12

1K 102 38
                                    

Taehyung ve Hera'nın çizdiğim resim üstüne yaptıkları tartışma sonlandığında koltuğa uzanıp gözlerimi kapattım. İlaç kullanmış olmama rağmen başım ağrıyordu. Taehyung gelip ayak ucuma oturduğunda gözlerimi açtım.
   
'Hera'dan resmi alamadım.'

Dudaklarını büzmesiyle kahkaha attım.

'Şaka mısın sen? Küçücük çocukla kavga ettin resmen.'

Omuz silkip mutfağa gitti. Uzandığım yerden kalkıp odama çıktım. Yatağın üstüne uzanıp gözlerimi sıkıca kapattım.

-

Uyandığımda etrafın hala karanlık olduğunu fark ettim. Gece lambasını yakıp doğruldum. Yatağın üstünde uyuyakaldığımı hatırladığımda yorganın içinden çıkıp lavaboya girdim. Taehyung beni yatağın içerisine taşımış olmalıydı. Elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra saate bakmak için telefonun ekranına dokundum. Gece yarısını geçeli çok az olmuştu.

Uykum yoktu. Aşağıya inip mutfağa girdim. Su doldurduğum bardağı alıp odama geri döndüğümde yatağıma uzandım. Henüz sabah olmasına baya bir vardı ve ben hiç olmadığım kadar uyanıktım. Uzandığım yerden tekrar kalkıp koridora çıktım.

Taehyung'un misafir odasında kaldığını hatırladığımda koridorun sonuna kadar yürüyüp beyaz kapının önünde durdum. Elimi yumruk yapıp havaya kaldırdığımda çalıp çalmamak arasında kaldım. Bu saatte büyük ihtimalle uyuyor olurdu. Kapıyı çalmanın bir mantığı yoktu o zaman.

Kulpu çevirip kafamı içeriye uzattığımda oda karanlık olduğu için hiçbir şey görememiştim. İçeriye girdiğimde gözlermin karanlığa alışması için biraz bekledim.

Oda biraz küçüktü. Yatağın karşısında büyük bir gardırop vardı. Eşyalarını da buraya taşımış olmalıydı. Taehyung'un şimdiye kadar nerede kaldığıyla hiç ilgilenmemiştim. Benim yüzümden odasında kalmaması kötü hissettirmişti.
Belki de onunla konuşmam gerekiyordur. Ben burada kalabilirdim. O da kendi odasına geçip rahat ederdi.

Gözlerim karanlığa alıştığında yatağa doğru adımladım. Taehyung'un göğsünde uyuyan Hera'yı fark ettiğimde yüzümde istemsiz bir tebessüm oluştu. Aralarındaki bağ çok güçlüydü. Taehyung mükemmel bir babaydı. Yanağıma düşen yaşlarla kaşlarımı çattım.

Tanrı aşkına neyim vardı benim?

Komodinin üstünde duran resmi fark ettiğimde yüzümde bir tebessüm oluştu. Yatağın yanına geldiğimde yere çöküp uyuyan baba kızı izlemeye başladım.

Bacağım uyuştuğunda pozisyon değiştirmek için ayağa kalkmıştım ki ayak parmağımı komodinin köşesine çarptım. Ben ağzımdan çıkan inlemeye engel olamazken Taehyung uyanmış şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Ayağımı tutmayı bırakıp gülümsediğimde gözlerini avuşturdu.

Ben hala tepesinde dikilirken Hera'ya biraz daha sokulup gözlerini kapattı.

'Senin göreceğin rüyayı..'

Rüya gördüğünü düşündüğü için uyumaya devam ediyordu. Bu benim için iyi bir şey miydi kötü bir şey mi?

Gözlerini tekrar açtığında hala burada olduğumu görünce kaşlarını çattı. Elini uzatıp elimi tuttuğunda şaşırma sırası bendeydi.

'Rüya değilsin.'

Bir anda doğrulup Hera'yı yatağa bıraktı. Ayağa kalkıp karşımda dikildiğinde fazla yakın olduğumuz için biraz geriye gittim. O ise geriye gitmemi umursamadan bana doğru birkaç adım daha atıp aramızdaki mesafeyi tekrardan kapattı.

Ellerini yanaklarıma koyup yüzümü kendine doğru çektiğinde yutkundum. Kalbim tekrar maratona çıkarmışcasına atmaya başlıyordu. Sanki mümkünmüş gibi bana biraz daha yaklaşıp gözlerime baktı.

mockingbird, taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin