Medya da Barlascığım varr.
AYDA
Sabah gözlerim rahatsızca açtım. Gözlerim çok fazla ağrıyordu bütün gece ağlamış 3 gibi anca uyumuştum. Ve saat sabah 7'ydi. Ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve siyah eşofman takımımı giyip açık kahverengi saçlarımı yukardan toplayarak aşağı indim. Ev çok sessizdi ve pazar günü olduğu için kimse uyanmamıştır diye düşündüm. Televizyonu açıp bulduğum Tom ve Jerry'yi izlemeye başladım en sevdiğim çizgi filmdi ve ben kaç yaşına gelirsem geleyim hep izlerdim. Susadığımı hissedince mutfağı bulup bir bardak su aldım ve tekrar koltuğa oturdum.
Televizyondan gözlerimi ayırmazken "Ayda" dedi sert ve kalın bir ses. İstemsizce korkup elimdeki bardağı yere düşürmüştüm. Kaşlarını çatıp bana bakan kişinin Didar olduğunu gördüğümde hemen eğilip cam kırıklarını toplayarak "Özür dilerim" dedim.
"Dokunma"
Sinirli sesi daha da korkmama neden oldu ve ben hızlıca yine bir cam kırığını halının üzerinden aldım.
"Sana dokunma dedim"
Sesini duyuyordum ama cevap veremiyordum ne vardı bu kadar kızacak. Sert adımlarla yanıma gelip kanadığını fark etmediğim elimi koca elinin içine aldı. Endişeyle yeşil gözleri baş parmağımdaki derin kesiğe bakıyordu.
Didar "Eren" dedi bağırarak. Bağırması elimi çekmeme neden olurken acıtmadan sıkıca elimi tutmaya devam etti. Cam kırıklarının olduğu taraftan beni çekip diğer koltuğa oturtmuşken tekrar bağırdı "ERENNN!"
Şevkatle bana bakarak "Canın acıyor mu" dedi.
Sorusu şaşırmama sebep olmuştu tuttuğu parmağıma bakarak "Hayır" diyerek cevapladım. Aslında acıyordu çünkü içinde küçük bir cam parçası olduğunu hissediyordum. Elime bakarken acı daha da şiddetlendi ve sesli bir şekilde inledim.
"Sikeyim böyle işi!" resmen tıslamıştı ve beni daha da korkutuyordu.
Aşağı inen Barlas, Karan ve Eren bize bakarken. Didar Eren'e "Sabahtır sana sesleniyorum Eren çabuk ilk yardım çantasını getir"
Hızlıca gözden kayboldu. Barlas yanıma gelip "Güzelim ne bu hal?" sesi endişeliydi.
Cevap vermeden başımı sağa sola salladım. Neden bu kadar büyütüyorlardı ki altı üstü bir kesikti sadece. Eren aşağı inip "Abi sen bana bırak" dedi. Bana doğru adımlarken istemsizce koltuğa doğru geri gittim. Hepsi kaşlarını çatarken Eren görmezden geldi. Elime pansuman yaparken önemli bir iş yapar gibiydi. Sarı saçları ve mavi gözleriyle çok tatlı duruyordu. Bu ailedeki erkekler neden bu kadar yakışıklıydı.
"Bitti ama gün içinde biraz sızlayacaktır" dedi yüzüme bakarken ben ise o hariç her yere bakıyordum.
Eren derin bir nefes verip ayağa kalkarken Barlas karşıma geçip diz çökerek koca ellerini yanaklarımın içine alıp " İyi misin Güzelim?" dedi sorarcasına. Ben ellerini yüzümden çekmek istesem de tatlı bakışları beni engelliyordu ama yine de tedirgince yerimden kıpırdamıştım.
"İyiyim bir şeyim yok"
Eren "Nasıl bir şeyin yok ne kadar derin kesildiğinin farkında değil misin"
Sinirle bana bakıyordu bu çocuğun derdi neydi benimle bir de azarlıyordu sarı çiyan ne olacak!
Kahvaltı hazır diyen Sevgi ablayla ayağa kalkmıştı Barlas beni de kaldırıp yemek odasına doğru yönlendirdi. Kerim Bey ve Nihal Hanım oturmuş bizi bekliyordu elimi gören Nihal Hanım " Ayda" dedi endişeyle " Eline ne oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKÇALI AİLESİ - Gerçek Aile Kurgusu
Chick-LitBeklemek sanki üzerime zimmetlenmişti benim. Bitmeyen bir bekleyiş, gelmeyen bir beklenenin olduğu zimmetti bu. Hayallerim bu bekleyişle prangalanmış umudumun belini bükmüştü. Tüm bekleyişim dört harfti adı ise Aile.