0.9

659 107 297
                                    

Kurye Çocuk: Nasılsın?

Umay: İyiyim sen nasılsın?

Kurye Çocuk: Ben de iyiyim

Kurye Çocuk: Üşütüp üşütmediğini merak ettim

Kurye Çocuk: Yağmur felaket yağıyordu ve sen çok ıslanmıştın

Umay: Ha onu soruyorsun sen

Umay: Eh işte

Kurye Çocuk: Eh işte ne demek oluyor?

Umay: Biraz hastayım

Umay: Ama geçer ya

Kurye Çocuk: Doktora gitmedin mi?

Umay: Gerek duymadım

Umay: O kadar da büyük bir şey değil

Kurye Çocuk: Daha çabuk iyileşirsin ama

Kurye Çocuk: Çorba içtin mi peki?

Umay: Hayır...

Umay: Ev arkadaşlarımın sabahtan beri dersi var evde değiller

Umay: Benim de kalkıp çorba yapacak enerjim yok valla

Kurye Çocuk: Tamam

Kurye Çocuk: O zaman mercimek çorbası yerine tavuk suyu çorbası getirsem iyi olur

Umay: Gerçekten bana çorba mı getireceksin?

Kurye Çocuk: Evet

Kurye Çocuk: Ciddiydim ben Umay

Umay: Bak şimdi epey şaşırdım

Umay: Tamam tavuk suyu çorbası da olur

Umay: Ama biraz fazla al, beraber içelim

Kurye Çocuk: Benimle çorba içmek mi istiyorsun?

Umay: Evet, olmaz mı?

Kurye Çocuk: Bana uyar

Kurye Çocuk: Tamam o zaman en geç bir saate gelirim

Kurye Çocuk: Geldiğimde sana mesaj atarım

Umay: Teşekkür ederim...

Kurye Çocuk: Ne demek :)

Yüzümdeki sırıtmayı silemezken burnumun akmasıyla beraber hızla peçete buldum ve burnumu silip sırıtmamı yok ettim.

Kurye çocuğa birazcık yalan söylemiştim. Fena hastaydım ve kalkıp derse gidecek enerjim bile yoktu.

Yine de zorlukla doğrulup ayrıyan bütün organlarım yüzünden yüzümü buruşturup aynadaki halime baktım. Koyu sarı olan saçlarım birbirine girmiş ve başımda bir kuş yuvası oluşmuşa benziyordu. Yüzüm solgundu, burnumu silmekten palyaçoya dönmüştüm ve üzerimde yine ayıcıklı pijamalarım vardı.

"Kalk Umay kalk," dedim kendi kendime ve yataktan zorlukla kalkıp en azından kendime çekidüzen vermek için dolabıma ilerledim. Krem rengi bir kazak bulup yatağımın üzerine atarken altıma da siyah bir tayt çıkartmıştım.

Üzerimi değiştirdiğim gibi adeta sürünerek banyoya gittiğimdeyse yüzümü ılık suyla ıslatıp dolaşmış saçlarımı biraz olsun düzeltip yüzüme baktım. Az önceki halimden daha iyi olsa da kötüydü.

Elimden gelen bu olduğu için başka bir şey yapmadan salona doğru ilerledim. Etraf topluydu. Neyse ki dağınıklık olduğu gibi toplama kuralımız vardı da bir de evi toplamak zorunda değildim.

Sipariş Durumu: YoldaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin