(Tırnak içinde yer alan italik cümleler veyahut kelimeler Taehyung'un dudaklarından dökülen sözcüklerdir.)
İyi okumalar
Olan onca şeyden sonra elimden gelen en iyi şeyi yaptım. Saatler boyunca uyudum ve rüyamda dahi dua ettim bir mucizevi varlığa.Karşımda hissettiğim bir karartıyla kalktım uyuduğum yerden.
Dünkü adamdı karşımdaki.
Uyandığımı gördüğünde diz çöktüğü yerden kalktı."Nesin sen çocuk?"
Kendi kendine konuşmasıyla oturduğum yerde dikleştim.
"İçerideki senin annen mi güzel gözlü çocuk?"
Hipnoz olmuş gibi hissediyordum. Kafamı olumlu şekilde salladım.
Dudaklarının kenarı havaya kalktı ve bana olan bakışlarını üzerimden çekip annemin kaldığı odayı izlemeye başladı.
"Annenin hayatını bağışlayabilirim çocuk."
Kafamı kaldırıp daha dikkatli baktım karşımdaki bedene.
"Ama karşılığında bana iyilik yapmalısın."
Ellerinden birini cebinden çıkardı ve annemin odasının camına koydu.
"Karşılığında nasıl bir iyilik istiyorsunuz bayım?"
Bakışları bana döndü ve sırıttı hafifçe.
"Karşılığında nasıl bir iyilik istediğimi zamanı geldiğinde öğreneceksin. Ama unutma yaptığın anlaşmadan dönemezsin, isteyeceğim iyiliğe karşı gelemezsin ve istediğim iyilik herhangi bir şey olabilir. Hatta her şey olabilir"
Oturduğum yerde ayaklandım.
"Peki gerçekten de annem yaşayabilecek mi?"
"Benim sözüm senettir."
Ne kadar saçma da olsa inanmak istiyordum.
Tanrı'nın annemin canını bağışlayacağına inanmak istiyordum."Nesiniz siz? Tanrı mısınız?"
Hafifçe kahkaha attı. Sesi güzeldi. Kalındı, hırıltılıydı ama kulağa güzel geliyordu.
"Babamı karıştırma. Yine saçma sapan şeylerle uğraşıyordur. Belki yeni bir gezegen yaratıyordur ya da ona benzer bir şey."
Attığı bir kaç adımla önümde dikilmeye başladı. Boyu uzundu. Çok olmasa da uzundu.
"Ben arzunum çocuk. İçindeki şehvetim ben. Acılarınım ve ben senim çocuğum."
Ellerinden birini yanaklarımın üzerine koydu. Elleri çok soğuktu. Ölü gibiydi. Tenime tezat olan soğukluğu yavaş yavaş bedenimde yayıldı. Bir anda arkasından açılan koca iki kanatla olduğum yere çivilenmiş gibi hissettim. Yana doğru açılan siyah dikenli ama gerçek olamayacak kadar parlak iki kanatla nefesim kesildi.
Çok güzellerdi.
Hayatımda gördüğüm en değerli şeye bakar gibi baktım önümdeki kanatlara.
Gerçek olamayacak kadar güzel duran kanatlardan zar zor alabildim bakışlarımı ve tekrar karşımdaki adama baktım."Siz insan değilsiniz değil mi bayım?"
Tekrar gür bir kahkaha yayıldı ortama.
"Ben ışık getirenim. Ben evimden, Cennet'ten kovulanım. Ben siz aciz varlıkların günahlarını üstlenen kişiyim. Ben bir şeytanım çocuk."
İnsanlar yaptıkları kötülüklerden ya da günah olarak adlandırdıkları şeylerden Şeytan'ı sorumlu tuttu hep. Tarihte aklınıza gelebilecek çoğu dinde Şeytan kötülüklerin babasıydı. Şeytan insanları yoldan çıkarırdı. Şeytan kötüydü, günahkardı asıl günahkar insan olduğu halde. Ve çoğu dinde Şeytan hep kötüydü. Belki kötüdür dendi, o kötü dendi. Işık getirenin adı kirlendi binlerce kez. İnsanlar yaptıkları iğrençlikten Şeytan'ı sorumlu tuttular. Çünkü öyle dendi, öyle istendi. Ve Şeytan herkesçe değişirdi. Belki bir insandı, belki bir mitolojik varlık, canavardı kimine göre o, belki Tanrı'nın ta kendisiydi. Bu kadar düşünce arasında değişmeyen tek kanı Şeytan'ın insanı yoldan çıkartmasıydı. Şeytan yaptırdı derlerdi aciz varlıklar işledikleri suçlar için. Bu Şeytan'ın oyunu derlerdi işledikleri günahlar için. Ve bu Şeytan işi derlerdi dinlerinin onlara yasak,haram,günah kıldıkları şeyler için.
Işık getirendi o. İnsanların tüm günahlarını ve kötü olarak adlandırdıkları şeyleri üstlendi. Yaranamadı kimseye. Evinden kovuldu. Tanrı oğlunu, yarattığı şeyi kovdu huzurundan. Her şeyi bilen Tanrı onun sapacağını, ona karşı çıkacağını bilerek yarattı ve onun yolunu takip edenlere ebedi Cehennem'i vaadetti.
Cehennem'in efendisiydi o.
Kötülüklerin temsiliydi.
Tanrı'nın belki oğluydu zamanında.
Ve o herkesin içindeki kötülüktü. Herkesin en korkulu rüyası,en iğrenç günahı, en pis işleriydi. Işık getirenden korktu insanlar. Onu taşladılar dinleri emrettiği için. Ona lanet okudular binlerce, milyonlarca hatta milyarlarca kez. Şeytan pistir,şerdir dediler. Arzuydu o, şehvetti. Yasaklanan şeylerdi. Hepsiydi o.
Belki de sadece biriydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deal With The Devil // TAEKOOK
FanfictionJeongguk annesinin hayatı üzerine Şeytan'la bir anlaşma yapmıştı. "Annenin hayatını bağışlayabilirim çocuk." Kafamı kaldırıp daha dikkatli baktım karşımdaki bedene. "Ama karşılığında bana iyilik yapmalısın." Ellerinden birini cebinden çıkardı ve an...