aptal kızgınlık.

21 0 0
                                    

İşte o gün geldi... Kızgınlık günü.
'siktigimin kızgınlıgı... Ya Jin'ne zarar verirsem?!' içi içini yiyordu.
Öğlenden beri fermonları durmadan salgılanıyordu, odadan 2 gündür çıkmamıştı ve oda onun için igrenc kokuyordu.

Kapı çaldı

"Hyung, giriyorum..." Kapıyı açtı ve elinde bir yemek tepsiyle girdi.
"Yemek istemiyorum..."
"Olmaz, yemek zorundasın."
Kokudan rahatsızdı belliydi. Masaya yemeği bıraktı ve Min Jungwoo yu çağırdı
"İstemiyorum!"
"Hyung lütfen, benim için ye..."
Oturdu ve yemegi kaşıkladı.
"Bak gördünmü? Acıkmışsın."
"Jin, senden bir şey istesem.."
"Evet?"

Kızardı
"Acaba benim t-shirt'ümü giysen?"
"Ah peki" bu ilk sefer değildi, ilk geldigi gun hiç eşyasi yoktu ve onun pijamalarını giymiştı
"Arkamı döneceğim, burada giyin..."
"Hyung aynayı çevir o zaman"
"Of ya..."

Sadece t-shirt vardı, ve lanet boxer.
"Sarılsam?"
"T-tabii."

Bir kaç saat boyunca yatakta sadece onun boynunu,vicudunu koklayarak ve ona sarılarak geçirdi
"Jin, neden bu kadar güzel kokuyorsun?"
"Ha?"
"Çiçek gibi..." Jin, kafasını okşadı, kömür saçlarına ve su yeşili gözlere baktı
Min Jungwoo onu öpmeye başladı
"Hyung yapma..."
"Koklamak yetmiyor. Özür dilerim, fermonlarımı alamadıgın için bir şey hissetmiyorsun..."
"Hayır!" Yanaklarından tuttu ve kendine çekti "çok sıcak hissediyorum..."

Her şey normal gitti. Sadece sarıldılar, ne kadar Min Jungwoo onu arzulasa ve vicudunun bir bölümüne hakim olamasada sakindi.

Huzurla uykuya daldığında jin aşağıya indi, Dadı önce onu iyice kontrol etti ama ne kadar merak etsede bay Min oradaydı.

"Dadı... Ben iyiyim."
"Peki üzgünüm Küçük efendi.."
Bay min onu yanına çağırdı
"Seni zorladı mı?"
"H-hayır."
"Peki o zaman, o uyanıp ta seni görmezse delirir bu yüzden gitmelisin."
"Peki, iyi günler"
Resmidi, ama samimiydi.

Bir kaç hafta sonra

Jin'nin kızgınlık zamanını düzene sokması sırası simdi Min Jungwoo'daydı. Heycanlıydı, ve aşırı hazırdı.
Odaya girdiginde tatlı çiçek kokusundan rahatsız olmadı. Aksine havalarda uçtu

"Hyung, lütfen yardım et.." zar zor konuşan bu çocuk kendinden geçmişti
"Peki, ama bana saldırma... Tamam mı?"
Derin defes alip verişleri insanı korkutmasada bir yandan heycanlandiriyordu.

Üstünü soydu ve ona sarıldı.
Aniden dudaklari başka bir sıcaklıkla buluştuğunda, bozmadi ve devam etti.
"Bir dakika..." Konuşmasina izin vermiyordu adeta.
"Uzanalım, olur mu?"
Çaresizce başını hızlıca salladı.
Sari saçları onu koklamasina engeldiz ama çok ta buyuk bir engel degildi.

"Hyung acı kokuyor..."
"Aah- özü-"
"Baharatlı ve acı şeyleri seviyorum..." Bu dediklerinden sonra anlamaması aptallık olurdu, ve Min Jungwoo bir aptaldı. Hemde çok buyuk bir aptal.

𝐴 𝐷𝑖𝑓𝑓𝚤𝑐𝑢𝑙𝑡 𝐿𝑜𝑣𝑒//𝑜𝑚𝑒𝑔𝑎𝑣𝑒𝑟𝑠𝑒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin