Gerçek bir rüya.

16 0 0
                                    

"HASSİKTİR!! GÖZÜM!!!"
"ULAN SENİ KUÇUK OR-" Genç delikanlı karnına gelen yumrukla yere savruldu
"Küfür edenlerden nefret ederim."  Saçları o sıralar omzuna geliyordu, diz kapaklarına kadar değil. Anlına düşmüş saçları onu daha da fazla asabi gösteriyordu. 6 yaşındaki bir çocuk nasıl bu kadar güçlü ola bilirdi?
"GEVEZEYE BAK SEN!!"
Elina aldigi demir sopayla çocugun üstüne koştu, karnına vurdu. Küçük çocuk yere yığıldı.
"Ne yaptın lan?! Öldürdün onu!!"
"Numara yapma seni aptal kalk!!" Biraz titredi, sonra titremesi durdu.

"Kaçalım!! Hemen!!"
"Koş koş!!"
Cocuklar koştu. 'sonunda.. tanrı beni yanına alacak...'
Gözlerini yavaşça kapadı.

"Ah~ merhaba! Uyanmanı beklemiyordum..."
"Nerdeyim ben?!" Gözünü açtığında başında yaşlı bir kadının bekleyeceğini sanmıyordu "cevap verin!"
"Ah ah hayatım sakin ol... Seni oracıkta buldum ve buraya getirdim! Kurabiye ister misin?"
"Kimsin sen?"
"Oh hayatım...Bilmek istemezsin..."

Panikle uyandı, yine mi? Yine o kadın? Bunu düşünmek istemedi ve üstüne bir şeyler geçirip aşağıya indi. Bu gun hafta sonuydu ve Bay Min'nin eşi buradaydı. Her burada oluşunda herkese pahalı ve şık hediyeler verirdi. Saat, üst-baş, güneş gözlüğü vb şeyler. Jin bunları kabul etmezdi.

"Günaydın küçük efendi."
"Günaydın dadı... Bay Baba asagida mı?"
'çok tatlı!!!' Dadı gülümsedi "evet! Kahvaltı da reçelli ekmek yaptım, en sevdiginiz gül ve kayısı reçeli. Biraz daha isterseniz söylemekten çekinmeyin."
"Teşekkür ederim dadı..." Sakin sesiyle masaya oturdu. Pek sevmezdi buraya oturmayı, genellikle kedilerle birlikte bir şey atıştırmayı severdi. Min Jungwoo'nun yanına oturuyordu, bu gun onda bir terslik vardı. Aynı şey Jin icinde geçerli. İkiside domatese döndü.

Bay Min Eunsook'un eşi, Min Genji
"Kyaa~~ birileri bir şey yapmış!! Neler yaptınız? Haaa~"
"Sesini kes."
Bu ikili bir Alfa çiftiydi. Nadir görünen bir alfa türü olan Min Eunsook, Beta annesi nedeniyle hamile kala bilen fakat hamile de bıraka bilen ve Alfa fermonları salgılayan bir alfaydı, hamile kalması çok zordu. O soyu devam ettirmeye degil dogurmaya karar verdi, bunun nedeni ise Japonya'da gezide gordugu ve Genji oldu.

"İkinizde lütfen yemeginzii yiyin, büyükanneniz bu gün buraya gelecek." Jin artık alışmıştı, bu ailenin reis varisinin müstakbel eşiydi. Sonuç olarak herkes onun aile bireyi sayılırdı.

"Büyükanne onların kızgınlık durumunu tahmin eder mi?"
"Bilmiyorum... Fakat Jin'nin 3 ayda 1 oluyor ama ne zaman olunacağını kestiremiyoruz. Jungwoo ise en son gecen yıl kızgınlıga girdi bu yuzden bu yıl gire bilir mi bilemiyorum..."
Konuştuklarından sadece o ikili utanmış gibiydi, sonuçta Jin 14 yaşına girince ikisi için betaber geçirmeme gibi bir nedenleri olmayacak.

Min Jungwoo yavaşça Jin'ne baktı yemek yerken saçları önüne düşüyordu
"Ağzına saç girecek..." Önüne düşen saçalrı eliyle düzeltti, ne yaptığını fark ettiğinde önüne döndü
"Te... teşekkür ederim."
"Ne demek.."
Genji eşini dürttü ve ona baktı
'onlar ruh eşi!!"
'Jin çok tatlı...' bunları gözleriyle birbirlerine söyleye biliyorlardı.

Kapıların açılmasıyla dördü ayağa kalktı
"Yavrularımm!!! Büyükanneniz geldi!!"
"Hoş geldin büyükanne." Büyük anne Jin'nin yanagını sıktı
"Her zamanki gibi beyefendi!!! Biz seni cenneten mi bulduk acaba tatlım benim!"
Jin'nin aksine Min Jungwoo saklanmaya çalışıyordu. Çünkü kızgınlıgın ne zaman geldigini öğrenmek istemiyordu,
En son kızgınlık geçirdiğinde ilaçlar işe yaramamıştı insanları istemiyordu. Bu yüzden kızgınlığı bitene kadar kendisini odasına kilitlenmişti. Ama artık Jin vardı, ona zarar vermek asla istemezdi.

"Min Jungwoo! Nerdesin sen?! İnsan büyükannesini hiç aramazmı?! Haa!!"
"Büyükannee!!~ hoş geldin hahahah..."
Min Jungwoo nun sadece ilk aşkı değil, tiksinmedigi tek insan Jin'di. Her zaman kim ona temas ta bulunsa sinirleri taşardı, fakat Jin'nin geldiği gün; insanlara ön yargılı olmadı.

Bir süre oturdular, sonra malum konuya geldiler.
"Tatlım!" Bu Jin'nin adıydı.
"Evet, büyükanne?"
"Biraz bize izin verir misin? Hepiniz, sadece ben ve Jungwoo kalsın."
Herkes odadan çıktı.

"1 hafta sonra kızgınlığa gireceksin. Farkındaysan Jin'ne aşıksın, bu yüzden kızgınlığını onunla geçir."
"Ama büyükanne... O... O beni sevmiyor, benim onu sevdigim gibi değil-"
"Min Jungwoo, Jin sana aşık olmaya bilir. Ama seni seviyor, senin kadar olmasada seni seviyor. Yanında hiç olmadığı kadar kızarıyor, NE YAPTIN BENİM TATLI OĞLUMA?!"
"P-PANİK HALİNDEYDİK!!"
"Ha?? İçten değil mi yani?"
"Hayır... Arkadaşına istemeden vurdu, ve ağlıyordu bende bilmiyorum büyükanne... Onu öptüm, ve... Ugh bilmiyorum. O da beni geri öptü fakat hiç bir şey demiyor!"
"Anladım... Yinede ondan vaz geçme, o senin gelinin! Bu gün burada kalacagım 2 gün sonrada Amerika'ya geri döneceğim."

Büyükanne gece olunca Jin'le konuşmak istedi.
"Evet büyükanne?"
"Jin tatlım, Min Jungwoo kızgınlıga girecek. Ona yardım ede bilir misin? İnan bana çocuk gerekmiyro ki sana öyle bir şey yapmayacağız yapmayızda. Sadece fermonlarını salgılaman lazım... İlaçlar ona etki etmiyor ve cidden korkunç biri oluyor, başka omegaları kabule tmiyor... Herşeyi denedik ama-"
"Büyükanne, inanın benim için hiç sorun değil... Jungwoo Hyung'un nasıl biri olduğunu biliyorum, ve onu seviyorum. Aşık değilim yanlış anlamayın, fakat onun için her şeyi yapa bilirim. İlaçlar yarasın ya da yaramasın, bir yıl önce yanında değildim ve vicudundaki yaraları gördüm, insanlara verdigi hasarları, duvardaki izler, evdeki korumaların ondan korkusu. Daha bir çocukken bunları yaşadı, bende çocugum. Ve o hala öyle, ona destek çıkmak istiyorum!"
"Ah... Tatlım!!"
Bir süre sarıldılar

Bu gün tamamiyle odasına gidememişti, bay Genji her zaman engellemişti.
Odasına iç çekerek girdi ve ışık kapalıydı. Yatagını açtı, rahat giyindigi icin hemen uyumak istiyordu. Yataga uzandıgında kafasını duvara döndürdü

Uzun kulaklısadece yeşil gözleri ve anlındaki leke gözüken bir şey vardı. İnanamadı biraz elledi kuyrugu hissetti ve boynunu kaşığında gelen mirildama seslerine dahi inanamadı yataktan kalktı ve ışıgı açtı. Bir kedi, anlında ve ön iki patisi benbeyaz bir leke diger tarafları siyah olan, zümrüt gözlere sahip bir yavru kedi. Gözleri doldu ve kapıdan çıktı, geri girdi, çıktı ve geri girdi. ağlamaya başladı bay Genji onu kontrol etmek için yanına geldiğinde

Kedi göz yaşlarını yalıyordu
"Jin, iyi misin?" Jin ona baktı
"Teşekkür ederim!! *Huck!!* Ben... Çok teşekkür ederim!"
"Aww~ Jin~" ona sarıldı ve Jin geldiğinden dir bunu bekliyordu. O kadar yumuşak saçları vardı ki, fakat kedi bu durumdan çokta hoşnut değildi. Adami ittirdi ve Jin'ni sahiplendi.

Bir süre bu duruma güldüler, konuştular... Daha önce hiç bu kadar gülmemişti, gece boyu kediyle birlikte oynadılar. En son ikiside bitkin düştü...

𝐴 𝐷𝑖𝑓𝑓𝚤𝑐𝑢𝑙𝑡 𝐿𝑜𝑣𝑒//𝑜𝑚𝑒𝑔𝑎𝑣𝑒𝑟𝑠𝑒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin