7

624 67 36
                                    


Çok sık bölüm atamıyorum farkındayım. Ama bunun nedeni bir bölümün 2500-3000 kelimeden oluşması oluyor genelde. Bu da diğer kurgularla karşılaştırılırsa 2-3 bölüm ediyor. Bu yüzden bana kızmayın <33

Evet, hayatta bazen her şey yolunda gitmiyordu veya asla bitmesin dediğimiz şeyler başkaları tarafından mahvediliyordu.

Bizim de hikayemiz buna benzerdi. Her şey öylesine güzel bir peri masalı gibi başlamıştı ki, sonsuza kadar süreceğini düşünmüştük belki de. Ancak bu güzel hikayenin sonunda birbirini çok iyi tanıyan yabancılar olarak kalacağımızı kim tahmin edebilirdi ki?

Bunlar artık öylesine ruhumu altında eziyordu ki, içimde ağlamak için bile güç bulamıyordum.
Kendimi her zamanki gibi sokakta ifadesiz bir suratla insanların arasında yürürken bulmuştum yine, hiçbir şey değişmemiş gibi.

Uzun zamandır gitmediğim okuluma gidiyordum, artık oradaki anılarım da uzakta kalmıştı benim için çünkü. Sanki bugün dünden daha hissizdim, oraya gitmeyi ve tanıdığım insanlarla, anılarımla yüzleşmeyi kaldırabilecektim.

Adımlarımın hızlanmasıyla birlikte yüzüme çarpıp öylece kesikler bırakan rüzgar da hızlanıyor gibiydi, adımlarımın ilerlemesini istemiyordu belki de. Ama bu kadar anlamsızlaşmışken anılar, karşılaşacağım şeylerden korkup bahaneler bularak kaçmak
mantıklı mıydı?

Tüm bunları düşünürken görmekten bıktığım parkı gerimde bırakmış ve işte gelmiştim, karşımda duran beyaz ve heybetli bina, havanın soğukluğu ile buğulanmış pencereler.. ve en önemlisi içinde taşıdığı her şeyle karşılaşma arzusu.

Kendimi kandırdığımın farkındaydım tabii ki. Jennie için geldiğimi biliyordum.

Aklımdan geçen şeylerle iç çektim ve moralimi düzeltmek için yalan olduğunu bildiğim şeyler fısıldadım kendimce.

"Güzel olacak gibi duruyor."

Kendi sesimi duymaya uzun zamandır yabancıydım, kimse bir şey sormadıkça konuşmazdım, bu yüzden kendimi biraz olsun yadırgayarak dinlemiştim.

Kendimi gülümsemeye zorlayarak söylediğim bu şeyden sonra adımlarımı hemen okul bahçesine yönelttim, daha fazla beklemek ve kararımı değiştirmek istemiyordum.

Bahçeye girdiğimde etrafa baktım, insanların yüzlerini süzdüm. Ancak burada hiçbir şey değişmemişti, tanıdık yüzler görmüştüm, mezuna kalmış veya sınıfı geçememiş olmalıydılar, aynı benim gibi tamamen amaçsız gibiydiler.

Bana selam veren ve yanıma koşup belime sarılan birkaç arkadaşım oldu, aralarında beni özlediklerini söyleyenler de oldu. Ancak bunlar boş sözlerdi benim için, hiçbir şey ifade etmiyorlardı. Özleyen, özlediğini görmek isterdi, koşullar ne olursa olsun..

Birkaç dakika sonra bahçenin içinde minik bir kalabalık oluşmuştu, bunlar okuldan tanıdığım yedi veya sekiz arkadaşımdan ibaretti. Ancak Yüzlerce şey soruyorlardı, neden okula uzun süredir gelmediğimi, saçlarımı neden kestiğimi, mesajlarına neden bakmadığımı...
Ancak hepsine yalnızca gülümseyerek;

"Şimdi buradayım."

diyebilmiştim. Orada birkaç dakika daha sorulara maruz kaldığımda kurtulmak için çantamın omzuma gelen kolunu sıkıca kavrayıp hemen aralarından sıyrılarak yanlarından ayrılmıştım.

Sonunda derin bir nefes aldığımda arkamdan yalnızca "Lisa!" diye bağıran bir kaç ses duymuştum. Ancak şimdi yalnızca nedensiz bir çekimle okula girmek istiyordum, bu yüzden hiç kimseye bakmadan yürümeye başladım.

como te quiero [jenlisa]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin