Kollarımı iki yana açarak gerindim. Yorgunluğun tüm bedenimi bir pelerin gibi sardığını hissedebiliyordum. Dört saattir bilgisayarın başında durunca tabii ki bedelleri olucaktı. Fakat lanet olsun ki dört saattir oynamama rağmen o yenilmez oyuncuyu yenememiştim. Tabii ki gıcık kapmıştım ama pes etmeyecektim. Onun"yenilmez" unvanını alması bir şey değiştirmiyordu. Hiçbir insan o kadar kusursuz olamaz. Öyle olmaması gerek,değil mi? Kahretsin,uykum geldi! Belki de biraz dinlenip yarın onu nasıl yenerim bir strateji oluştururum ha? "Yenilmez'i Yenen Efsane" kulağa hoş geliyor.
~~~~~
"Ondan sonra bana 'Senin ne sorunun var? Git başımdan!' dedi. İnanabiliyor musun?"
"Hey Hajime? Hajime!"
"Aaah! N-ne oldu?"
"Beni dinlemiyordun değil mi? Yoksa yine geç saate kadar video oyunu mu oynadın?"
"Evet. Yani ne olmuş?"
"Beni dinlemiyorsun dostum! Hem sınav haftası yaklaşmıyor mu? Not ortalamanı düşürmeyi planlıyorsun herhalde?"
Doğru ya sınavlar yaklaşıyordu. Kafamı o kadar çok video oyununa vermiştim ki sınavları aklımdan çıkarmışım. Ortalamamın düşmemesi için çalışmalıyım. Hatta bir süre video oyunlarını bıraksam en iyisi olur.
"Hmm haklısın. Galiba kendimi çok fazla video oyunlarına kaptırdım."
"Evet,daha demin Sonia-san'ın Gundham'la ne kadar yakınlaştığı ve benim ne kadar kıskandığım hakkındaki konuşmamın yarısını bile dinlemedin!"
"Evet evet,ama o yarısından fazla kısmı gereksiz olduğundandı."
"Anlamıyorsun ona gerçekten çok önem veriyor gibi gözüküyordu. O bakışları bir görsen...Bana asla öyle bakmazdı."
"Hmm,belki de onun karşısında çok garip davrandığındandır Kazuichi. Biraz daha normalmiş gibi davran. Eğer kalbi ona çoktan gittiyse artık yapacak bir şey yok ama onu hâlâ arkadaş olarak görüyorsa bir fırsatın var demektir."
Kazuichi bir süre gözünü yere odaklayıp düşünceli bir şekilde yürümeye devam etti. Birden durakladı:
"Baksana Hajime,aslında çok haklısın.
Onu gerçekten çok sıkıştırıyorum. İşleri yavaştan alsam iyi olabilir."
Ben sadece gülümsedim ve bu Kazuichi'nin anlamasına yetmişti. Ondan sonra okula gidene kadar ikimiz de konuşmadık. Taa ki Fuyuhiko bizi durdurup geç kaldığımız için bazı küfürler savurana kadar. Sabah rutinime eklenmeye hak kazanmıştı bu durum.
İlk başlarda bu moralimi bozsa da artık alışmıştım. Çünkü o her zamanki gibi Fuyuhiko'ydu ve onu olduğu gibi kabullenmiştim. Ama Kazuichi için bu pek söylenemezdi. Her gün en az bir kere dalaşıyorlardı çünkü. Ben de onların gereksizliklerini izleyen kişi rolünü oynuyordum genelde.
"Yine bıdı bıdı edip duruyorsun ha! Bak sana ne diyeceğim söz gümüşse sükut altındır."
Aslında Kazuichi yanlış bir şey dememişti ama Fuyuhiko onun kendisine ders vermeye çalıştığını düşündü sanırım çünkü yine tartışmaya başlamışlardı. Al işte yine başlıyoruz. En iyisi oradan yavaşca sızıp benim olmadığımı fark edene kadar tartışmaya izin vermekti. Gizlice gidip dolabımı açtım. O an Kazuichi'nin köpek gibi yanında gezdiği Sonia ve arkadaşı Chiaki geçiyordu. Sonia günaydın dedi ve Chiaki elini salladı. Ben de karşılık verdim. Chiaki yine oyun oynuyordu. Gözleri o oyunun içine hapsolmuş gibiydi. O an fark ettim. Oyuncu...Üstün Oyuncu...Yenilmez Oyuncu...Bütün yanlışlarım için özür dilerim. Eğer yanlışım varsa belirtirseniz çok mutlu olurum ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun Bitti
RomansaAradığım kişiyi bulunca...oyun biter mi? Hinanami Yan shipler; ~Naegiri ~Sondam ~Fuyupeko ~Kaimaki ~Saimatsu