7.Bölüm

25 9 2
                                    


Merhaba ve iyi okumalar🌸
Yorum istiyorum lütfen satır arası yorum yapın🌝

Hongjoong, Jongho sayesinde biraz daha kendisini topladığında uyanan Yeosang da dahil herkesi toplayarak tekrardan karanlık odaya çağırmıştı.

Otokontrolünü eline aldıktan sonra kilitleri açılan bellekleri tek tek incelemiş kaçırdıkları bir detay olup olmadığına bakmıştı. Katetmeleri gereken uzın bir yol vardı.

Fazla geçmeden topluca gelen yediliyle beraber onları yumuşak bir karşılamayla yerlerine oturtturmuştu.

Yeosang dışındaki herkes biliyordu ki bu tatlı karşılama hiç hayra alamet değildi.

"Şunu söyleyerek başlamak isterim; artık bir jeneratörümüz yok. Dün olandan sonra tamamen işlevsizleşmiş. "

Cümlesi henüz bitmişken Yunho ağlarmış gibi sesler çıkarmaya başlayarak kollarını masaya uzunlamasına uzatarak başını da masaya koyarak sızlanmaya başlamıştı.

"DLE'm, ilk göz ağrım! Hhüüüğğğğ."

Yeosang ağlayan Yunho'yu izlemeyi bırakarak Hongjoong'un arkasında kalan DLE'yi uzaktan incelemeye başladı.

İnişli çıkışlı çukurlarının içinde tuhaf biçimli kutucuklar bulunduran tuhaf bir makineydi. Kutucukların rastgele yerlerindeyse nokta şeklinde farklı renklerde ışıklar yanıyordu.

Yeosang onun bir jeneratörden çok bir sinyal kesici olduğunu düşünüyordu. Başka türlü uzun bir süre Halazia'dan saklanmalarına açıklık getiremiyordu.

Hala ışıkları yanıyorsa bir şekilde tekrardan çalıştırılabileceğini düşünüyordu Yeosang. Hongjoong'u bir şekşlde ikna ederek daha yakından incelemek istiyordu.

"... Daha sonra içerideki isyancılarla irtibata geçmemiz gerekiyor. Gerekirse onların yanına, içeriye girmeliyiz.  "

Yeosang hafifçe düşürülmesiyle kendisine geldiğinde kendisine bakan turuncu saçluyla göz göze geldi.

Diğerleri gibi korkunç bir görünüşe sahipti ve herkeste hissettiği gibi bir tedirginlik yaratıyordu Mingi'ye baktığında.

Hiçbir şey söylemeden konuşan Hongjoong'a dönerek onu dinlemeye başladığında Yeosang toplayamadığı dikkatiyle etrafa bakınmaya başladı.

Genel olarak loş bir havası vardı odanın. Camlar siyaha boyanmış ve önlerine, üstlerinde robot uzuvları bulunan dolaplar konulmuştu.

Oturduğu yerin hemen karşısında beyaz bir ışıkla aydınlatılan geniş ve uzun bir çalışma masası dışında da yere saçılmış kablo ve tamir aletleriyle aşırı dağınık, geniş bir odaydı.

"...Sen ne diyorsun profesör??"

"Ah-ne afedersin, tekrarlar mısın?"

Dinleyemediği için utanırken sol çaprazında konuşan Hongjoong'a döndü.

"Belleklerinin nasıl açıldığını bir şekilde bulmamız gerekiyor. Birlikte çalışabilir miyiz diye sormuştum. "

Dolaylı yoldan istediğine ulaşan profesör fazla beklemeden kabul ettiğindr bu sefer de alternatif planlar üretilmeye başlanmıştı. Bir çoğu Yeosang tarafından çürütülse de kimse umutsuzluğa düşmek istemiyordu.

Halazia {Seongsang}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin