Medya: Didar Akçalı
Ben geldimmm. Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum. Öpültünüz 🥰❤️
Yine sabah erkenden uyanmıştım yatağımın tam karşısındaki duvardaki saat 5.30'a geliyordu ama ben uyumak istiyordum. Bu eve geldiğimden beri ne yemek yiyor ne de uyuyabiliyordum. Tanımadığım ve bilmediğim insanlar arasında yaşamak vücudumun farklı tepkiler vermesine sebep oluyor sanırım yoksa bunun başka bir açıklaması olamazdı. Her ne kadar Barlas samimi gelse de yaşadıklarımı bir kenara atamıyordum. Hem ben bu durumdan bile mutluydum çünkü artık hayatımda Timuçin ve Çınar yoktu. Onların olmadığı bir ev onlarsız bir hayat daha ne isteyebilirdim ki.
'İstersin Ayda aile olmak mesela; gerçek bir abinin olması, seni seven bir baba ve hala yaşayan anne.'
Kendime itiraf edemesem de iç sesim haklıydı ben bunları hepsini istiyordum hem annem yaşıyordu, kim bilir hayalimdeki anne kız ilişkisi geçte olsa gerçek olurdu, babam ise Timuçin gibi davranmıyordu. Abiler ise orası biraz karışık işte.
Bir elimle çibindiriği sağa sola çekip bir elimle de yorganıma daha sıkı sarıldım. Aralık ayındaydık ve havalar gün geçtikçe soğumaya başlamıştı. Pencerenin camına çarpan yağmur ise beni dinlendiriyordu adeta. Çok şiddetli olmasa da hızı oldukça iyiydi ve gün boyu şehri ıslatacak gibi duruyordu.
Kendimi uzun zamandır ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordum. O evde yaşadıklarımdan sonra burası öyle sakindi ki bazen şaşıyordum. Fakat bu sakinlik ve huzur hissi bile onlardan korkmama, çekinmeme ve kaçmama engel olamıyordu. Biyolojik abiler beni fazlasıyla endişelendiriyordu. Yatağımda biraz daha dönüp durdum bugün okula gidecektim sabahtan bir dersim öğleden sonra da bir dersim daha vardı. Yavaşça yataktan kalkıp banyoya ilerledim güzel bir banyo yapsam fena olmazdı.
Banyodan çıkmış beyaz bornozuma sıkı sıkıya sarılmış giyinme odasında ne giyeceğime karar vermeye çalışıyordum. Sonunda elime kışlık triko haki rengi bir elbise aldım. Biraz kısaydı ama aldığımdan beri giymemiştim ve kısalığı çokta abartılacak kadar değildi. Açık kahverengi kısa topuklu çizmelerimi de ayağıma geçirip tekrar odama döndüm. Aynada kendime baktığımda gayet hoş görünüyordum. Saçlarımı kurutup düzleştirdikten sonra hafif bir makyaj yapıp koyu kahverengi uzun kabanımı ve çantamı alıp odamdan çıktım. Asansöre binip 1. Kata basacakken tekrar kapı açıldı ve Didar girdi. Gözlerimi ondan çekip yere bakarken "Günaydın Ayda" diyen sesiyle kendisine döndüm.
"Günaydın"
Didar'ın hala bana baktığını hissediyordum ve bir an önce aşağı inmeye can atarken bu sefer asansör 2. Katta durdu. İçeri uykusunu alamamış Eren ve Karan girdi. Onların gelmesiyle daha da ileri gidip yer açtım ve önümde tuttuğum kabanımı yan tarafa çekip sol elime aldım. Yamulan eteğimi düzeltirken Karan'ın sesini duydum ama ne dediğini anlamadım. Sesle birlikte üçlüye bakarken bana sinirli ve çatık kaşlarla bakıyorlardı. Hadi ama yine ne olmuştu ki? Hepsi sinirli gibiydi ama Eren'in gözlerinden resmen alevler çıkıyordu sanki. Boynunu sağa sola yatırdı ve "Nereye bu kılıkla?" dedi.
Yok artık dün akşamdan sonra birde bana hesap mı soruyordu ne hakla pardon? İstediğim yere giderdim ona neydi!. 'Ah Ayda şu aklından geçenleri bir de yüzüne söyleyebilsen laf var icraat yok.' Bende sinirle gözlerine baktım mırıltı şeklinde çıkan sesimle "Seni ilgilendirmez" diyebildim sadece.
Eren bana bakıp sertçe yutkundu ve başını sağa doğru çevirip ellerini sıktı, sıkılmış elleriyle bende gidecek yerim varmış gibi daha da geriye doğru gittim.
Asansörün açılmasıyla derin bir nefes aldım ve biyolojiklerden sonra ben de çıktım. Sabah sabah yine gerilmiştim, yemek odasından gelen seslerle oraya doğru adımladım. Hepsi yerlerine oturmuş beni süzerken Kerim Bey, Nihal Hanım ve Barlas sıcak tebessümlerini yine eksik etmemişlerdi benden. Bende üçüne bakıp "Günaydın" dedim neşeli bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKÇALI AİLESİ - Gerçek Aile Kurgusu
Chick-LitBeklemek sanki üzerime zimmetlenmişti benim. Bitmeyen bir bekleyiş, gelmeyen bir beklenenin olduğu zimmetti bu. Hayallerim bu bekleyişle prangalanmış umudumun belini bükmüştü. Tüm bekleyişim dört harfti adı ise Aile.