Mardin'den İzmir'e geleli bir ay yedi gün olmuştu. Yeni umutlarla geldiğim ve kimseyi tanımadığım bu şehirde halam ve dayım ile beraberdim. Bir yandan aile baskısı bir yandan üniversite sınavı stersi çok ağır geliyordu.
Önümdeki matematik kitabından kafamı kaldırıp on dakikalık bir ara vermiştim. Elime telefonu aldım ve Instagram mesaj kutuma düşen mesaj isteğine baktım. Bunun bir grup sohbeti olduğunu gördüm. Neden bilmiyorum ama normalde ben grup gibi ortamlardan durmaz çıkardım. Ama bu defa içimden bir ses kalmam gerektiğini söyledi.
Her şey çok sıradan ve normal gidiyordu . Zaten sanal bir ortamda en fazla ne olabilirdi ki . Takı o gune kadar...
O gün sabah uyanmış kahvaltımı yapmış ve masa başına oturmuştum. Neredeyse her günüm aynı geçiyordu . Yaklaşık üç saatlik bir ders çalışmanın ardından elime aldığım telefon ile o malum uygulamaya geçtim. Mesajlara tıkladım ve gruba baktım . Aslında doğruyu söylemek gerkeirse sadace selam verip çıkacaktım ama hepimizin bildiği gibi sohbet sarınca çıkmak sadece lafta kalıyor. Yaklaşık bir beş dakika sonra o güne kadar hiç görmediğim birinin yazdığını fark ettim . Ve yazdığı ilk şey ile dikkatimi çekmeyi başarmıştı. Gerçeği dürüst olmak gerekirse yazdığı şeyden önce dikkatimi çeken şey kullanıcı adıydı.
On sekiz yaşında üniversite sınavına hazırlanan bir genç kızın sohbet gurbunda en fazla ne olabilirdi ki ? Ben olsam bende böyle düşünürdüm. Ama ilgimi gerçekten çekmeyi başaran bu kişinin yazdığı şey
Boşkonuşma: Lan çocuğum olacakmış.
Okuduğum mesajı tabi ki bende diğer grup üyeleri gibi taşşak muhabbeti sanmıştım. Bu düşünce nedeniyle de bir süre yazdığı şeyi bitirmesini bekledim . Herkes yuh , oha tarzında hayret nidaları sergilerken gruptan kim olduğunu hatırlamadığım biri ciddi misin diye sormuştu. Ve verdiği cevap evet olmuştu .
Yaş ortalaması on beş ile yirmi arasında olan bir Instagram grubu ve yirmi yaşında " lan çocuğum olacakmış" diyen bir adam .
Bir süre sadece bekledim kimden nasıl tepki alacak ve bunun onda bıraktığı etkiyi anlamak istemiştim. Anladığım kadarıyla ne yapacağını bilmez bir halde oldukça şaşkındı . Grubun verdiği tepkileri tahmin bile edemezsiniz ona geliyordu o tepkiler ama bende bile ağır etkiler bırakmıştı. Bu kadar acımasız tepkiler ve bu kadar yargılayıcı düşünceler büyük bir ihtimalle onun içinde bulunduğu ne yapacağını bilemediği halini daha da bilinmeze sokuyor daha da zor hale getiriyor olmalı diye düşünüyordum.
Aldığı tepkiler genelde çoğunu aldırması yönündeydi . O ise çocuğun ondan olup olmadığına bile emin değildi. Bu durumda benim yazdığım mesajların o grup içinde hiç bir değeri yada önemi kalmıyordu. Üstelik onca mesaj içinden yazdığım şeyleri okuyabiliyor muydu emin bile değilim.
Neden bilmiyorum ama ben daha adını bile bilmediğim bu adamı kendime yakın hissetmiştim. Adını bile bilmediğim bir adam ve ilk defa gelen bu yakınlık hissi beni korkutmuştu . Ama nedensizce bir kara deliğe çekilen bir gök taşından kopmuş küçük bir parça gibi çekiliyordum ona. Ve tuhafıma giden şey umursamaz , kolay kolay hiç bir şey ile ilgilenmeyen benin dikkatini çekmeyi başarmıştı bu adam . Bu his hem çok tuhaf hemde çok korkutucu geliyordu.
Grubun ona söyledikleri benim canımı neden bu kadar çok yakmıştı bilmiyorum ama bir an içimden özelden ona yazmak geçmişti. Bir yanım acaba yazsam beni yanlış anlar mı düşüncesi ile boğuşurken bir yanımda hata yapmaya çok açık buna engel olmam gerektiğini söylüyordu. Ve daha fazla kendim ile savaşmayıp özelden ona yazmaya gittim.
Neden yazdığımı sorsanız bilmiyorum ama bir insanın yanlış bir karar vermesini ve çocuğunu sorunlu bir ailde - benimki gibi bir - ortamında yaşatmasını istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂL: SUSKUN YÜREKLER
Ficción GeneralBağıra çağıra susan çocuklardık biz . Etrafımızdaki kahpelere inat dimdik ayakta duran kendinden ödün vermeyen. Çığlıklar içinde susmayı öğrettiler bize . Ateşe barut olmayı seçen sevdiği adamın kartenesi olan Beria Yazel. Zeki, kurnaz, ve yeri geld...