"Hey.. Söylesene adın neydi senin?" başını kaldırıp gülümsedi ve "Nuray, geçen gün tanışmıştık ya?" sen benim günlerimin nasıl geçtiğini biliyor musun? Yaşadığım onca olaydan sonra nasıl aklımda tutayım ben senin ismini?
"Ah, doğru ya.. Tamamen aklımdan çıkmış."
"Sorun değil AZRA." ismimi fazla bastırarak söylemişti. Daha sonra kendince samimi olan ancak bana soğuk gelen bir kahkaha attı. Bende onun yaptığı gibi soğuk bir gülümseme atıp yerime oturacaktım ki, onunla konuşurken Sarp'ın beni sert bakışlarla izlediğini farkettiğimde, Sarp'ın yanına oturup "Teşekkür ederim" dedim. Geçen gün ona yaptığımın kızgınlığı hala geçmemişti sanki.. "Cevap vermeyecek misin?" kafasını hala telefondan çevirmiyordu. "Peki.. Ben üzerime düşeni yaptım." sırasından kalkıp yerime geçmiştim ancak ondan hala tık yok. Neden böyle yapıyordu ki? Sarp'ın davranışlarını kafama takmamam gerektiğini düşünerek kafamı sıraya gömdüm. Kulaklıklarımı takıp uyumaya karar vermiştim. Müzik benim için bambaşka bir dünya, huzur bulduğum tek noktaydı..
-Sarp'tan-
Azra'nın yanından ayrıldıktan sonra şoförden babamın yanına gitmesini istemiştim. Vardığımızda yine adamlarını azarlıyordu.
Kapı aralıktı ve sesler koridordan bile duyuluyordu. "Ulan ben size gidin Sarp'ı bulun demedim mi gidin için mi dedim it herifler! Bide dayak yemişler akşam akşam aklınız başınıza gelmiştir. Kaybolun lan!" ulan yoksa..
Karşımdaki görüntüyle şoka girmem fazla uzun sürmemişti.
"Bu orospu çocuklarının işi ne lan burda."
"Abi.. Valla sen bizi yanlış anladın bizim ama-"
"Kes lan! Siktir git kaybol gözüm görmesin ikinizi de buraya adımınızı atmayın birdaha piç herifler!" birinin kıçına tekmeyi basıp kovmuştum babamın mekanından. Babam elini masaya vurup oturduğu sandalyeden ayağı kalktı ve;
"Sen mi dövdün lan bunları..?"
"Ben dövdüm."
"Sebep?"
"Kız arkadaşımı taciz ettiler."
"Ceren'in ne işi var lan akşam akşam o mahallede?"
"Ceren değil zaten." dilin kopsun Sarp. Tutamadın şu koca çeneni.
"Ne demek Ceren değil!" yerinden doğrulduğu gibi yapıştı yakama;
"O kızla görüşeceksin demedim mi ben sana.. Babasıyla iş yapmak istiyorum iş! Başlatma kız arkadaşına Metelere becertirim onu!"
"Sakın.. Sakın denemeye kalkma." bir anda duyduğum o cümleyle irkilip babamın yakamı tutan elini çekmiş ve bükmüştüm. Sanırım fazla acımıştı eli, yüzü buruşmuştu. "Sen ne zaman böyle bi insan oldun? Ha ne zaman" gözlerim dolmuştu. Elini ani bir hareketle yere doğru bırakıp, odasının kapısını sertçe kapatıp hızlıca çıkmıştım oradan. O kaltak babamı bile satın almıştı. Bu adam, benim babam olamazdı. Bana bağırmaya kıyamayan, hatta annem bağırdığında anneme kızan adam, yaptığım tek hatada beni dövmekten beter ediyordu, dövdürdüğü bile oluyordu bazen. Ama hak veriyordum ona. Annemin yaptığını karım olacak kişi bana yapsa eminim ki onun çocuğuna bile bakmak istemezdim. Muhtemelen o da bu yüzden sevmiyordu artık beni. Ama o bana ne yaparsa yapsın, ben onun izinden gitmekte kararlıydım.
O an tek düşündüğüm, eve gidip sıcacık bir duş almak ve güzel bir uyku çekmekti. Eve geldiğimizde güzel bir yemek masası kurulmuştu, aç değildim ancak sofrayı görünce dayanamayıp oturmuştum.
"Efendim onlar size değil." Burcu ablanın sesiyle çekmiştim elimi tavuktan.
"Öyle mi? Yoksa size mi bu yemekler?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
Teen FictionYaşam mücadelesi veren Azra, Kalbini satmamaya yeminli Sarp, 'Aşka inanmayan bir kız ve onu kendine aşık eden bir çocuk..' "İmkansız umutlar, imkansız hayaller ve imkansız bir aşk hikayesi.."