7

268 24 48
                                    

TxT-Blue hour

Jeonghan

(1 yıl sonra)

Yanımda uyuyan bedene iyice sırnaşarak burnumu onun boynuna sürttüm. Hafifçe huylanarak ellerini belime iyice sardı.

-Sevgilim uyan artık. Cheollie, bebeğim. Kalkmak istemediğini biliyorum ama bugün denize gideceğiz biliyorsun.

Kafasını saçlarımı daldırıp burnunu saçlarım arasında gezdirdi.

-Biliyorum bebeğim ama birazcık daha uyusak olmaz mı?

-Olmaz ben denize gitmek istiyorum. Hem sen dün gece senin istediğin her şeyi yaparım demedin mi?

-Onu ne anlamda dediğimi ve ne yaparken dediğimi biliyorsun aşkım ama yinede doğru senin istediğin her şeyi yaparım.

-Cheollie seni döverim bak. Yapma şöyle imalar.

-İma yapmıyorum bebeğim. Sadece dün gece olanları söylüyorum. Gerçekler yani

-Off sus aşkım ya. Tamam kalkma sen. Banyoya gidiyorum ben sende o sırada biraz daha uyu.

Gülerek belimdeki elleri iktirerek yataktan kalktım. O da hafifçe sırıtarak benim yastığıma sarılmıştı. Dağınık saçlarıyla ve o sırıtışı ile kendimi tekrar kollarına atmamak için zor tuttum. Banyoya girmeden de kıyafetlerimi aldım.
Banyoya girip kendimi ılık bir duşa soktum. Suyun üstümden akması o kadar hoşuma gidiyordu ki banyodan çıkmayı istemiyordum şuan.

Vücudumu güzelce temizleyip saçlarıma geçmiştim. Saçlarım iyice uzamıştı ama kestirmek istemiyordum. Kıvırcık kullanıyordum ve kıvırcık saçlarım benimde çok hoşuma gidiyordu. Seungcheol'ün de çok hoşuna gidiyordu bu kıvırcık saçlarım. Ellerini daldırıp o tutamlarla oynamayı çok seviyordu.
Saçlarımı yıkamam da bitince suyu kapattım.

Havluyla kendimi kurulayıp getirdiğim kıyafetleri giydim. Saçlarımı da havluyla azıcık kurulayıp banyodan çıktım. Cheollie hala yastığıma sarılmış uyukluyordu.

-Canım sevgilim artık kalkıp banyoya mı girsen haa? Denize gitmemiz gerekiyor da.

Gözlerini açıp bana bakmıştı. Uykulu hali çok tatlıydı. Onu böyle rahat bırakmak istiyordum ama gerçekten denize gitmek istiyordum. Çünkü bu planı ne zamandır yapıyorduk ve çok istiyordum bu planı gerçekleştirmek.

-Sevgilim bu uykulu hallerini ne kadar çok sevsem de eğer biraz daha uyursan üstüne su dökeceğim.

-Ahh çok korktum lütfen su dökmeyin prensim. Kalkıyorum hemen.

Kıkırdayarak yataktan kalkmıştı. Dağınık saçlarını elleri ile iyice dağıtıp yavaş adımlarla banyoya girdi. Bende bu haline sırıtıp deniz için çanta hazırlamaya başladım. Şortlarımızı,yedek kıyafetlerimizi,havlularımızı,güneş kremini ve birkaç tane de atıştırmalık koyduktan sonra çanta hazır olacaktı.

Dolaptan giyeceğimiz kıyafetleri seçip düzgünce çantaya koymaya başladım. Bir iki parça kıyafetten sonra havluları koydum. Geriye sadece güneş kremi ve atıştırmalıklar kalmıştı. Gerinip komodinde duran güneş kremini de çantaya attım. Seungcheol hala banyodaydı bu yüzden atıştırmalık hazırlayacak vaktim vardı. Hızlı adımlarla mutfağa inmiştim. Bildiğim mutfakta hemen sevdiğimiz atıştırmalıklardan hazırlamaya başlamıştım.

Mutfağa girmeyi seviyordum. Yemek yapmak zevkliydi ama en zevkli hali Cheol ile yapmaktı. Bir yıl olacaktı neredeyse biz beraber yaşamaya başlayalı. Çok ani bir karar olmuştu. Normalde Cheol ile Seokmin kalırdı. Seokmin ile Shua uzun zamandır çıkıyorlardı ve bizde çıkmaya başlayınca Seokmin ile ben evlerimizi değiştirmiştik. İki tarafta bu değişimden mutluydu.

I'M NOT A FRİENDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin