Exid-I Love You
Jeonghan
Duyduğum itirafla kafamı onun göğsünden kaldırdım. Gözlerinden sevgisinin yoğunluğu belli bir şekilde bana bakıyordu. Hislerimin karşılıksız olmadığını bilmek beni çok mutlu etmişti. Gözlerim bu sefer mutluluktan dolmuştu. Ona bir cevap vermem gerekiyordu. Bu yüzden ayak ucuma çıkarak dudaklarımızı birleştirdim.
Donup kalan Cheol ile dudaklarımı ayırdım. Ben ayrılınca kendine gelmişti ve ben daha ne olduğunu anlayamadan kendimi kapıya yaslanmış bir şekilde buldum. Belimdeki ellerle birlikte vücudumun iyice ısındığını hissediyordum. Kollarımı omuzlarından ensesine çıkardım ve oradaki saçları ile oynamaya başladım.
Sanki aylarca çölde kalmışız ve suyu birbirimizde bulmuşuz gibi öpüşüyorduk. Dudaklarımızın kızaracağını bile bile devam ediyorduk. İyice nefessiz kaldığımda ensesindeki saçlarından hafifçe geri çektim. Dudaklarımız tuhaf bir sesle ayrılınca yüzümün ısındığını hissettim. Alnımı alnına yaslamıştım.
-Bende seni seviyorum Cheol. Hemde daha kendimin ve senin bile farkında olmadığı zamanlarda bile seni seviyordum. Bunu fark etmek beni çok korkutmuştu. Bununla nasıl yüzleşeceğimi bilmiyorum. Ve tam bu anda sen bana geri geldin. Birbirimize itiraf etsekte hala konuşmamış gereken konular var biliyorsun değil mi?
-Biliyorum güzelim. Hadi konuşalım ve şu aramızdaki tüm sorunlar bitsin artık.
Ellerini belimden ayırmadan bizi benim yatağıma götürmüştü. Sırtımı o çok güvendiğim göğsüne yaslamıştım. O da sırtını duvara yaslamıştı.
-O kız kimdi Cheol? Şuan kafamdaki en büyük soru işareti bu?
-Soojin benim çocukluk arkadaşım. Aramızda bir şey yok çünkü onun sevgilisi var. İsmi de Shuhua bir gün tanıştırırım sizi. Hem o posta Shuhua da aşırı sinirlenmiş. Hatta Soojinle beraber uyumamışlar bile. Koltuğa yatırmış kızı. O gün seni Sunwooyla görünce kıskançlıktan kudurdum. Yemin ederim o çocuğu öldürmemek için kendimi çok zor tuttum. O kim oluyordu ki benim yapmam gerekenleri o yapıyordu. Buna izin veremezdim. Seni kazanamadan ellerimden kayıp gitmene izin veremezdim. Beni anlıyorsun güzelim değil mi?
-Anlıyorum ama o postu atmanın beni nasıl kırdığını bilemezsin. Bir de yeni tartışma yaşamışız ve ben duygularımı yeni yeni fark ediyorum. Nasıl bir duvara çarptım biliyor musun? Eğer o kız senin sevgilin olsaydı işte o zaman hislerimi mezara gömecektim. Böyle bir karar bile almıştım kendi kendime.
-Seni kırmamı affettirmek için seni lunaparka götürsem nasıl olur? En sevdiğin yere götürsem seni,orada sımsıkı sarılsam sana ve her kırdığım an için kocaman öpsem seni. O zaman o yaralar iyileşir mi?
-Sen olduğun sürece her türlü iyileşir benim yaralarım ama lunapark tabiki de hızlandırır bu süreci.
Dediğime kıkırdamıştı. Gitmemiz için üstümü değiştirmem lazımdı. O yüzden o çok sevdiğim kollarının arasından çıktım. Gardıroba gidip üstüme rahat ama şık olabilecek bir kombin belirledim. Cheol ise hala yatakta uzanıyordu.
-Üstümü değiştirip geliyorum. Bekle sen burada.
Diyip odamdaki banyoya girdim. Hızlıca giyindikten sonra saçımı da hafifçe düzeltip çıktım. Kapıya yaslanmış Cheol'üm beni süzerken yanaklarımın tekrardan pembeleştiğine emindim. Ben hala aynı yerde dururken elimi tutup bizi aşağıya indirmişti.
-Biz gidiyoruz sizde ne yaparsanız yapın ama bizi arayarak rahatsız etmeyin.
Cheol hızlı bir şekilde bunları söylerken aynı zamanda ayakkabılarımızı giyiyorduk. Onlara cevap verme fırsatı vermeden evden çıkmıştık. Kapıyı kapatır kapatmaz Cheol'ün elini sımsıkı tutmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M NOT A FRİEND
FanfictionEn yakın arkadaşınıza aşık olduğunuzu fark ettiğinizde ne yaptınız? Çünkü ben şuan ne yapabileceğimi bilmiyorum