3

3.1K 449 271
                                    

4661 kelime

"O çocuğa çok teşekkür etmelisin." dedi Madam Pomfrey belki de onuncu kez. Taehyung, üçten sonra saymayı bırakmıştı. "Eğer Aresto Momentum büyüsünü yapmasaydı şimdi yeni kemiklerini yapıyor olurdum ve siz genç adam, üç hafta boyunca derslere giremezdiniz."

Taehyung herhangi bir şey söylemedi. Tek odağı Bludger'ın çarptığı kolunun acısındaydı ama neyse ki birkaç saat sonra bir şeyi kalmayacaktı.

Madam Pomfrey yanlarından ayrıldığında, Jimin oturduğu yerde dikleşip kollarını göğsünde birleştirdi. "Gerçekten de Jeongguk'a teşekkür etmelisin." Bakışları Taehyung'un çatlamış kolundaydı.

"O çocuğu tanıyor musun?" diye sordu Taehyung duyduğu isim karşısında.

"Tanıyor sayılmam." dedi Jimin. "Aslında Jeongguk'u çoğu kişi biliyor. Ravenclaw ile Gryffindor'lar onu sanki kendi binalarındaymış gibi benimsiyorlar ve bizim binada da onu seven kişiler var. Min Yoongi denen adi herifin arkadaşı olmasına rağmen gayet iyi birisi."

"Adı ne demiştin?"

"Jeongguk. Bizim gibi altıncı sınıf."

Taehyung biraz düşündü. Daha önce bu çocuğun adını duymadığından emindi. Nasıl bir şeye benzediğini de bilmiyordu. Maç sırasında süpürgesinden düşerken birinin büyüyü yaptığını duymuştu. Yere yavaşça iniş yapıp bazı Profesörler yanına gelerek çatlamış koluna bakarken o, büyüyü yapanın kim olduğunu bulmakla meşguldü. Hufflepuff'lardan biri olmalıydı çünkü büyüyü yapanın sesinin arkasından geldiğine emindi. Süpürgesindeyken arkasında kalan tek bina tribünü Hufflepuff'lara aitti. Bakışları Hufflepuff'ların tribününe odaklandığında, o kadar kişi arasından ve aradaki mesafeden büyüyü kimin yaptığını anlamayı tabii ki de beklemiyordu ama bir şekilde, büyüyü yapanın kim olduğunu anlamıştı.

Tribünün en önünde bir çocuk, sanki her an aşağıya atlayabilecekmiş gibi önündeki korkuluklara yaslanmış, Taehyung'a bakıyordu.

İlk başta kendisine bakıp bakmadığını tam olarak anlayamadı ama sonrasında kendisine baktığından ve bir elindeki asasını gördüğünde, büyüyü yapanın o çocuk olduğundan artık emin olmuştu.

Taehyung etrafıyla pek fazla ilgilenmezdi. Jimin haricinde arkadaşı yoktu ve zaten olmasını da istemiyordu. Onun yanına gelip arkadaşlık kurmaya çalışanlar olmuştu fakat Taehyung hiçbirisine yanaşmadı.

"Teşekkür etmek konusunda ne kadar berbat olduğunu bildiğim için sana yardım edeceğim." dedi Jimin, Taehyung'u düşüncelerinden koparırken ve onun sıkıntıyla oflamasına neden oldu. "Perşembe günleri Hufflepuff'lar ile İksir Dersimiz var. Ders çıkışında ona teşekkür ede-"

"Jimin." dedi Taehyung, Jimin'in cümlesini yarıda kesmesine sebep olarak. "Teşekkür etme meselesini şimdilik rafa kaldırabilir miyiz?" diye sordu bıkkınlıkla. "Çok yorgunum ve kolum tamamen düzelene kadar herhangi bir şey yapmak istemiyorum."

"Jeongguk, o kadar havalıydın ki!"

Seokjin, bu cümleyi belki de otuzuncu kez kuruyordu. Bir sonraki dersleri olan Başkalaşım Dersi için Güney Kule'deki 99. sınıfa doğru ilerliyorlardı. Ders Gryffindor'larla beraber olduğu için Seokjin'de Jeongguk ve Hoseok'la beraberdi.

"Bir an dedim ki, bu bizim Jeongguk'muydu gerçekten?!" Seokjin heyecanlı heyecanlı konuşmaya devam ederken Jeongguk'un aklı tamamen Taehyung'daydı. İyi olup olmadığını öğrenmek istiyordu ama bunu nasıl yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Revir kanadına gitmeyi düşündüyse de ders Profesör McGonagall ile olduğu için geç kalabilecek olmayı göze alamadı. Ek olarak, hangi vasıfla oraya gidip Taehyung'un nasıl olduğunu soracaktı ki? Taehyung onu tanımıyordu bile. Şüphesiz, bu çok garip olurdu.

as i am ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin