Chase atlantic-İnto it
Jeonghan
Bizimkilerle her zaman geldiğimiz bardaydık yine. Arkada son ses çalan şarkının eşliği ile hafifçe dans ederken aynı zamanda konuşulanları dinliyordum. Yani daha çok dinlemeye çalışıyordum denilebilir çünkü gözümü şuan bateristten alamıyordum. Kendisi aşırı çekiciydi ve bateri çalarken kafasını sallayışı falan aşırı hoşuma gitmişti.
Bir gözüm hala bateriste iken arkadaşlarımın kahkaha atmasıyla onlara döndüm. Hepsi bana bakıp sırıtıyordu.
-Han bateristi beğenmiş gibisin. Numarasını alsana gidip.
-Nasıl gidip alayım salak mısınız? Hem belki erkeklerle ilgilenmiyor bunu da bilmiyoruz.
-Jeonghan bize salak diyorsun ama yarım saattir o baterist tarafından kesiliyorsun haberin yok.
Duyduklarım ile utanmıştım. Onun bana baktığını fark etmemiştim gerçektende. Yinede içimden bir ses benim gitmememi diyordu. O sesi dinleyecektim.
-Madem kesiyor gelip kendisi istesin numaramı biraz naz iyidir.
Kurduğum cümlenin üstüne hepimizden aynı anda kahkahalar yükselmişti. Gülerken hafiften bateriste baktım. Sırıtarak bana bakıyordu. Utanıp gözlerimi kaçırdım. Flört işleri bana göre değildi. Bardağın aniden masaya çarpmasıyla yerimden hafifçe sıçramıştım.
Cheol elindeki içki bardağını masaya sertçe bırakmıştı. Sinirli gibiydi. Ne olduğunu merak edip elimi bacağına götürüp yavaşça kulağına eğildim.
-Hey Cheol iyi misin? Biraz sinirli gibisin? Bir şey mi oldu?
-Yok bir şey Han beni rahat bırak ve devam et flörtleşmene sen.
Niye böyle bir şey demişti ki normalde takmazdı bu durumu. Kafam karışık bir şekilde elimi ve kendimi geri çektim. Böyle yaptığı için moralim bozulmuştu. En yakın arkadaşımın bana böyle davranmasını istemiyordum. Cheol böyle olunca içim rahat etmiyordu. Tamam bazen herkese soğuk davranıyordu ama hiçbir zaman bana böyle davranmazdı.
-Han bateristi kışkırtmaya ne dersin? Böylelikle sana gelip numaranı istemesi de hızlanır.
-Nasıl yapıcaz ki Shua?
-Dans edeceksin tabiki de. O güzel vücudunla ona baka baka dans edeceksin ve bir bakmışsın yanında olup bitivermiş.
Bir nevi mantıklıydı ama bir nevi de riskliydi. Bilmiyorum ondan aşırı etkilenmiştim ama içimde beni tutan bir şey vardı. O hissi yok sayarak yavaşça ayağa kalktım. Elimdeki bardakla hafifçe dans ede ede pistin ortasına gittim. Bizimkilerden gelen heyecanlı çığlıklarla gülümseyip hareketlerimi biraz daha hızlandırmıştım.
Gözlerimi bateriste çevirdiğimde dudağını ısırmış bir şekilde bana bakıyordu. Yanaklarımın hafifçe kızardığını hissetmiştim ama madem başladım böyle bir şey sonuna kadar devam edecektim. Biraz daha seksi bir şekilde dans etmeye devam ederken belimde hissettiğim güçlü kollarla korkup kafamı geriye çevirdim.
Cheol'dü ama niye şuan böyle bir şey yapıyordu ki.
-Sadece sana yardımcı oluyorum Han. Belki seni benden kıskanıp daha hızlı gelir diye ve sanırım işe yaramışa benziyor. Baksana davullara daha sert vurmaya başladı.
Belimdeki eliyle kulağıma gelen sıcak nefesiyle yüzümdeki kızarıklık iyice artmıştı. Baterist baktığında böyle kızarmayan ben Cheol böyle yakın davranınca neden kızarmıştım ki. Hemde biz Cheol ile hep bu şekil olmasada temas ederdik birbirimize. Şuan kafamı bateriste veremiyordum.
Beni yönlendiren ellerle vücudum ona yapışık bir şekilde dans ederken kafamı bir türlü toplayamıyordum. Kendime gelmek için gözlerimi kapatıp kafamı geriye doğru onun omzuna doğru yasladım. Şimdi bir tık daha rahatlamıştım. Cheol ile tek bir vücut gibi dans ederken bateristi kafamdan attım. Bizi böyle gören biri gelip de numaramı istemezdi gibime geliyordu.
Şuan tek düşündüğüm şey arkamdaki Cheol'ün varlığıydı ve birde aşırı hızlı atan kalbimdi. İçkiden kaynaklıydı sanırım. Şarkısının yavaşlaması ile belimdeki eller geriye çekilmişti. Vücudumdan uzaklaşan sıcaklıkla suratımı buruşturdum. Masaya geri dönen Cheol'ün arkasından tam gidecekken kolumdan tutulmamla gidemedim. Kolumu tutan kişi bateristti.
-Selam bir şey soracaktım sana eğer izin verirsen?
-Tabi sorabilirsin.
-Numaranı alabilir miyim? Aşırı derecede hoşuma gittin de bu gece.
Onu kafamla onaylayıp telefonumu çıkardım cebimden ve ona uzattım. Yazdığı numarayı çaldırıp telefonu cebime geri koydum.
-Eğer haftaya yine bugün gelirsen sana bir içki ısmarlamak isterim. Bu arada Sunwoo ben tanıştığımıza memnun oldum.
-Jeonghan bende tanıştığımıza memnun oldum. Ve o zaman haftaya bugün görüşürüz Sunwoo.
Ona el sallayıp bizimkilerin yanına döndüm. Çoğu hazırlanmış beni bekliyordu bir tek Cheol hariç. Nereye kaybolmuştu ki
-Cheol nerde?
-Senin yanından gelir gelmez hemen eşyalarını alıp gitti.
-Anladım Shua ve hadi bizde gidelim yoruldum bugün.
Biz kalanlar sessizcr bardan çıkmıştık. Ben Shua ile aynı evde kalıyordum. Bu yüzden diğerleri ile vedalaşıp Shua'nın arabasına bindim. Alkol şimdiden başımı ağrıtmaya başlamıştı. Shua arabayı çalıştırıp eve sürmeye başlamıştı bile.
-Han sana bir şey sorucam ama beni yanlış anlama olur mu?
-Ne yanlış anlaması sor gitsin Shua.
-Sen Cheol'den hoşlanıyor olabilir misin?
Hellooooo
Tam en heyecanlı yerinde bitirdim bölümü
Yepyeni bir Jeongcheol ile buradayım. Benim bu shipi yazma sevdam asla bitmeyecek yüksek ihtimalle normalde bu başka bir shipin kurgusuydu ama onlarla yazamayınca dedim ki neden bunu canım shipime uyarlamıyorum ve uyarladım. Umarım beğenirsiniz. Bölümleri uzun süre bekletmeden atmaya çalışacağım ama yinede çok söz vermeyeyim bu konuda ve bu kitabı biraz uzun tutmak istiyorum o yüzden bölümleri çok uzun tutmayacağım çünkü bölümü uzun tutarsam diğer bölüme ilhamım bitiveriyor
Neyse çok uzattım size iyi okumalar♡(ӦvӦ。)♡˖꒰ᵕ༚ᵕ⑅꒱
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M NOT A FRİEND
FanfictionEn yakın arkadaşınıza aşık olduğunuzu fark ettiğinizde ne yaptınız? Çünkü ben şuan ne yapabileceğimi bilmiyorum