#4 Davet

24 7 0
                                    

     Uykunun en haz verdiği zamanda rüyamın ortalarında sertçe vurulan bir kapı ve zil sesiyle uyandım. Güneş yüzüme vuruyordu,daha hızlı uyanmak için gözümü kırpıştırdım ve gözüm yatağıma kaydı. Dün sabahki bıraktığım gibi düzgün duruyordu. İşte o an aklıma tak etti, masada uyuyakalmışım. Beynimde gelişen bu ani farketmeyle hemen saate baktım ve o an bir rahat bir iç çektim. Okul kıyafetlerimi giyecektim ama o sırada Fuyuhiko'nun o sert sinirli sesini duydum. Onu bekletmek yapmayı isteyeceğiniz en son şeylerden bir tanesi olabilirdi. Bu yüzden üstümü bile değiştirmeden aşağı indim.
Karşımda tahmin ettiğim gibi küplere binmiş bir Fuyuhiko ve gerçekten bunalmış gibi gözüken Kazuichi vardı. Kendimi savunmak için bahanem bile yoktu,hazırlıksız yakalanmıştım. Evet, daha önce bu dünyada bile çok az söylendiğini düşündüğüm o küfürler karşısında bu kadar savunmasız olduğumu bilmiyordum...Gerçekten daha önce hiç duymadığım ve ağzımın açık kaldığı küfürler...Bunları sadece kapıyı geç açtığım için yapması ise ayrı bir konuydu. Bir şeyler geveleyip bu kabustan kaçmak için susunca fırsatı kullandım ve kapıyı kapatıp daha fazla buna maruz kalmamak için elimi çabuk tuttum. Günümün Fuyuhiko'nun kabus dolu küfürlerinden dolayı yıkılmasını istemiyordum. Neyseki Fuyuhiko sabahki tüm enerjisini küfüre harcamış olucakki yol boyunca tek kelime etmedi. Geldiğimizde üçümüzde bir iç çektik. Bugün son sınavımızı olucaktık. Park sohbetini yapalı bir hafta geçmişti bu benim için sıkıcı yedi gün demekti ama işte şimdi o yedi günün sonuncusunda duruyordum. Hepimiz büyük bir umutla kendi dolaplarımıza gittik ve o günün sıkıcılığının bizi kendimize çekmesine izin verdik...

~~~~~

     O günün tüm olumsuz enerjisi üstümde bir şekilde dolabıma ilerledim. İnsanların sınav sonrası aktif olan enerjisini anlayamıyordum.
Sınavdan yeni çıkmışken sınav hakkında konuşmayı anlamsız buluyordum. Daha yeni sınavdan çıkmışsın ve beyninin dolduğunu varsayıyorum. Niye başkalarının hangi soruyu ne işaretlediğini de bilmek istersinki? Bu düşünceleri bir kenara attım ve atmamla birlikte Chiaki'yi görmem bir oldu. Birden aklıma bir hafta önceki konuşmamız geldi. Yüzüm istemsizce tebessüm etmeye başladı. Bir haftadır Chiaki'yi ve yenilmez oyuncuyu aklıma bile getirememiştim,çok yoğundum. Ama şimdi beynimde yine fırtınalar çaktıracağını biliyordum. Eğer o tahmin ettiğim oyuncuysa bu onu yenmeye yaklaştığım anlamına mı geliyordu? Bana çok çalışmanın da önemli olduğunu söylemişti bu o zaman onun da mı çok çalıştığını gösteriyordu? Belki de Üstün Oyuncu
olmasına rağmen sıkı çalışması gerekmiştir. Ben bu akan düşüncelerim arasında boğulurken Chiaki çoktan dolabına kitaplarını yerleştirmeye başlamıştı. Biraz uykulu duruyordu. Elini ağzına götürüp yavaşca esnedi ve kafasını aşağı yatırdı,gözleri kapalıydı. Ne kadar dağılmış ve yorgun gözükse de yine de o tatlı havası onu bırakmamıştı. Bir dakika...Acaba Kazuichi onu da bu park gezisine davet etmiş miydi? Eğer o da gelirse onunla daha çok oyun hakkında konuşabilirdik. Bu fikir çok cazip geldi ve ona sormak icin gerekli cesareti elde edebildim.
"Uhh,Chiaki acaba sen... haftaya olacak gezi hakkında ne düşünüyorsun?"
Pembe gözleri benimkilere bakmaya başladı. Sorgulayan bir yüz ifadesi vardı.
"Hmm...Hangi geziden bahsediyorsun?"
"A- Kazuichi demek ki sana söylememiş. Haftaya Yoshino parkında küçük bir gezi planlıyoruz da."
Bir şeyi hatırlarmış gibi bir hali vardı.
"Aaa demek o geziden bahsediyorsun. Sonia bana Kazuichi'nin beni davet ettiğini söylemişti."
"Demek öyle."
"Senin de katılacağını bilmiyordum Hajime. Birlikte iyi vakit geçirelim." dedi minik bir tebessümle.
Evet,birlikte...birlikte yani... Chiaki çoktan okulun çıkışına varmıştı. Ben hâlâ hafif bir tebessümle onun gittiği yere bakıyordum. Birden omzumda soğuk bir el hissetim. Arkamı döndüğümde ise çok şaşırdım. Karşımda o garip saç stiliyle Gundham duruyordu. Bana küçümseyen gözlerle bakıyordu. Pek anlaşabildiğimiz söylenemezdi,bu yüzden şaşırmıştım.
"Her şeyi gören gözlerim bana senin büyük bir kuyuya düştüğünü söyledi."
"Hm?"
"Hah,İçinde olduğun durumun farkında olmayan zavallı bir köylüsün sen!"
Bu sözleri diyip çekip gidiceğini sanmıştım ama bir daha arkasını döndü.
"Bir gün ben ve yaverlerimin önünde diz çöküceksiniz hahaha!!"
Daha onun ne dediğini kavrayamadan o okul kapısına varmıştı bile. Omzumu silkip umursamadığımı belli  ettim arkasından. Ama o dediği sözlerin o gün aklımda dolaşacağını bilmiyordum...
"İçinde olduğun durumun farkında olmayan..."

    

    

Oyun BittiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin