''Çok yoruldum''
Hayatımda korkularımı mutluluklarımı umutlarımı ve göz yaşlarımı bir rafa kaldırdım..
Kaldırmak zorunda bırakıldım*
Pamuk şeker uzatılınca ben sevmem diyen bir çocuk gördünüzmü hiç o şekere bile boş gözlerle bakan bir çocuk babası kolundan bir olarak bir buraya çekiştirirken hayatı o çocuga öylesine mantıksız öylesine acınası geliyordu ki babaannesi sürekli tehtit ediyordu çocugu
Uslu durmazsan seni evlendiririz.
Bu söz bana mantıksız geliyordu babam ilk defa benle dışarı çıkıp alışveriş yapıyordu o gün sanki benden habersiz bir duygu yaşıyordum ilk defa babam elimden tutmuş bana elbise bakıyorduk yemin ederim çok mutluydum neredeyse aglayacaktım..
Herşeyden habersizdim...
Sonra elbise aldıgımız mağazadan çıkıp gidiyorduk ki birden babamın elinden tutup durdum park vardı ilk defa babama bir umutla bakıp baba park diye bildim görüyordum salıncakta sallanan annesi babası yanında olan çocukları oysa ben sadece babam beni bir kere salıncakta sallasın istedim çok istedim bunu orada öylece durmuş babama hadi parka gidelim o zaman demesini beklerken suratıma bir tokat yemiştim sonra yine içimden küfrettim kendime sana bir daha park mark yok dedim kendime kendi içimden 2 3 saat sonra eve dödügümüzde sebebini bilmediğim bir hazırlanma vardı bir taraftan da ben hazırlanıyordum babamın bugün aldıgı elbiseyi üzerime geçirdim halam saçımı yaptı kendimi bayramda ki çocuklar sandım bir an bir kaç dakika babam telefonda biri ile görüştükten sonra içeri geldi bana uslu durmazsan elimde kalırsın dedi hemen sonra zil çalmaya başlamıştı babaannem kapıyı açıp gelenleri içeri buyur etmişti benim anlamadıgım bir para konuşması dönüyordu sürekli olarak birde oğlu vardı bu gelenlerin 15 yaşındaymış ben hayata boş soğuk bakarken onunda benden farkı yoktu ama o benden daha kötüydü sanki ben anlamıyordum sonra babam bir anda verdik o zaman diyince çocugun modeli dahada bozulmuştu onun canını sıkan her neyse birazdan benimkini altüst edecekti eminim içimde sebebini bilmediğim bir huzursuzluk vardı sonra babam beni yanına çekerek saatlerdir huzursuz olan çocugun yanına bıraktı ben anlamadıgım dan boş boş ona bakarken babam eline bir zarf almıştı bana dönerek sen hiçmi anlamıyorsun demişti bana hala anlamadıgımdan neyi diye sordum evleniyorsun haberin mi yok dediğinde sanki beynimdeki kan akımı duracaktı yutlunamadım bile baba dediğimde bana cevap bile vermedi ben şok içinde birden lavaboya koştum bir kaç dakika ne yapacagımı bilmeden yine kendimle konuştum ağlamak yok dedim burnumu çekerken burdan aklıma ilk gelen planı uyguladım sesizce lavobadan çıktım dış kapıya ilerledim ve evden çıktım sokağa adımını atar atmaz nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum aklımda gideceğim bir yer yoktu zaten yollarıda bilmiyordum öylesine koşuyordum koşarken ne kadar agladıgımın ve hatta agladıgımın farkında değildim insanlar bana öyle bakarken birden bedenim buz tutmuş gibi duru verdi şu anda ne oluyor du bilmiyorum ama insanların bana bakmaları beni ürkütüyordu bana bakmıyor olsalarda bakıyorlarmış gibi hissediyordum benle alakası bile olmayan konuşmaları sanki benim hakkımda olumsuz konuşuyorlarmış gibi duyuyordum başım agrımaya başlarken bir kişinin gülüşünü duydun onu bile üzerime alınıyordum sebepsizce hayatımda ilk defa insanlardan bu kadar korktuğumu hissettim sanki herkes bana bakıyor bana gülüyor benden konuşuyor du bu beni korkuturken biri geldi yanıma kayıp mı oldun diye sordu kadın baya iyi birine benzese bile sebepsizce ürperip sıçramıştım yerimde sonra bir cevap bile vermeden kendimi tekrar koşarken buldum yine nere gittiğimi bilmiyordum ve tüm yüzleri kafamdan çıkaramıyordum hala herkesin bana baktıgını hissediyordum
Dakikalarca belki saatlerce dışarıda nere gittiğimi bilmeddn koşup durmuştum en son çıkmaz bir sokakta bir banka oturdum orada kimse yoktu sadece karşıdan geçenler vardı kafamdaki plan ben kaçarsam misafirler gider ben eve geldiğimde evlenmemiş olurdum aynen öylede oldu ama hesaplamadıgım tek nokta babamın siniri olmuştu bir şekilde geri dödügümde babam ben kaçtıgım için parayı geri alıp gitmişlerdi babam sinirle beni dövüyordu hangi acımasız kızına para uğruna kanlar içinde bırakırdı şaka değil mecaz anlamda kullanmıyorum bildiğiniz kanlar içindeydim ve o hala vuruyordu yorgundum halsizdim ama inatcıydımda aglamadım aglayamazdım o vuruyor diye belki bagırırdım ama asla aglayamazdım beni öylesine çekip attıktan sonra hiç birşey olmamış gibi kahveye gitmişti saat gece yarısıyken herkes uyuyordu babam hala yoktu ben o gittiğinden beri bir gram kıpırdamadan öylece boş duvarı izledim sonra içimden bir ses konuştu kaç git şikayet et onları kurtul dedi önce kalktım kan dolan agzımı kolumla sildim evden sesizce çıkıp gittim karakolu az çok biliyordum ama bulamamıştım öylesine koşarken bir yerde bir güvenlige rastladım kulübede oturmuş beni görünce yanıma geldi ben herşeyi ona anlatmaya çalışıyordum ama aglamıyordum sesim titriyordu aglamıyordum sonra bana bir cümle kukurdu..
Baban nerede?
Kahve deydi..
Bu kadar dı yaşadıgım yerin adresini verdim ve beni o adrese en yakın kahveye götürüp bizzat bamın ellerine bırakıp gitti gitmeden önce de kızınız güzel rol yapıyor hiç aglamıyor ama maşallah boyalar falan..
Cidden herşey bir siktiğimin göz yaşımıydı bu kadar ilgisiz bu kadar umursamaz olup benim aklım el vermezken 8 yaşımda burada adalet yok diyen bir çocuk oldum ve hala aynı fikirdeyim ben adalete olan inancımı 8 yaşımda kaybettim bana hakim karakol polis lafları oyuncak geliyor hukukmu paran varsa kazanırsın yoksa onunda bir işe yaradıgı yok çogu avukat iki liranın köpegi olmuş para almak için etmedikleri yalan savunma kalmamışken hakkıyla orada savunma yapan bir avukatın sözleri hiçe sayılıyordu evet gerçekten baya iç acıcı bir ülkede baya güzel bir adaletimiz vardı dimi yemin ederim bu kitabı bu satırları bir hukukçu okusa bile hiçbirine yalan diyemez beni suçlayamazdı madem çok iyi savunuyordunuz çok iyi iş yapardınız ben o yaşımda size sıgındıgımda neredeydiniz kulübe nizde çaymı içiyordunuz yazık.. Adaleti ayaklar altında süründürüyorlar sonra biri çıkıp adalet var diyor o an bir kahkaha atasım geliyor eğer adalet varsa benim hakkım yenildi ben halkımı helal etmiyorum ben hakımı helal etmiyorum bana çocuklıgumu verin şu satırları yazarken gözümden değil ruhumdan akan yaşlar için ben hakkımı helal etmiyorum ben hiçbir parka eski hevesimle bakamıyorum.