluna girdim, herkese üstten bir bakış attım, göz teması kurduğum herkes bakışlarını kaçırdığında bu beni sadece tatmin etti. Müzik yeniden başladığında İza kulağıma fısıldadı "Lütfen, bu akşam sorun olmasın" Başımı salladım,İza beni bir yere götürürken karşımıza  birden Jay çıkıverdi.  " İşte yeni kraliçe adayımızda burdaymış" hafifçe gülümsedim "Herhangi bir değişiklik yapacak mısınız?  yani tahta oturduğunuzda" 

" Bu sorunun cevabını maalesef ki veremem, sizin de bildiğiniz üzere bu sorunun cevabı kraliyet ailesi dışında birine söylenmemesi gerek bir şeydir."  Daha fazla üstelemeye çalışacakken buna engel oldum "Umarım size kimin kraliyetinde olduğunuzu hatırlatmam gerekmiyordur, Lordum" başını salladığında gözlerindeki nefreti gördüm, İza Jay' in kolundan tutup "Sorularınızı bana yöneltebilirsiniz  Lordum" Bana yan bir bakış atıp Jay'i uzaklaştırdı.

Derin bir nefes alıp merdivenlere yöneldim.

Merdivenlere yürürken Lily kulağıma fısıldadı "Harikaydınız!" Liliye gülümsedim "Her zamanki gibi" Lily kıkırdadı, merdivenlerden çıkarken terası gözüme kestirdim ve oraya doğru yürümeye başladım. sessizdi, kimse yoktu. Kapıyı açıp Terasa çıktığımda soğuk rüzgar birden yüzüme çarptı, bu hissi sevmiştim. "Üşüdün mü?" Diye sorduğumda başını iki yana salladı "Hayır, sorduğunuz için teşekkürler" Bana artık siz demesini istemiyordum "Kimse yokken bana Sadece Eliza diyebilirsin" İtiraz edecek gibi oldu "Ama -" Ellerimi terasın iki yanına koydum "Bu bir emir değil, rica Lily" Başını salladı "İstediğin gibi olsun Eliza" Birden omuzlarıma bir ceket bırakıldığında yanıma gelen kişiye baktım, Togaydı.

"Burası fazla soğuk, içeri geçmek ister misiniz?" Başımı olumsuz anlamda salladım, davet edilmemesine rağmen buraya gelen bir lordun cesaret bulup yanıma gelmesi ilgimi çekmişti. "Ben buzlar kraliçesiyim lordum, soğuk benim özümdür" O da ellerini taş korkuluğa yasladı

" Annenizin durumu ağırmış" Dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. "Evet, maalesef ki öyle" Bana bakmak yerine manzarayı izliyordu "Sadece biriniz kraliçe olabileceksiniz ve duyduğum kadarıyla sizin olma şansınız daha yüksek"dediğinde bende gözlerimi manzaraya çevirdim.

 "Ben olacağım" gülüp bana baktı "Neden bu kadar eminsiniz?" Bende bakışlarımı ona çevirdim "Çünkü bu daha mantıklı olacaktır, o daha çok toy" başıyla onayladı " Sizin de daha eğitiminizi tamamlamadığınızı duydum" Başımla onayladım " Doğru duymuşsunuz, eğitimim tamamlanmadı ama çok kısa bir süre içinde tamamlanacağına emin olabilirsiniz" Dudaklarımı birbirine bastırıp "Buraya neden geldiniz? daha doğrusu ne için geldiniz?"

 Neredeyse herkes Ateş lordunun kendi sarayına  gelmesi için etkinlikler düzenlerken ben onu üstü kapalı bir şekilde kovuyordum, buna rağmen hala buradaydı. Pekala benimde işime yarardı, asıl amacını bilmesem de öğrenecektim. Gözlerini tekrar bana çevirdi.

"Dolaylı yoldan kovuluyor muyum Kraliçem?" başımı salladım "Evet, doğru anlamışsınız"  Togay da ben de arada birbirimize karşı saygısızlık yapabiliyorduk ama bunu fazla umursamıyorduk, elbette bunu sadece yalnızken yapabiliyorduk. Aksi taktirde bize olan bakışlar tamamen değişirdi. 

Lily yerinde titrediğinde göz ucuyla ona baktım, burnunu kaşıyordu "Seni odaya götüreyim mi?" Diyerek avcumu açtım ve oraya yerleşmesini istedim, istediğimi yaparak avcumun içine yattığında Togay ellerini benim avcumun üstüne koyarak ufak bir ateş çıkardı, ben onun bu yaptığını izlerken Lily yerinde rahat bir şekilde kıpırdanıyor, oldukça mutlu görünüyordu. Togay başını bana çevirip yarım yamalak gülümsedi " Kraliçem, isteğinizi yerine getireceğimden emin olabilirsiniz"" Bir elini cebine koyarak terastan çıktığında arkasından bakakaldım. Lily avcumdan kalktı "Hadi Eliza, içeri gidelim"