'Susuzluk'

189 17 8
                                    

(Tırnak içinde yer alan italik cümleler veyahut kelimeler Taehyung'un dudaklarından dökülen sözcüklerdir.)

İyi okumalar

(⁠っ⁠˘⁠з⁠(⁠˘⁠⌣⁠˘⁠ ⁠)

"Ne okuyorsun çocuk?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ne okuyorsun çocuk?"

Birkaç saattir okuduğum kitaptan arkamdan gelen sesle ayrıldım. İşte şimdi gerçek dünyadaydım.

"Dünya klasiği."

Hâlâ arkamı dönüp ona bakmamıştım. Ayağındaki hafif topuklu ayakkabının sesi, odamda attığı adımlardan sonra kulaklarıma doldu. Bir iki adım sonra arkamda sandalyeme eğilerek enseme nefesini üfledi.

Ensemdeki ona ait sıcak nefes vücudumu ayak parmaklarımdan beyin hücrelerime kadar birer birer titretmişti. Titreyen bedenimi hissetmiş ve dudaklarından küçük bir kıkırtı firar etmişti.

Günler sonra tekrar geri gelmişti. Gelmediği günler bana yıllar gibi gelmişti. Sürekli onu beklemiş ve belki uyuduğum zaman gelir diye uykularımdan bile feragat etmiştim onun için.

Ensemdeki nefesi benden uzaklaştı. Sonra bedeni uzaklaştı. Oturduğum sandalyede, sandalyemi geriye çekerek yavaşça ayağa kalktım. Kalkmadan önce kaldığım sayfanın arasına ayraçımı koydum.

Kalkan bedenimi tepeden tırnağa süzdü arsızca. Bakışları gittikçe koyulaştı.

"Ah çocuk. Ah çocuğum. Çok güzelsin. Babamın üzerine yeminler ederim ki çok güzelsin."

Genzinden çıkan hırıltılı ses sonrası karşılıklı duran bedenlerimizin arasından ellerini kaldırarak yanağıma getirdi sıcak parmaklarını. Birkaç okşamadan sonra parmak uçlarını yüzümün her bir tarafında gezdirdi ezberlemek istermiş gibi.
Ellerinin altında heyecandan titreyen bedenim hoşuna gitmişti. Yana kıvrılmış dudaklarıyla son kez süzdü bedenimi ve yüzümden ayırarak ellerini enseme getirdi. Ensemdeki elleri yakın olan yüzlerimizi daha da yakınlaştırarak aramızdaki mesafeyi en aza indirdi. Dudakları neredeyse dudaklarımdayken derin bir nefes aldım. Heyecanlanmıştım. Hep heyecanlanmıştım onun karşında.
Dudaklarıyla dudaklarım arasındaki mesafeyi kapattı ve uzun süre sonra beni tekrar öptü. Uzun gelmişti birkaç gün. Ömrümden ömür gitmişti. Özletmişti.

Dudaklarım arasındaki dudakları başta sadece baskısını sürdürdü olduğu yerde. Sonrasında yavaşça hareket etti ve iki et parçasını dudakları arasına alarak kıstırdı.
Alt dudağımı emen dudaklarıyla büyük bir susuzluk çeken biri gibi hissettim. Sonunda kavuşmuştum suyuma.

Dudaklarım arasından giren diliyle elleri de ensemden ayrıldı ve belimi kavradı. Hafif baskısı belimde, dudaklarım dudaklarının arasında, gözleri gözlerimdeydi. Sıklaşan nefes seslerim sadece ikimizin olduğu odada yankılanıyordu. İkimizin dudaklarından çıkan ıslak sesler odada dans ediyordu.

Sevdiğim o uzun parmaklar belimden daha aşağı indi. Altımdaki siyah şorttan içeri girip kalça yanağımı okşamaya başladı. Dilime sakso çeken ağzı dudaklarımdan ayrıldığında elleride olduğu yerden ayrıldı. Gözlerime bakan gözlerinden saniyelik bir kıvılcım geçtiğinde elleriyle bedenimi kendinden itip geriye doğru adımladı.

Kafasını iki yana sallayarak düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı.

"Çocuk..."

Sadece tek kelime eden lekelikleriyle birlikte odamın dışından gelen ayak sesleri sonrası gitmesi gerektiğini söyledi ve yine gitti benden.
Adını dahi bilmediğim şeytan yine ve yine gitti.

Gidişinden birkaç dakika sonra odamın kapısı çalındığında gelenin annem olduğunu idrak edip dakikalar önce biriyle öpüşmüş bilincinde ıslak dudaklarımı elimin tersiyle sildim ve arkamdaki sandalyeye geri oturdum.

Bacaklarım titriyordu. Bedenim baştan aşağı sızlıyordu.

Nabersinizzzz
Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur
Aklıma bir şey gelmedikçe uzun süre hikayeye girip bakmıyorum ve sonrasında tekrar girdiğimde gidişatı unutmuş olabiliyorum
Size umarım hissettirmemişimdir
Kendinize iyi bakın
Taekook'la kalın 🐰🐯 🏳️‍🌈

Deal With The Devil // TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin