Merhabaa. Bu benim ilk hikayem ve ben çok heyecanlıyım 🥰Beğeneceğinizi umut ediyorum ve hepinize keyifli okumalar diliyorum. 😊Medya da kızımız Ayda var ☺️
Herkes bu hayatta birilerini bekler. Ben ilk ölmüş annemi bekledim. Sonra beni seveceğini zannettiğim babamı. Ve en son bekleyişim her daim beni koruyacağını düşündüğüm abimdi.
Beklemek sanki üzerime zimmetlenmişti benim. Bitmeyen bir bekleyiş, gelmeyen bir beklenenin olduğu zimmetti bu. Hayallerim bu bekleyişte prangalanmış umudumun belini bükmüştüm.
Tüm bekleyişim dört harfti adı aile.
Haksızlık yapılmış zannımca bu dört harfliye böylesine derin anlamlar barındıran bir şey nasıl dört harften ibaret olabilirdi ki. Mutlulukların, sevginin, sevinçlerin ve dahi bütün duygular nasıl olurda bu dört harfte toplanırdı. Peki ben kaç duyguyu sığdırdım bu harflere. Yoklama almam gerek sanırım. Kimler benimle kimler bensiz.
Derin bir iç çekip bir süre defterime baktım bu yüzleşme sandığımdan da zor olacaktı. Başlayalım o zaman.
Kırgınlık?
Buradayım dedim çekingen bir sesle. Yutkundum ve bu ilk yutkunuşum değildi. Bir bir tüm kırgınlarım kanarcasına hatırlattı kendilerini. İlk kırgınlığım ne zamandı hatırlamıyordum ama sonuncusu yaklaşık 27 dakika önce gerçekleşmişti. Gözlerimi sıkıca kapatıp başımı sağa sola hızlıca salladım. 27 dakika öncesini ve daha nicelerini böylelikle gözümün önünden yok edebilirdim. Derin bir of çekip devam etmeye çalıştım.
Hüzün?
Bu beş harfi incelerken acı bir tebessüm görür gibi oldum beyaz kağıtta aklıma ailem tarafından hiç sevilmediğim geldi o yüzden buradayım demeğe bile gücüm yetmedi. Lakin sağ gözümden yanağıma doğru süzülen ıslaklıktan bedenimin burada diye haykırdığı su götürmez bir gerçekti.
Küskünlük?
Dedim kalemimi daha sıkı tutarken ne çok dargınmışım kimseye fark ettirmeden nasılda tüm dünyaya küsmüşüm. Burada diye bağırarak tüm odamı inletmek istedim fakat kendimle de küs olduğum geldi aklıma ve cevap vermeye tenezzül bile etmedim.
Mutluluk?
Ses gelmiyordu ve benim gözümün önüne gelecek güzel bir anım yoktu.
Mutluluk? dedim tekrar bir umut ama hiçbir ses hiçbir umut kalemimi hareket ettirmedi.
Acıyla tekrar büyük harflerle MUTLULUK ? yazdım. Hafızamı o kadar çok zorladım ki kıyıda köşede olsa da bir anı bir iz bulmaya umutlu kalbime kızdım. Bu dört harfte mutluluk adına hiçbir şey yoktu. Kalemimi defterin sağ tarafına bırakıp tekerlekli sandalyeme geriye doğru yaslandım. Kafamı beyaz tavana doğru kaldırıp gözlerimi kapattım.
Kapının tıklanma sesiyle toparlandım ve defterimi kapattım "Girin" dedim.
İçeriye Elif abla girmişti evimizin yardımcısıydı ve beni sevdiğini düşündüğüm elimin beş parmağını geçmeyen nadir kişilerden olabilirdi. Bu eve katlanıp ayakta beni tutan iki kişi vardı onlarda Furkan abim ve tek arkadaşım Yağmur'du.
"Nasılsın Ayda" dedi hüzünlü gözlerle.
"İyiyim" dedim masamı toplamaya çalışarak.
"Ayda"
"İyiyim Elif abla lütfen sende üzülme belki böylesi daha iyidir ha ne dersin" İyi demesini o kadar çok istiyordum ki buna çok ihtiyacım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKÇALI AİLESİ - Gerçek Aile Kurgusu
ChickLitBeklemek sanki üzerime zimmetlenmişti benim. Bitmeyen bir bekleyiş, gelmeyen bir beklenenin olduğu zimmetti bu. Hayallerim bu bekleyişle prangalanmış umudumun belini bükmüştü. Tüm bekleyişim dört harfti adı ise Aile.