10.Bölüm

34 3 14
                                    


Tüm bölümü precious dinleyerek yazdım.
Bölümün şarkısı olsun o yüzden.

Çok isteyerek ve büyük bir hevesle başlanılan iş sonuç vermeyince insan ister istemez umutsuzlupa kapılıyordu. Belki biraz daha çabalasa, kendisini zorlasa olacak olan şey senin gözlerinin önünde bile olsa kılını bile kıpırdatmak istemez insan.

Şimdi de yeosang aynı bu şekilde hissediyordu. Önünde çağrının olduğu dev ekrana boş gözlerle bakıyordu.

Neredeyde 1 haftadır gecesini gündüzüne katarak düzenli bir şekilde dönüt almayı beklediği çağrı kodu parazitli ekranda yanıp sönereken tek tuşa basacak gücü kendisinde bulamıyordu.

Yorgunlıkdan algıları körelip kulakları tıkanarak tek bir ses duyamayacak hale geldiğinden büyük bir gürültüyle açılan kapının farkına varamamıştı.

Önünden geçen beyaz saçlu beden panikle masaya sabitli panelden gerekli plan butona basarak aramayı cevapladı.

Açılan ekranda göz altları şişkin, dolgun yanakları içe göçmüş ve saçı başı dağılmış birisi vardı.

Ekranda kendisini görmek yerine sandalyede yayılmış bir şekilde oturan yeosang'ı ve ekranın tam önündeki Seonghwa'yı gördüğünde büyük gözlerini daha da büyütmüş hemen ardındansa
Arkasına dönüp "Millet açtılar!" diyip bağırmıştı.

Bir anda artan kişi sayısıyla beraber Seonghwa şaşkınlıkla ekrana bakakalırken Yeosang'dan ufak bir kıkırtı duydu.

Burada kaldığı uzun sürede ilk defa gevşeyen yüz hatlarına şahit olmak kendisini iyi hissettirirken Yeosang konuşmaya başladı.

"Endişeden ölüp ölüp dirildim burda, ne demeye kimse bakmıyor buraya hım? "

Sakin sesi iyiye işaret değildi aslında. Saçları koyu sarı olan Jisung ellerini önünde sallayarak kendisini savunmaya başladığında sesi belli belirsiz titriyordu.

"Yahu başımıza gelenleri duysan bize kızmazsın bi dinle.  Soobin ve diğerleri yok ortada. Hyunjinler Chris'in yanına gitti kaç gündür onları arıyor ama yok, sanki yer yarıldı da içine girdiler. Zeplinler desen ayrı bi' dert, bir hafta sonra sınır dışına uçacaklar. "

Nefeslenmek için biraz durduğunda yanında olanlardan siyah-beyaz saçlı olan konuşmaya başladı.

"Sipariş ettiğin parçaları almayı başardık ayrıca para da bizde kaldı. Şimdilik tek sıkıntı JoeL' in adamlarını etkisiz hale getirmek. Onu da Sky ile sen gelmeden hallederiz. Ahh, bir de Taehyun'un selamı varmış büyük büyük sevgilerini gönderdi."

Yeosang ikiliyi yüzündeki büyük gülümsemeyle dinledikten sonra önce dudaklarını diliyle ısladı sonraysa yanındaki beyaz saçlıya döndü.

"Diğerleriyle konuşup ne zaman ayrılacağımız öğrenelim ve ona göre harekete geçelim."

Seonghwa bir şey demeden sadece kafasını onaylar biçimde salladı ve ağır adımlarla odadan ayrıldı. Yeosang'ın daha rahat konuşabilmek için kendisini kibar bir dille kovduğunu anlayacak kadar tanıyabilmişti 2 ayda.

Ağır kapıyı sessizce kapatıp artık aydınlatma sistemi kurulan ve aydınlık olan karidordan geçerek alt kata indi.

Kimsenin şu anda kaldıkları binada olmadığını bilerek önce kendisine en yakın yer olan Mingi'nin atölyesine yöneldi.

Yunhoyla beraber ihtiyaçları olan silah ve cihazların yapımıyla görevlendirildikleri için bir haftadır oradan çıkmamışlarıdı.

Yürüme mesafesinde olan ön kısmı açık olan yere girdiğinde yerdeki malzemelere basmamaya özen göstererek iç tarafla girdiği yeri ayıran kapıyı açtı.

Halazia {Seongsang}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin