Haikyuu x Reader

6-Kaynaşmaya devam!

Miiyaa..
Diyerek dişlerimi sıktım
Başıma ağrı giriyor.
Midem bulandı.
Gözlerim yanıyor.
O ise bana bakarak sırıttı ve yanındaki boş sandalyeye oturmam için patpat yaptı.

Hayır. Salak mısın? Hayır.
Oikawa'nın kolundan çıkıp ilerlemeye başladım. Parkın derinliklerina, ağaçların sıklaştığı bir yere doğru. Arkamdan bağırdı.

Abartıyor muyum? Hayır. Siz beni bile bile bu ortama çağırdınız. Gelmeyi ben istemedim.
Gözlerim yandı
Hala yanıyor
Şimdi yanması durdu. Ama bu seferde çok ıslak.

Yanağımdan gözyaşım aktı. Ağlamak istememiştim. Şaşırdım. Yanağıma dokundum. Kontrol edemiyorum ki?

+Neden ağlıyorum? Abartıyor muyum? Gerçekten berbat hissediyorum.

İnsanların huzurunu kaçırmamak ve uyumauzluk yapmamak için gözlerimi sildim ve yanlarına geri döndüm

..

Hala bana pişmiş kelle gibi bakabiliyordu.eve gidene kadar bakmamaya-görmezden gelmeye- karar verdim. Oikawa'nın yanına oturdum.
Bana fısırdadı;

+Chi? İyi misin? Özür dilerim bu kadar kötü hissedeceğini bilemedim. İstersen eve gide-

-Yemeğine bak Tooru. Lütfen.

Bal gibide biliyordun böyle olacağını. Kardeşim bilmeyecek de kim bilecek? Oynama benimle!

Yaklaşık 10 dakika sonra yanıma koyu saçlı gözlüklü çok güzel bir kız oturdu.

+Merhaba Chinatsu. Ben kiyoko; karasuno'nun menajeri. Bir antrenmana katıldığını duydum. Acaba cidden takıma girmeyi planlıyor musun? Hey.. Chinatsu.. heey? Daldın-

Çok güzeldi. Ses tonuda yumuşaktı. Yüzü büyüleyiciydi. Yanıma güneş gelip oturdu sandım.
Suratına bakakalmıştım. Yarım yamalak dinlediğim sözlerini haha evet evet diyerek geçiştirdim.

Biraz sohbet ettik ve çok iyi davrandı bana. Modumu yerine getirmişti. Keşke hep yanımda kiyoko gibi biri olsa.

..

-Herkes yemeğini yedi mi!?
Diye bağırarak herkesin dikkatini çekti hinata.

Onayladı tüm kalabalık.

-o zamaan.. voleybola geçmeye ne dersiniiz!?

+YEEEUUUUAHAHAJJZAAAAAAGAUUEEE

sesi geldi kalabalıktan. Kıkırdadım.

Bazı kişiler takım yapıp sahada, bazıları ise karşı karşıya ağaçların altında paslaşarak oynuyorlardı.

Ben ağaçların altında oynayanlardandım.

Akaashi ve Bokuto adında iki Fukurodanili ile tanışmış, onlarla oynuyordum.

Taa ki atsumu benim huzurumu bozmaktan zevk aldığı için ve kendide yanıma gelemediğinden yanıma birini yollayana dek.

-Merhaba Chinatsu. Ben rintaro. Suna rintaro. Biraz seni izledim de, oynayış stillerimiz benziyor. Biraz benimle de oynar mısın?

+Olur dedim ve akaashi-bokuto ikilisine el sallayarak rintaro'nun olduğu tarafa gittim..

Topu aldı. Ve Atsumu'ya attı.

+rintaro. Neden ona verdin? Seninle oynamayacak mıydık.?

-aah. Oynayacağız da atsumu da gelsin istedim. İyi oynar.

şimdi anladım. Tek amacı beni yanına çekip uyuz etmekmiş.

Boş boş rintaro'ya baktım ve yutkundum. Yanında durmak gerçekten çok rahatsız ediciydi.
Mideme ağrı girdi.

Atsumu gülümsedi ve parmak pasla oyunu başlattı.

Bir süre sessizce oynadık. Ama atsumu o uyuz sesiyle sessizliği bozmanın iyi bir fikir olacağını düşünmüş ki:

-Baya gelişmişsin ilkokuldan beri-

Sesini duymak istemedim. Konuşmasan olmaz mıydı?

Rintaro' nun kaldırdığı topa sinirimi çıkartmak için sertçe rastgele vurdum.

Miya'nın suratına geldi.

Yapmak istememiştim aslında -fena da olmadı ama-

Suratını tutuyordu. Yanına koştum

Dalga geçer gibi;

+İyi misin miya? Pardon bilerek olmadı ya tüh

dedim ve seslice güldüm.

Miya bana baktı ve elini çekti

O an cidden kötü hissettim. O kadar ileri gitmek istememiştim.
Burnu kanamıştı ve bana hala gülüyordu.

Bu sefer ciddileştim ve:.
+Özür dilerim ben.. ben gerçekten bilerek yapmadım.

Yumuşamamı fırsat bildi ve acıtasyon yapmaya başladı.
-sanırım kırıldı.
+NE?
-bi zahmet tuvalete götürür müsün beni?

Gitmek istemedim. Ama içimde bir yerler ona zarar verdiğim in vicdan yaptı ve kabul ettim.