Linda'nın Bakış Açısı
Gözlerimi yorgunlukla açtım, etrafa öyle yatarak boş boş bakıyordum. Elim kendi kendine telefonuma gitti. Saate baktım. 6:13
Telefonumu geri yerine bıraktım ve zorlukla yatakta doğruldum. Daha güneş bile doğmamışken işe gitmem gerekiyordu. Allahım neden ?
Ayağa kalktım ve banyoya ilerledim.Suratıma değen soğuk suyla vücudum titredi. Aynada kendime baktım.
Bok gibi görünüyorum. Dün kaçta yatmıştım ya ?
Daha erken yatma sözü verdim kendime ve mutfağa geçtim.Dolabı açıp bir süre bakındım. Hiç beğendiğim birşey yoktu. Cidden alışverişe çıkmam lazım.
Dolabı kapattım ve tekrar odama geçtim.Günlük kıyafetimi giydim ve saçlsrımı taradım. Güzel oldu ya aslında.
Başım hala uykusuzluktan ağrırken telefonumu aldım ve ezbere bildiğim numarayı aradım.Kapı çalmaya başladığında çoktan geldiğini anlamıştım. Kulağımda çalan telefonu indirdim ve cebime koydum.
Hızlıca kapıyı açtım, Nehir'i görmemle istemsizce gülümsedim."Sen daha yeni mi kalktın ?" Dedi içeri geçerken.
"Nerden anladın öyle tak diye ? Sherlock Holmes mu olucaksın başımıza ?"
Nehir güldü ve kendini koltuğa attı.
Bende yanına gittim."Ne zaman işe gideceğiz ? Normalde şimdiye orda olurduk." Normal bir günümüz var mıydı ?
"Sakin ol şampiyon şimdi gidicez, az şurda oturayım. Seni o kadar kaldırcam da yetişicez diye koşturdum nefesimi düzenleyeyim az."
"Arabada da düzenleyebilirsin, hadi." Dedim ve onu beklemeden aşağı indim.
Arkamdan seslenişine sadece kendi kendime güldüm.Sürücü koltuğuna oturdum ve bekledim. Merdivenlerden indiğini gördüğümde telefonumu kapattım.
"İnsan az bekler ya." Hemen herine geçti ve kemerini taktı.
"BAS GAZA AŞKIM!" Güldüm ve arabayı çalıştırdım.
-7:26-
Sonunda gelmiştik. Nehir arabadan indi ve kapıyı anahtarla açarken onu izledim bir süre. Üniversite bitsin bu işi bir daha yapmayacağım. Sadece 1 yıl daha..
Nehir arkasını döndü ve bana seslendi.
"Arabaya kök salmayı mı düşünüyorsun ?"
O içeri girerken arabadan çıktım ve arkasından bende girdim.Burada yıllardır çalışıyorduk, ama cidden hiçbir zaman sevemedim. Nehir ise gayet mutluydu bu işi seviyordu nedense.
Önlüğümü giydim ve ortalığı hazırlamaya başladım. Burası gerçekten beklediğimizden daha popüler bir yer olmuştu.
Yılların emeği değmiş miydi sonunda ?Burayı açtığımız ilk günü hatırlıyordum hala, zor günlerdi ama kendimizi geliştirmiştik.
Nehir yanıma geldi derin bir nefes verdi.
"Amber bugün gelemiyormuş."
"Neden, hasta falan mı ?" Elimdeki bardağı bırakıp ona döndüm.
Harika, az çalışan demek çok iş demek!"Bilmiyorum ama önemli bir işi çıkmış."
"Geçinmemizden daha önemliyse peki." Dedim ve sinirle alnımı ovalamaya başladım.
Nehir elini omzuma koydu."Merak etme işi bitince direk gelicekmiş, biraz geç olucak ama o zamana kadar halledebiliriz."
Gülümsedim ve ona baktım."Sen olmasaydın ben ne yapardım ?"
Sırıttı ve işine geri döndü.
Camdan dışarı baktığımda güneş yavaş yavaş doğuyordu. Gün batımı buradan çok güzel göründüğü için insanları daha fazla çekerdi.Kapıya gittim 'Açık' yazısını çevirip işime koyuldum.
-11:09-
Cidden dördümüz koşturmaktan telef olmuştuk. Müşteriler cidden akın ediyordu ve Amber hala gelmemişti.
Sabrım mı sınanıyor Allahım ?Elimin tersiyle alnımdaki terleri sildim.
5 dakika sonra mola vericektik.
Biraz daha dişimi sıkmalı ve sabretmeliydim. Selim yanıma geldi hızlıca."Mola ne zaman vericez ya ?" Diye ağlanmaya başladı. Ona sırıtarak baktım.
"Noldu yoruldunuz mu beyefendi ?" Dedim dalga geçerek. Bana sinir olduğu hemen belli olmuştu.
"Ha ha ha çok komik. Ama senin haline bakarsak benden farkın yok." Şimdi sırıtan taraf o olmuştu.
Selin hızlıca yanımıza geldi, suratında garip bir ifade vardı.
"Konuşacağına işini yap Selim." Selim yüzünü buruşturdu ve iki elini havaya kaldırdı.
"Sakin ol kraliçem hemen hallediyorum." Dedi ve Selin'e göz kırpıp oradan uzaklaştı.
Bunun Selin'e olan aşkı beni bir gün biterecek.Selin cidden Adrien gibi biri, asla Selimin ondan hoşlandığını anlamıyordu.
Onun dışında herkes biliyordu resmen!"Sende işinin başına lütfen Linda." Dedi bana karşı daha nazik bir tonla.
Yanağından öptüm ve hemen işime koyuldum.~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~
"Sonunda mola vakti millet!!" Nehir neşeli şekilde seslendi ve hemen yanıma geldi.
"Çok yoruldum vallaha ya." Dedi ve kendini bulduğu bir sandalyeye attı.
Bende hemen karşısına geçtim ve oturdum. Sonunda popom bir yer görmüştü."Bende bittim be Nehir ve bu daha günün yarısıydı." Nehir yüzünü bu dediğime buruşturup kafasını masaya gömmüştü.
O sırada zil sesini duydum. Ah yine mi başka bir müşteri ?
Kafamı kaldırıp oraya baktığımda 3 erkek görmüştüm. Zaten yeteri kadar kalabalıktık birde siz mi geldiniz başımıza ? Hepside ayrı bir tipti resmen.
Bize doğru yaklaştılar, aralarından en uzun boylu olan gülümseyerek konuşmaya başladı.
"Merhaba biz bir menü alabilir miyiz ?"
Fazla nazik olması hoşuma gitmişti. Bende gülümsedim ve ayağa kalktım. Hemen alt bölümde olan menülerden birini aldım ve ona uzattım.
"Teşekkür ederiz." Dedi ve arkadaşları olabilecek kişilerle boş bir masaya geçtiler.
Nehir kafasını kaldırdı ve onlara baktı.
"Yine mi bir müşteri Allahım." Dedi ve kafasını geri uyuduğu yere gömdü.
Sessiz bir kahkaha attım ve midemi doldurmak için içeriye geçtim._________________________________________
Bölüm sonuu!! 😍😘👍🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mı, Takıntı mı ?
FanfictionHürkan x reader kitabıdır. Öylesine yazılmış bir kitaptır linçlemek için gelicekseniz hiç gelmeyin lütfen, hiçbir şey ciddi değildir. ⚠️Kan, şiddet⚠️ ⚠️Argo kelimeler⚠️ ⚠️Takıntılı düşünceler⚠️ ⚠️Toxic ilişki/Abusive ilişki⚠️