Otobüs hareket etmeye başlamıştı ama ben gergin hissettim. Sonuçta bana bu kadar büyük bir etkinlik olacağını söylememişlerdi. Diğer düşünüp endişeleneceğim ise Chiaki'nin tam yanımda oturuyor olmasıydı. Ellerimle oynamaya başladım ve rahatlamaya çalıştım. Daha önce araçta yanyana oturabilecek kadar samimi olduğum bir karşı cinsten arkadaşım olmamıştı. Gözümün ucuyla ne yaptığına bakmaya çalıştım. Her zamanki gibi oyunun içine dalmıştı. Hey,ama bir dakika bu oynadığı oyun bir yerden tanıdık geliyor sanki? Tabii yaa!
"Gala Omega!" Birden yüksek sesle konuştuğum için utandım ve daha kısık bir sesle düzeltmeye çalıştım kendimi.
"G-Gala Omega oynuyorsun."
Chiaki'nin yüzünde çok heyecanlı bir ifade vardı.
"Biliyor musun?? Tam bir efsane değil mi? Tam bir efsane!!"Yanında duran Hajime onu bu kadar heyecanlı görünce telaşlanmıştı ama bir yandan da bu yanını gördüğü için sevinmişti. Çünkü tatlı gözüküyordu. Bunu düşündüğünü farkettiği an yanaklarında hafif bir pembelik belirdi.
"E-Evet bir keresinde art arda 4 kere bitirmiştim."
"Vayy ben 10'uncuya gelince tıkanıyorum"
Ne? Bu daha fazla bir sayı değil miydi ki zaten? Hajime şaşkın bakışlarla ona baktı ama Chiaki oyununun derinliklerine çoktan dalmıştı. Oyun onun için o kadar şey ifade ediyor olmalı ki oyun oynarken daha öncekinden daha hızlı nefes alıyor ve pür dikkat ekranına bakıyordu ki bu da onu daha sevimli yapıyordu. Önüne gelen pembe saç tutamlarının farkına varmamıştı bile ve bu yüzden kulağı saçının arasından hafifçe gözüküyordu. Ona haddinden daha uzun süre baktığını farketmiş olacak ki gözlerini bakıp şüphe çekmeyeceği ilk şeye gözlerini odakladı. Yanakları neden bu kadar ısınmıştı? Ya fırtınalar çıkartıyormuş gibi hissetiği kalbine ne demeli? Hiçbir şey anlamamıştı ama bir şeylerin düzgün gitmediği belliydi. Bir iç çekti ama bu kalbinin yavaşlamasını sağlamamıştı. Bu ona rahatsızlık mı veren yoksa rahatlatan mı anlayamadığı his otobüs yolculuğu boyunca onu bırakmadı.~~~~~
"Hmmh, Piknik için harika bir gün. Hadi top oynayalım!" Bunu Ibuki yüksek sesle söylemişti. Seyahat boyu elinden düşürmediği topu havaya attı ve top yere kavuşamadan esmer bir el topu yakaladı. Akane ve Ibuki topu birbirlerine atıp oynamaya başladılar. Fakat Akane topu o kadar çok sert atıyordu ki topun birisinin onu kurtarmasını istediğinden emindim.
Bir işin elinden tutmak için poşetlerden birini açıp içinde ne olduğuna baktım ve boş olan bir yere yerleştirdim. Herkes elindeki ağırlıktan kurtulmak istercesine her şeyi yere yığmıştı ve şimdi de içindekileri çıkartıp düzeltiyorduk ve o sırada içimi ısıtan bir sahneye tanık oldum.
Makoto elindekilerin ağırlığını kaldıramayacak gibi olduğu için Kyoko onların hepsini almıştı ve şimdi de Makoto ona mızlanıp en azından bir kaç tanesini alması gerektiğini söyledi. Birbirleriyle bir süredir çıktılarını biliyordum ve bu normaldi ama yine de böyle olmaları hoşuma gitmişti. Bu da yüzüme istemsizce yansımıştı. Acaba bana da böyle değer verecek birisi olur muydu? Bunu asla bilemiyordum. Kazuichi'nin ikide bir peşinde takıldığı Sonia vardı, Fuyuhiko da Peko ile sevgililerdi ama benim için daha önce hiç böyle birisi olmamıştı ve o an aklıma,soğuk su gibi serinlik veren,ayrıca içimi kavuran o tebessüm geldi. Gelmesiyle yüzümün yanması bir oldu. Ayrıca kalbimin delirmesi de. Bir de...
Sert bir şeyin kafama çarpması da...
Sanırım bu bana çok fazla gelmişti ve kafam bunu bana dank ettiriyordu.
Hayır değildi...
Bu bir...
Tencere kapağıydı?İnşallah beğenmişsinizdir 。*♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun Bitti
RomanceAradığım kişiyi bulunca...oyun biter mi? Hinanami Yan shipler; ~Naegiri ~Sondam ~Fuyupeko ~Kaimaki ~Saimatsu