Taylor swift-Wildest Dream
Jeonghan
İki haftadır yaptığım tek şey derslere gidip gelmekti. Shua'larla takılmıyordum. Ne kadar bana kızsa da bir süre böyle tek takılmam bana iyi geliyordu. Sunwoo ile de konuşmayı kesmiştim. Bunu bilerek yapmıştım. Çünkü bu bir haftada fark ettiğim şeyler yüzünden onu da üzemezdim.Yine her zamanki gibi dersimin olduğu sınıftan çıkıyorken kolumdan tutulmasıyla durdum. Kolumu tutan kişi Seokmindi.
-Han, nereye gidiyorsun? Hadi gel bizimkiler kafede sende gel. Ne zamandır uzaksın bizden. Özledik seni.
-Sağol Seokmin ama eve gitsem iyi olur yetiştirmem gereken bir proje varda.
-Han bir şey olmuş bunun farkındayız bu olan şeyin seni kırdığı belli ama ne olursun uzaklaşma bizden. Gerçekten özledik seni.
-Sana söz veriyorum biraz daha iyi hissettiğim de gelicem yanınıza şimdi birazcık daha yalnız kalmak istiyorum. Kızma bana olur mu?
-Tamam kızmayacağım ama tek şartla o birazcık uzarsa evini basarım.
-Tamam tamam basarsın ama şimdi gidiyorum size de iyi eğlenceler.
Vedalaştıktan sonra eve doğru yol aldım. Yol boyunca ise aklım hala ondaydı. İlk defa bu kadar küs kalmıştık. Onun o sevgilisiyle olan fotoğraflarını görmemek için hesabımı dondurmuştum. Görüp de canımın daha fazla acımasını istemiyordum. Konuşulup çözülecek olayı ikimizde uzatıyorduk. Ben ona kırgındım o ise kızgındı bana biliyordum bunu. Normalde tartışsak yanına giderdim ama beni o konudan vurduğu için gururum izin vermiyordu.
Anahtarımla eve girdikten sonra eşyalarımı mutfak masasına bırakıp odama çıktım. Üstüme şort ve tişörtümü giydikten sonra tekrardan aşağı indim. Gerçekten yapmam gereken proje için çalışmam lazımdı. Tabi bu kafayla nasıl yapacaksam.
Yıkılmanın zamanı değil toparlanmam lazım. O mutlu bir şekilde devam ederken ben yıkılamazdım. Kitaplarımdan çalışacağım sayfaları açarken ellerimin titremesine bir kez daha lanet ettim. Kitaptaki önemli yerleri not almaya başlamıştım. Yazmakta zorlanıyordum ama yapmak zorundayım bu ödevi yoksa dersi veremezdim.
Derslerimiz öğlen bitiyordu bu yüzden genelde derslerden sonra kafeye gider ve yemek yerdik. Şuan kafede oturuyor olmaları lazımdı. Kendimi komple gruptan dışlamış gibiydim ama aslında sadece kendimi iyileştirmekle meşguldüm. Şu iki hafta boyunca her şeyi düşünmüştüm. Her şeyi teker teker bir daha düşünmüştüm. Shua'nın dediklerini bizim yaşadıklarımızı hepsini düşünmüştüm. Bulduğum sonuç ise beni korkutmuştu.
Belki de bulduğum sonuç yüzünden onların yanına gidemiyordum. Ben hislerimin farkında bile değilken bile ondan hoşlanıyormuşum. Ona karşı hissettiğim duyguların yoğunluğu beni korkutmuştu. Ne yapacağımı nasıl hareket edeceğimi hiçbir şeyi bilmiyordum. Bu yüzden ise hislerimi kabul edip hayatıma devam edecektim. Zaten şuan sevgilisi olan birine açılamam.
Eğer o ilişkisinde mutluysa bunu bozamam. O yüzden bir süre hatta belki de sonsuza kadar bu hislerimi bilmeyecek.Ben bir sayfanın daha sonuna geldiğimde kapının açılmasıyla kafamı oraya çevirdim. Gelenleri görünce ne yapacağımı bilememiştim. Tüm grup şuan eve giriyordu. En son içeri giren Cheol ile göz göze gelmiştik. Gözlerimi kaçırıp ayağa kalktım. Hepsinin ellerinde birer torba vardı.
-Sen bizim yanımıza gelmeyince biz gelelim dedik.
Diyip kocaman sarılmıştı bana Seokmin. Kulağıma doğru
-Biliyorum yalnız kalmak istiyordun ama daha fazla üzülmene izin veremezdim. Mutlu olmayı hak ediyorsun Han.
Geri çekilip salondaki koltuğa atmıştı kendini. Cheol ise önce beni bir süzüp sonrada mutfağa gitmişti. Yüzümün kızardığını hissederek Shuaların yanına oturdum. Ellerimi masadaki torbalara uzatıp içlerini karıştırmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M NOT A FRİEND
Fiksi PenggemarEn yakın arkadaşınıza aşık olduğunuzu fark ettiğinizde ne yaptınız? Çünkü ben şuan ne yapabileceğimi bilmiyorum