1806 kelime
—
"Profesör McGonagall beni odasına beklediğini söyledi. Neden olabilir sizce?" diye sordu Yoongi. Büyük Salon'da oturmuş yemek vaktinin gelmesini bekliyorlardı.
"Birinci sınıflara küfür öğrettiğin ve Aldwin Wood'da Profesör Blackburn'e küfür ettiği için olabilir." dedi Seokjin sırıtarak.
Yoongi sinirle ofladı. "Kurbağaya çevireceğim o çocuğu."
"Veya Sihir Tarihi dersinde kendin not almak yerine büyüyle yaptığın için olabilir." diye ekledi Jeongguk. Yoongi tam bir şey söylemek için ağzını açacaktı ki onu kesen kişi Hoseok olmuştu.
"Ya da Quidditch maçı sırasında Park Jimin'i büyüyle süpürgesinden düşürmeye çalıştığın için olabilir." dedi Hoseok eğlenerek. "Veya Isabella Mason'ın tüm ayakkabılarının içine solucan doldurduğun için de olabilir. Daha sayalım ister misin?"
Seokjin'de ona katıldı. "Slytherin olmalıymışsın Yoongi; onlar gibi şeytanlık peşindesin. Ravenclaw'da ne işin var hiç bilmiyorum." Okuduğu Karanlık Kuvvetler: Kendini Koruma Rehberi kitabından kafasını kaldırıp Seokjin'e baktı Jeongguk. Slytherin'ler o kadar da kötü sayılmazdı.
Seokjin'in kurduğu cümle üzerine Yoongi gülmekle yetindi. "Geçen sene benim sayemde SBD sınavlarından yüksek alan kişi mi söylüyor bunu?" dedi kendini beğenmiş bir yüz ifadesiyle. "Yardım ettiğim tüm derslerinden O, tek başına yaptığın derslerden B ve U aldığını hatırlatmak isterim. Merlin'e şükürler olsun ki yalnızca iki dersini sen yaptın."
Seokjin'in elindeki kalem Yoongi'nin kafasına uçtuğunda hemen aşağı eğildi Yoongi ve, "Iskaladın." dedi kendini beğenmiş bir gülümsemeyle. Ardından Hoseok'a döndü. "Park Jimin konusuna gelecek olursak, ilk önce o dingil beni süpürgeden düşürmeye çalıştı. Sinirime yenik düşüp onu fareye çevirmediğime şükretsin." Gözlerini devirdi. "Slytherin'ler işte. Hepsi böyle."
Jeongguk, kitabını tamamen kapatırken, "Hepsi kötü değil." dedi kendinden emin bir şekilde. Üçü de Jeongguk'a boş boş baktıklarında boğazını temizledi Jeongguk. Fikrini destekleyecek bir örneğe ihtiyacı vardı. "Mesela Yoona. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde bana hep yardımcı oluyor."
Hoseok yüzünü buruşturdu. "Çünkü Profesör, Yoona'ya eğer sana dersinde yardımcı olursa binalarına 30 puan vereceğini söyledi."
Jeongguk yutkundu. "Yine de iyi birisi."
Seokjin dramatik bir şekilde şakaklarını ovuşturmaya başladığında, "Jeongguk'un bu Slytherin hayranlığıyla nasıl başa çıkacağımızı bilmiyorum." diye söylendi.
Jeongguk daha dudaklarını aralayamadan Hoseok, yaramazca gülümsemiş ve, "Slytherin'lere değil." diye düzeltmişti onu. "Sadece bir Slytherin'e."
Jeongguk'un yüzü kızarırken, "Hoseok!" diye inledi. "Merlin'in Sakalı aşkına, öyle, -öyle bir şey yok! Nereden, -Tanrım, nereden çıkardın böyle bir şeyi?" Yüzünü ellerinin arasına alıp kafasını önündeki masaya yasladı. Hoseok'la, daha doğrusu hiç kimseyle, Taehyung'a olan ilgisini paylaşmamıştı. Nasıl oluyor da Hoseok sanki biliyormuş gibi konuşmuştu?
Yoongi Jeongguk'un sırtına hafifçe vurup gülerken, "Öyle bir şey yoksa niye varmış gibi tepki veriyorsun?" diye sordu.
Jeongguk hızla başını kaldırırken tüm soğukkanlılığıyla, artık ne kadar soğukkanlılık denilebilirse, boğazını temizledi ve, "Öyle bir şey yok." dedi tekrardan.
Üçü de herhangi bir tepki vermedi.
Jeongguk çıkmaza girdiğini hissediyordu. "İnanmıyor musunuz bana?" Yoongi gülmemek için dudaklarını birbirine bastırarak kafasını diğer tarafa çevirdi. Hoseok ile Seokjin ise çenelerini avuç içlerine yaslamış yüzlerindeki ufak gülümsemeyle Jeongguk'a bakıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
as i am ✓
FanfictionJeongguk, Hogwarts'daki ilk yılından beri dikkatini çeken Taehyung'un onu hiçbir zaman fark etmeyeceğini düşünüyordu.