Aynı hayat, farklı beden.

8 0 0
                                    

2 yıl sonra...

Bu gün güzel bir dündü, Jin bu gün 14 yaşındaydı. Resmi olarak ve illegal olarak nişanlanmaları doğru değildi, fakat bu bir aile geleneği.

Bütün aile orada toplandı. Genji istemeyerekte olsa gelmeyeceğini bile bile annesine haber yollamıştı.

Bu 2 yıl içinde Jin, duygularını yine içinde yaşıyordu. Kedi büyümüş ve şişmanlamıştı.

"Chunta... Hala uyuyorsun. Biraz yemek ye!"
"Miyav!" İçini açtığı tek kişi Chunta'aydı.
"Jin!" Diye girdi içeri Eunsook
"Ah! Hemen gekiyo-"
"Hayır hayır... Oyle degil... Sen yapa bilir misin?"
"Ney?"

"Benim ailem... Biraz şey... Dışarı çıkmak istemiyorsan çıkmaya bilirisn! Seni önemsiyoruz!"
"Bay baba, ben iyiyim! İyi olacağım. Hala takım elbiseleri çöze bilmiş değilim, giyinip geleceğim."
"Peki... Ah ve Genji Chunta'yı yanına çağırıyor."
"Taşıyabilirsiniz... Beliniz agrıyordu."
"Evet! Bu bel ağrılarını evlenmeden önce sakın çekmeye kalkma. Erken işe şeytan karışır, tabii benim bir kopyamı tuta bilirsen..."
"Bay baba boyle konuşmayın..." Kızarmış suratıyla onun çıkmasını bekledi.

Sadece o ve ayna vardı, siyah pantlonun düğmeleri ve fermuarı hala açıktı. Bol sweet'ini çıkardı. Ve yaralara baktı, karnındaki demir sopanın izi, belinde bir kaç kişiyle bogustigunda kalan yaralar. Düşüncelere dalmayip gomlegi giydi

Min Jungwoo endişeliydi. Babasının kuzenleri onu sıkıştırıyordu
"Sokaktan bir omega getirmiş diye duydum! Haha~ bir de mafya olacak."
"Ay dur kız! Bu zayıf bir şey eğitim de almamıştır, testten geçemez!"
"Haha!!"

Ah evet, test. Bu ailenin garip gelenekleri bir çok alfa ve omeganın ölümüne neden oldu. Omegalar için koruma ve fiziksel güçtesti, Alfalar için bebek ve yemek testi gerekiyordu. Bu ailenin bütün üyeleriyle alınmış bir karardı, ikiside kendi turunun zıttı bir şey yapmalıydı.

Jin bir alfa kadar güçlü, bir omega kadar küçük. Bu test onu zorlamazdı, miras ortanca ve tek cocuk olan kuzene gidince butun aile onu hor görmüştü. Heleki bir alfayla evlenip hamile kalınca, evlendiği ve cocuk yaptigi Alfanın kimligi 5 yıl gizli tutuldu. Min Jungwoo'yu japonya ya götürdüğü sırada açıkladılar.

Kimse bir şey diyemezdi, deselerdi kafalarına çekilmiş silahlar mermilerini dökecekti.

Jin bu yıllarda saçını kesmişti, eskiden diz kapaklarına kadar uzanan saçları, çenesi ve anlını kaplayan perçemleri. Şimdi belinin ortasında ki saçları ve yüzü ile anlını şekinlendiren oerçemle yer değiştirmişti.

"Jin! Tanrıya şükür geldin... Kravatını bağlayayım..."
"Ah sagol hyung..."
Hala sinamadan ciktiktan sonra soyledigi kelimeleri bilmiyor zanediyordu.

Elinden tuttu ve ailenin yanına gitti
Genji boğazını temizledi.
"Bu Jin. Min Jungwoo'nun nişanlısı."
"Ay dur hele! Testi geçsin bi!"
"Öylemi? Senin eski sevgilin testi geçe bildimi?"
"Sen var-" korumalar adamla birlikte ayagi kalktiginda, adam yerine geri oturdu

"Jin, güç testine girmek ister misin?"
"Fark etmez."
"Tamam o zaman, hazırlasınlar."
"Bu kıyafetlerle girsem olur mu?"
"Tabii, pantlonla tekmeler daha hafif oluyor gerçi."
"Acil durum falan olursa diye biraz daha bol bir şey giydim."
"Oha bak bu aklıma gekmemişti."
"Chunta seçti."
"Kedi akıllı."
"Öyle."

Tur başlamıştı, ilk önce koşması gerekiyordu. Bu onun isteği, bir yerini sakatlamak istemedi.
Koşusu bittiginde saçını ördü
"Jin dikkatli ol..."
"Bana bir şey olmaz hyung, gelirim birazdan."
"Peki..."

Bu sefer seçme sırası Min Eunsook'un ondan sonraki kuzeninindi, Bu adam zprla evlendirilmiş ve Min Eunsook'un hayatını kıskanan biriydi.

"Ha?? Bu ne kadar da cılız bir şey! Benim seçmeme mi bırakıyorsun yani?!"
"Eğer ona zarar gelirse olacaklardan haberin vardır, kuzen."
Adam bir süre gerildi, sonra çocuğa baktı.

Bir vahşi hayvan gibi avını bekliyordu sanki, bu normal bir omega değildi.
"O zaman, benim adamlarımla tek başına boğuşacak."
"Seni-"
"Olur." Dedi Jin. Kimse bir şey diyemezdi. Adam beklediği olduğu için şaşırmadı.

"Emin misin, çocuk?"
"Sadece ellerinde silah benzeri bir şey olmasın, eller le. Sadece el." Dedi onu avlamak istercesine.
Adam irkildi, bu çocuk ta neyin nesi? Diye düşündü.

"O zaman başlayın." Dedi, Min Jungwoo gerildi ve yumrugunu sıktı.
"Gerilme, ben yaparım." Dedi jin, biraz ilerledi ve kravatı zar zor çıkardı. Bilegindeki düğmeleri açıp omzuna kadar gömleği sıyırdı.

Bacaklarını hafifçe açıp bekledi, Gelen ilk adam iri yarıydı. Amatör bir şekilde yumruk atmaya çalıştı fakat Jin onun bilegini tutup kolunu çıkardı, bunu sokakta yaşadığı sıra öğrenmişti.

Diğer kişi arkasından saldırmaya çalıştı, Jin eğildi ve ensesine ellerini birleştirip yumruk yaparak vurdu. Onu bayılttı.

O adam çok sinirlendi, hile var zanetti ve bir adama ona sopayla saldırmasını söyledi. Adam tedirgin etsede sopayla Jin'ne koştu

Ne olduğunu anlamadı ve yüzüne yediği darbe onu afalattı. Adam ne yaptığının farkina vardığında irkildi, bu çocuk sanki gorunmez bir zırh giymişti. Sopayla ölümcül bir darbe vurduğundan emindi, neden düşmedi? Jin kanayan burnuyla adama döndü.

O zırada Min Jungwoo yu tam 12 kişi tutuyordu, Jin ona bakmadan cebindeki acil durumlar için sakladığı maket bıçağını çıkardı.

Adam haraket edemiyordu, en son hatırladığı beyaz saçları habada süzülen, gözleri dönmüş bir canavardı.

Adamın o gündan sonra bir gözü hiç, diğer gözü %25 gördü. Jin iki gözünede hasar vermişti. Kendinde değildi, Min Jungwoo bunları görmesini istediği son kişiydi. Bay Genji ve bay Min tabiki de Jin'nin bu yanını biliyordu, fakat birisine zarar vermemesi için evcilleşmiş bir panter gibi oturuyordu.

"Jin..." Diye mırıldadı Min Jungwoo. Sakinleştigi sıra onu bıraktılar, titriyordu. O anda düşündü, yaralandığında doktora ne yapmıştı? Hastanede normal şartlarda tutuklanması gerekiyordu, ama adama kayıp ilanı verilmişti. Jin kendinde değildi, elleri titriyordu. Bunu bir daha yapmayacağına söz vermişti, şimdi bir adamı kör etmişti... Bu onun için sorun değildi ama bay min'e soz vermişti.

Sopa nedeniyle kanamış burnuyla ona baktı, Bay Min hayal kırıklığı yaşamıyordu. Gururluydu, bir mafya ailesini ancak bu şekilde ikna edebilirlerdi. Ama Jin'ne baktığında ne kadar korktuğunu gördü, bu şekilde Min Jungwoo'nun şok olduğunu görseydi evden kaçmaya çalışa bilirdi. Bunu engellemeye çalıştı ama çok geçti, Min Jungwoo ona doğru koştu.

"Mendilin var mı? Burnun kanıyor..." Dedi sakince, sanki hiç bir şey olmamış gibi. Jin ona baktı ve gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Hiç bir şey demedi, nefesini tuttu ve sadece gözleri konuştu. min Jungwoo onu momtuna sardı ve içeri girdi. Genji, adamlarına aileyi çıkışa yönlendirdi.

𝐴 𝐷𝑖𝑓𝑓𝚤𝑐𝑢𝑙𝑡 𝐿𝑜𝑣𝑒//𝑜𝑚𝑒𝑔𝑎𝑣𝑒𝑟𝑠𝑒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin